⚜1⚜

1.7K 71 55
                                    

Eren o gün, sert ve canını acıtan yataktan gözleri yaşlı bir şekilde uyandı. Kızaran gözleri ve elmacık kemiklerinden yavaşça süzülen sıcak yaşlar soğuk odaya karşı içini ısıtıyordu. Gözyaşlarını elinin tersiyle, sertçe sildi ve yavaş adımlarla yerinden doğrularak yüzünü yıkamak için lavaboya doğru yöneldi. Yüzüne soğuk suyu çarpıp kirlenmiş aynadan görüntüsüne baktı. Yeşil gözleri kızarmış, akmayı sürdüren gözyaşları kendine uzun bir yol çizmişti. Yine aynı kabusu görmüştü. Annesinin gözlerin önünde o devin hiç acımadan yediği annesini ikiye böldüğü anı görüyordu. Kısa bir zaman zarfı sonra ağlaması hıçkırıklara dönüştü. Yere yığıldı ve orada öylece ağladı. Onu orada kurtaramamıştı. Her ne kadar kabul etmek istemese de onu orada kurtaramamıştı. Belki o tahtaları daha fazla bir güç kullansaydı veya biraz daha orada kalıp deneseydi kurtaracaktı. Kalbi bir kez daha parçalanmıştı. Artık tutkalın bile bir araya getiremediği o kalbi sadece daha fazla kırıp toz ediyordu. Gözleri bir kez daha dolmuştu çünkü dileklerini gerekleştiren kişi...

Artık burada değildi.  

Kendini toparlamak için ayağı kalktı ve aynaya baktı. Kolyesini avucunun içine alarak sıktı ve bir kez daha annesi için, kendi üstüne yemin etti. "Tüm devleri öldürüp imkanını alacağım!"

Üniformasını giydi ve yavaş adımlarla kapıdan çıkıp antrenman yerine yöneldi ancak daha yolu yarılamadan Jean'ın onu bilerek iteklemesiyle yere, kalça üstü düştü. Eren, dişlerini sonuna kadar sıkarken Jean'e öldürücü bakışlar atarak "Siktiğimin piç kurusu!" diye bağırarak yüzüne ağır bir yumruk atması bir oldu. Jean bunu hiç beklemediği için bir kaç adım geri adım atıp sendeledi ama ardından kendini çabuk toparlayıp Eren'e karşılık verdi. Kısa bir kavgadan sonra ikisi de bitkin düşüp yere kapaklandı. Eren yerden doğrularak Jean'a uzun süre boyunca içinde biriktirdiğini açıkça söyledi. "Neden devamlı benimle uğraştığını anlamıyorum! Eğer derdin Mikasa ise kardeşim olarak onu koruyacağım, üvey olsa bile. Seni sevmeyen birinin peşine düşmekten vazgeç artık. Fazla bunalttı." dedi ve ayağa kalkarak, Jean'ın cevabını bile beklemeden antrenman yerine ilerledi.

Antrenman yerine geldiği anda Levi, Erenin üzerine yürüyerek onu kenara sıkıştırdı ve neden geç kaldığını sordu. Eren bir an neye uğradığını şaşırsa da sadece uyuyakaldığını ve bir daha asla böyle bir şey olmasına izin vermeyeceğini saygı kipleriyle ifade etti. Levi gözlerini iyice kısarak ereni süzdü ve boyundaki moraran ve kızaran bir kaç yeri gösterdi. Eren bilmemezlikten gelerek şaşırmış ve boynundaki morluklara dokunmuştu ama yinede Levi buna inanmadığı için genç adamı iyice sıkıştırınca erenin kendi kendine(!) olan homurdanmasını duyunca yüz ifadesi değişmişti. "Lanet Jean!"

Gözleri bir an karardı ve ardından her kelimesine vurgu yaparak konuştup Erenin yanından hızla ayrıldı. "Burası birbirleri ile sürtünüp, zevk yaşayıp, birbirinizi sikmeniz için yapılmadı, siktiğimin veledi! Götünü, sikmeleri için vereceğine; Aklını, hayatta kalmak için derslerine ver!"

Eren Jeager

Pekala. Dürüst olmak gerekirse ağzımın payını alıp iyi laf yemiştim. Üstüne üstlük Kaptan Levi, Jean ile aramda bir şey zannediyor. Bu oldukça sinir bozucu ve utanç verici, sonuçta atlarla zevk yaşamak gibi bir fantezim yoktu. Derin bir nefes vererek hüsran kaderime boyun eğdim.  Antrenmandan sonra kaptan Levi beni özel olarak odasına çağırınca bir an mutlu oldum çünkü Jean ile olan hadisenin bir yanlış anlama olduğunu söyleyebilirdim. Kaptan Levinin odasını bir kaç defa tıklayıp girmeme izin verince içeri girdim. Büyük ve Ferah odanın düzenliği göz kamaştırıren bir kez daha Kaptan Levinin ne denli titiz olduğunu anladım. Kaptan hiç bir şey demeyince ben kendim, cılız sesimle konuşmaya karar verdim. "Efendim, Beni çağırtmışsınız?"

İlgilendiği dosyalardan kendini ayırdı ve bana dönerek otoriter bir tonda konuşmaya başladı. "Eren, yarın göreve çıkıyoruz. Ona göre hazırlan. Güçlerinin diğer devlerle olan bağını ölçeceğiz."

Başımı evet anlamında sallayarak onay verdim ve asıl gelme sebebimi, beni odadan kovmadan önce söylemeye başladım "Efendim, Bu günkü konu hakkında biraz konuşmak istiyorum. Jeanla beni aramda..." Sözümü kesen, Kaptanın bana attığı kötü bakışlar ve "Aranızdaki ilişki beni ilgilendirmiyor!" diye bağırması oldu. Yüzüm iyice asılmıştı ama benim yinede o, at suratlı piç için kendi gururumu ayaklar altına almaya niyetim yoktu. "Jean ile kavga etmiştik. Beni iteklediği için. Lütfen aklınızdaki müstehcen fikirler çıkarın!" 

Kaptanın bir an gözleri sanırım onu dinlemeyip konuştuğum için sinirden parlamıştı ama açılan kırmızı dudakları duygularını anlamakta zorluk çıkartıyordu. Onu daha fazla sinir etmek istemediğim için izin isteyerek odadan ayrıldım ama gördüğüm şeyle yine sinirlerim günyüzüne çıkmıştı. Jean tam önümde pişkince sırıtıyordu. Bu, benim içimde yüzüne kocaman bir yumruk geçirme hissiyatı yaratsa da aldırmadım ve kendi odama doğru yöneldim.

Tam yatmaya hazırlanıyordum ki kapımın çalmasıyla bir anda diklendim ve karşıdaki kişiye tereddütlü sesimle girmesini söyledim. Kapıdaki kişi Armindi. Bir an derin bir nefes alarak Armine burada ne aradığını sordum ama o cevap vermeden bana doğru yaklaşıp yatağımın diğer ucuna oturdu. "Eren. Sana bir şey söylemem lazım."

Yatağımdan doğruldum ve kötü hisle ne olduğunu sordum. Gözlerini kaçırdı ve dudağını ısırarak beni şok eden bir cevap verdi.


Konichiwa -desü minna! Bütün bölümler en baştan, hikayenin akışını bozmamaya özen göstererek değiştirilip düzeltilecektir. Jane!

Sen ve Ben (Ereri/Riren)Where stories live. Discover now