İşte Başlıyoruz

46 3 0
                                    

-Benny-

Beep beep beep beep

"Bide seninle uğraşamam!" saate tıslayıp yataktaki pozisyonumu hiç bozmadan sağlam bir yumruk indirdim. Ama nedense elim saate değilde komidine geldi "Ağh elim! Sanırım kırıldı" dişlerimi sıkıp inledim "Bu son kalan saat bunuda kırmana izin veremem" üçüz olduğumuz için seslenenin Ben mi Benn mi olduğunu anlamıyordum tabikide. Yavaşça gözümü aralayıp baktım. "Yaktın beni Benn"  Benn olduğunu pijamalarından anlamıştım. her zaman siyah ve koyu renkler giymeyi sever. Ben ise tam tersi hep açık renkler giyer ve bende mavi tonlarını kullanırım. Küçüklüğümüzden beri bu hiç değişmedi. Koca Bob'un kafasını karıştırmak için tişörtlerimizi değiştirdiğimiz zamanlar hariç.

Bu arada hala burada olmanıza sevindim. Sizinle çok eğleniceğiz.

Kardeşim üstümdeki battaniyeyi çekip alırlen ona tutkal gibi yapışmış olan benide peşinden sürüklüyordu "Ugh bırak beniiii" diye mızmızlandım "Kalk hadi uyuşuk" deyip beni yere düşürene kadar çekti. Tabiki yerle öpüşmek zorunda kaldım. Fırsat bu fırsat Benny dolan battaniyeye! Eminim ki bu yöntemi sizde çok kullanıyorsunuz. Hemen kendimi kozasına girmiş tırtıl gibi battaniyeye sardım "Önce Ben'i uyandır" diye mırıldanıp battaniyeyi kafama kadar çektim.

Sorun değildi yerde de uyurum

Benn biraz daha çekiştirip en sonunda pes etti ve odadan çıktı. Ben de çoktan kalkmış banyoyu kapmıştı. O çıkana yada koca Bob'un sağır eden bağırışını duyana kadar uyuyabilirdim sanırım.

Ama lanet olsun ki uykum kaçmıştı. Sizcede günün en güzel saati tam sabah uykusuna hazırlanırken birden bire yer ile öpüşmek çok rahatsız edici değil mi?

Çok mu gevezeyim? Evet kesinlikle öyleyim.

Kozamdan bir kelebek edası ile çıktım. Koridora yöneldim. CIA'in özel evlerinden birinde kalıyorduk. Yani evimiz Lüks olsada çok büyük değildi. Bu yüzden üç kardeş aynı odada kalıyorduk.

Mutfaktan nefis kokular geliyordu. Koca Bob krep pişiriyordu sanırım. Yüzüm birden bire gözlerinden kalpler çıkan o emojiye döndü. Uçar adımlarla mutfağa daldım. Profesyonel bir zıplayışla önümdeki sandalyeden kurtulup koca Bob'un yanına vardım. "Çok güzel kokuyor ağzım sulandı" ellerimi bir birine sürtüp dilimle dudağımı ıslattım. Koca Bob gülümseyip kızarttığı pastırmaları tabaklara paylaştırdı. "Kardeşlerin nerde?" diye sordu yeniden dezgahın başına geçerken. Pastırmalardan birini ağzıma tıkıp "Bon bonyodo" lokmamı yutup devam ettim "Benn nerde bilmiyorum" koca Bob "Yemek için herkesin gelmesini bekle Benny" deyip elindeki tahta kaşıkla kafama vurdu. "Aw bu gün benden ne istiyorsunuz" deyip başımı ovuşturdum ve Benn'i aramaya gittim "Benn elma dersem çık armut dersem çıkma!" diye seslenip aramaya başladım.

Ama Benn evde yoktu. Bu yüzden bende hızla bahçeye yöneldim.

Tam da tahmin ettiğim gibi kaskını takmış, bisikletini almış evden çıkmaya hazırlanıyordu. "Benn!" diye bağırıp yanına koştum. Sesimi duyup durdu. Yanına vardığımda "Ne oldu?" diye sordu "Yine kara şövalyeye mi gidiyorsun?" "Onun ismi Rex ve iki haftadır görmedim gitmek istiyorum koca Bob'a söylersin" Bu sefer gitmekte kararlıydı ama CIA'ye geç kalırsa çok azar işitecekti.

Bu aralar işlerimiz çok yoğun geçtiğinden haftalık iznimizi kullanmamıştık ve Benn sevgilisini görememişti. Kara şövalyenin kim olduğunu size söylerdim ama spoiler olmasın.

"Koca Bob çok kızar ama" diye ikna etmeye çalıştım ama faydası yoktu. Bisikletine binip "Umrumda değil" dedi ve hızla uzaklaştı.
Ah seni baş belası hiç söz dinlemiyorsun.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 26, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ben Benn BennyWhere stories live. Discover now