"Yanıyorum!" Hoseok'un gür sesiyle bağırışı tüm evi doldurmuş ve suçluluk duygusunu tümüyle vücuduma salgılamıştı.Benim yüzümden zarar gören Hoseok'u yerinde durması için tutup üzerinde ki kazağın eteklerinden tutarak çıkardım.

Kırmızı karnı ve çıplak vücudu tümüyle gözler önüne serilmişti.Şuan düşünmem gereken tek şey onun kıpkırmızı görünen karnı ve çektiği acı olmalıydı ama lanet olası beynim bundan çok uzak şeyler düşünüyordu.

Hoseok'un önüne oturup kırmızı karnına üflemeye başladım.Soğuk sayılabilecek nefesim karnına her değişin de aldığı hızlı nefesler yavaşlıyor ve gözlerini kapatıyordu.Bunun bir faydası olmayacağını anladığımda onu bileğinden kavrayarak duşa doğru götürdüm.Soğuk suyu ayarlayıp duş başlığını elime aldım ve Hoseok'un karnına doğru hizalayıp suyu açtım.

Bir anda açılan soğuk su sıcak ten ile buluşunca ağzından kaçan acı dolu inlemeyi durduramamıştı.Gözlerini kapatıp kafasını geriye doğru atmış dururken ben donmuş bir şekilde elimde ki duş başlığını kıpırdatmadan onun karnına doğru suyun fışkırmasına yardımcı oluyordum.

Biraz önce ne olduğu hakkında en ufak bir fikir dahi yürütemiyordum.

Her şey bir anda gerçekleşmişti ve şuan ben onun kırmızı ve çıplak karnına rahatlaması için su tutuyordum.Giydiği kalın kazak sayesinde su tam olarak tenine geçmemiş ve sadece kızarıklık olarak kalmıştı.Bir süre sonra bedeni uyuşunca gözlerini açıp kafasını donmuş bir şekilde duran bana çevirdi.

Ağzından kaçan kıkırtı gözlerimi karnından çekip ona bakmamış sağlamıştı.Neden güldüğünü anlayamamış bir şekilde ona bakıyordum.

"Şaşkınken çok tatlı oluyorsun." Şuan düşündüğü şeyin bu olması bana saçma gelmişti.Sonuçta onu resmen yakmıştım ve o bana tatlı olduğumu söylüyordu.

BANA TATLI OLDUĞUMU SÖYLEDİ.

Kafamı iki yana sallayıp girdiğim şaşkın ruh halinden çıktım ve suyu kapattım.Hoseok yavaşça duştan çıkarken ben kafamı eğmiş ayaklarımı yere sürtüyordum.Gerçekten onu yaktığım için kendimi o kadar suçlu hissediyordum ki bu his beni öldürecekti.

"Özür dilerim." Hoseok tamamiyle suçluluk duygusu içeren cümlemden sonra gözlerini bana çevirmiş , en sıcak gülümsemelerinden birini atmıştı.

"Senin bir suçun yok ki.Benim beceriksizliğimden kaynaklı.Kendim ettim kendim buldum." Duştan çıkmak için harekete geçtiğinde ona yer verip arkasından ilerledim.Ama gördüğüm şey beni şok etmişti.

Hayır sırtının çok kaslı ve yapılı gözükmesi değil.

Tabii o da var ama konumuz bu değil.

Sırtını tamamiyle kaplayan o çizikler.

Bu çiziklerin Dae-Ho ile kavgaya etmek için gittiğinde olduğunu düşündüğüm için biraz önce bedenimi terk eden suçluluk duygusu tekrar geri gelmiş ve etrafımı sarmıştı.Hoseok giyinmek için dolabının önüne giderken çiziklerden gözümü alamıyordum.Kafasını bana çevirip baktığında ancak kendime gelmiş ve giyinmesi için odadan çıkmıştım.

Ne diye orada salak gibi beklediysem.

Mutfağa geçip berbat olan zemini ve suyun sıçradığı yerleri silerek başka bir düşme tehlikesini yaşamamak için temiz olduğundan emin oldum.Ben tencereyi masaya yerleştirirken Hoseok üzerini değiştirmiş bir şekilde mutfağa gelmiş ve yüzünde ki gülümseme ile masaya oturmuştu.

Az önce yanmıştı ama hala yüzünde gülümseme vardı.

Bu kadar mutlu görünmeyi nasıl başarıyordu hiç anlamıyordum.

Suyu azalmış rameni yemeye başladık.Hoseok büyük bir iştah ile yerken benim aklım kesinlikle Hoseok'un çizikler ile dolu sırtındaydı.

Rameni düşünceli bir şekilde ağzıma attıktan sonra yavaşça çiğnedim.Ben daha bir çatal alırken o neredeyse doymak üzereydi.

Yutkunup boğazımdan kaymasını sağladım.Elimde ki çatal ile önümde ki tabağın içinde öylece duram rameni karıştırmaya başladım.

Gözlerim Hoseok'a döndüğünde yine aynı iştah ile yediğini gördüm.Derin bir nefes alıp ağzımı araladım.

"Özür dilerim." Hoseok'un yemeği yeme hızı yavaşlamıi ve bir süre sonra durmuştu.Ona bakmaya çekinmem hiç normal değildi.

"Az önce söyledim ya.Senin yüzünden değildi." Ağzında ki son lokmayı da yutup gözlerini bana çevirdiğinde kafamı kaldırdım.

"Onun için de özür dilerim tekrar ancak bahsettiğim şey sırtında bulunan çizikler." Hoseok'un gözleri hafif açılmış ve zorla yutkunmuştu.Elinde ki çatal tabağın yanına düşerken gözlerini benden kaçırıp etrafa bakmaya başladı.

"O geceyi konuşmamız pek iyi olmaz." Kaşlarım hafif çatılmış ve anlama çalışmıştım.O gece mi? O geceden kastı neydi? Daha bugün Dae-Ho ile kavga etmemişler- O gece mi?!

Gözlerim sonuna kadar açılırken tüm kan yanaklarıma pompalanmıştı.Hoseok gözlerini benden başka her yere çevirirken kafamı eğip kızaran yanaklarımı ondan sakladım.

Sırtında ki boydan boya çiziklerin sebebi Dae-Ho değil , bendim.

Ve bu gerçekten garip hissettiriyordu.

best friend ❆ jung hoseok✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin