BÖLÜM 12 " DRACO BENİM NİŞANLIM LAKLAK, ONDAN UZAK DUR. "

872 74 33
                                    

Medya <3

Eğer bu bölümü beğenmeyip dört kere silip en başından yazmasaydım, daha kısa sürede gelecekti ama umarım yine de beğenirsiniz.

Bu arada, mükemmel kapak için acizay a çok çok teşekkürler.

Luna sessizce yatağa uzandı. Tavanı izliyordu, ama aklı bambaşka bir yerdeydi.

Draco' nun onu öptüğünü hatırlayınca yüzüne engel olamadığı hafif bir gülümseme yayıldı. Gerçekten... Çok... güzeldi.

Hayal edebileceğinden bile daha güzeldi.

Birkaç defa kızların konuşmalarından Draco Efsanesi' ni duymuştu ama... az bile söylemişlerdi aslında.

Ellerini kalbinin üstüne koydu ve iç geçirdi.

Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra korkuyla irkildi.

Hep eleştirdiği, kızdığı o kızlar gibi davranmaya başladığını fark etti. 

Draco onu değiştiriyordu. 

Peki aslında hangisiydi? Draco' nun yanında olduğu gibi daha normal, sevecen, ve daha az içine kapanık mıydı özü? Yoksa Draco onu bambaşka birisi mi yapıyordu?

Durdu ve düşündü.

O, Draco' nun içindeki iyiliği çıkarmaya çalışıyordu ama aslında eski halinden kurtulduğunu fark etmeye başlamıştı. Draco' yu iyi birisi yapmak isterken, kendisini de değiştirmişti. Küçükken yaşadığı olayların etkisinden kurtuluyordu aslında.

O Draco' yu değiştiriyorsa, Draco da onu değiştiriyordu.

Mavi gözleri, yavaşça kapandı. Gülümsemesi, yüzüne vuran ay ışığı ile aydınlandı. Kendini uykunun kollarına bırakırken, düşmanları planlarını yapıyordu.

-------------SABAH, ORTAK SALON-----------

Luna, Ravenclaw masası yerine Gryffindor masasına doğru yürüdü ve Hermione' nin yanına oturdu. Ve yüzünde hafif gülümsemeyle izlemeye başladı. 

Çalı süpürgesini andıran saçlarını geriye attı genç cadı ve kızgınlıkla bakan kahverengi gözlerini, hızlıca ( ve oldukça gürültülü ) yiyen arkadaşına baktı. 

" Yavaş ye RON! " 

" Tomom Hormoono. " Kız, arkadaşının onun dinlemeyeceğini bildiğinden homurdandı. 

" Bazen yemeklere mi aşıksın Hermione' ye mi anlayamıyorum. " Harry söylediği sözle Ron' u kıpkırmızı ederken, yanına oturdu. 

" Harry ben, senin Ginny' ye aşık olduğunu yüzüne vuruyor muyum acaba? " İyi ki Ginny, arkadan gelmişti de bunu duymamıştı. 

Masa, kısa bir süre sessizliğe büründü. 

Luna, elindeki çatalla önündeki peynire işkence ediyordu. Aklına gelen şeyle kocaman bir gülümseme yüzüne yayıldı. 

Hafifçe arkasını döndü ve Slytherin masasına baktı. 

Draco' nun sarı saçları hafifçe öne eğilmişti, mavi gözleri görünmüyordu. 

Belki de hissetmişti Draco. Bir anda kafasını kaldırdı ve Luna' yla göz göze geldiler. 

Gülümsemek, bulaşıcıydı. 

" Peynire işkence etmeyi ne zaman bırakacaksın Luna? " Kız, kafasını çevirdi. 

" Ah, tamam. " Ve sonra tekrar başını hafifçe çevirdi, Draco' ya bakmak için. 

Ginny, kızın davranışlarını büyük bir dikkatle inceliyordu. Yüzüne yayılan gülümseme, Slytherin masasına odaklanan gözleri...

" Luna, bak şurada bir Hıpçıkık var! " 

" Hıhı... " Luna, aldırmamıştı. 

" Senin aklın nerede Luna? " 

" Olmayan bir şey nereye gidebilir ki? " Hermione sert bir tekmeyi Ron' un bacağına geçirdi. 

" RON! " 

" Hıh, ne oldu? " 

" Ne bu hal Luna? Sürekli bir gülümseme, Slytherin masasına bakma falan... Ne oluyor? " Ginny' nin sorusu üzerine, bütün bakışlar Luna' ya dönmüştü.

" Hiç. " Minik bir kağıttan uçak, uçarak geldi ve masaya düştü. Hermione kahverengi saçlarını geriye atıp kağıda uzandığı sırada Luna ani bir hareketle kağıdı aldı ve açtı. 

Draco' nun tanıdık, düzgün ve oldukça süslü yazısıyla karşılaşmayı beklerken, bir anda dondu kaldı.

Draco benim nişanlım Laklak, ondan uzak dur. Nefretlerimle, Pansy.

Yazının altına yapıştırılmış bir fotoğraf vardı. Draco, kolunu Pansy' nin incecik, kırmızı elbiseyle sarılmış beline dolamıştı. İkisinin de nişan parmaklarında oldukça gösterişli birer yüzük vardı.

Luna'nın mavi gözleri donup kalmıştı.

Demek Draco nişanlıydı...

Hem de Pansy ile...

Hermione endişeyle kızın hızla değişen yüz ifadesine bakıyordu.

Luna' nın bütün yüzüne yayılan gülümsemesi gitmiş, gözleri canlılığını yitirmişti. Saçları kadar sarılaşmış yüzünde sanki curcio yemiş gibi bir ifade vardı.

Acı...

Hayal kırıklığı...

Hayal görüyordu bunca zamandır. Draco onunla oyun oynuyordu.

Gözlerinin dolmaya başladığını hissetti.

Titreyen elleriyle mektubu buruşturdu ve yakındaki şömineye fırlattı.

" Hey Lun, nereye? " Kız, cevap vermedi ve oldukça hızlı adımlarla salondan çıktı. Hermione, kahverengi gözlerini kıstı. 

" Takip etmeye ne dersiniz? " Ginny' nin yüzüne tuhaf ve korkutucu bir gülümseme yayıldı. 

Luna' nın neler çevirdiğini öğreneceklerdi.

Neler yaşadığını da...

DRACO LUNA - ANLAT BANA -Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora