0.2

499 111 31
                                    

Gece tıkırtılar duydum ve yavaşça yatağımdan kalkıp aşağıya indim. Etrafa baktım. Kimseyi göremiyordum ama lanet tıkırtılar hâlâ duyuluyordu. Biraz ilerledim ve bir şeye çarptığımı fark ettim. Eğilip elimi üzerinde gezdirdim. Saçlar... Elimi biraz daha aşağıya indirdim ve bir enseye dokundum. Kalkıp az ilerideki ışığı açtım. Michael? Yerdeydi. Yüz üstü yatıyordu. Bembeyaz teni ve kıpkırmızı dudakları öyle hoş duruyordu ki... Onu odasına götürsem mi, götürmesem mi karar veremedim. Benden nefret ediyor ve ben ona yardımcı olmaya çalışıyorum. Ah, her ne sikimse. Kucağıma alıp odasına götürdüm. Umarım uyanmaz. Yoksa yüzüme fazlasıyla yumruk yiyecektim. Üzerini örttüm ve odadan çıkmak üzere arkamı döndüm.

"Luke?"

Yavaşça ona döndüm. Bir şey demedim.

"B-ben..."

"Evet?"

"Sadece teşekkür etmek istedim."

Sırtını dönüp kafasına örtüyü çekti. Cevap vermeden odadan ayrıldım ve kendime bir kahve hazırlayıp balkona çıktım. Günün doğuşunu seyredecektim. Bu hoş oluyordu. Keşke yanımda Michael'da olsa, başımı omuzuna koyup izlerdim... Ah. Hayaller, hayaller ve hayaller...

pain ;;; muke & cashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin