2. Bölüm "Fotoğraf"

4.1K 163 13
                                    

Adım seslerim bomboş sokakta yankılanırken arada bir arkamı dönüp kontrol ediyordum. o adam her kimse bakışları ürkütücü derecede donuktu bir çeşit sapık olacağını bile düşünüyordum şu an.

yürürken aynı zamanda etrafıma bakıyorum bir market bulursam girip yiyecek bir şeyler alacağım , dün geceden beri açım. halamın evinin sokağına girdiğimde düz yolda ilerledim , bir kaç sokak ileride sonunda bir market bulmuştum. içeri girmemle beni karşılayan sıcak hava bedenimi uyuşturmuştu. dışarıda ki soğuk havaya nazaran oldukça sıcaktı içerisi , dışarıda ki küçük görüntüsüne oranla içerisi baya bir büyüktü. elime bir sepet alıp iç taraflara geçtim neredeyse elime gelen her atıştırmalığı almıştım ve hunharca yiyebileceğim kadar çukolata almıştım. kasaya vardığımda eşyaları bir bir dizdim ve bakışlarımı cama çevirdim.

yağmur yağmaya başlamıştı ve marketin camına vuran damlalar camı bulanıklaştırıyordu. eşyaların kasadan geçtiğini bildiren rahatsız edici 'bip' sesi bittiğinde kasaya döndüm ve parayı ödedim. poşetlere dizdiğim eşyalarımı bileğime takıp marketten çıktım , yağmur çok şiddetli değildi ama beni ıslatabilecek kadar yağıyordu. yavaş adımlarla eve dönerken etrafımı inceliyordum , kimsenin dışarıda olmayışını garipsiyordum bilmiyorum belkide bu havada çıkmaktan hoşlanmıyorlardı ama ben soğuğu seviyordum hele yağmurlu günlere bayılıyordum. küçük bir gök gürüldemesi ile beraber yağmur şiddetini arttırdı , adımlarımı hızlandırdım çünkü hasta olmak istemiyordum.

eve vardığımda ayakkabılarımı çıkarıp ıslanmaması için kenara koydum , kapıyı bir kaç kez çalmama rağmen kimse açmadı. muhtemelen halam evde değildi ve benim anahtarım yoktu , en kısa zamanda kendime bir anahtar almayı kafamın bir köşesine not ettim ve poşetleri kenara bırakıp duvara yaslandım.

henüz öğlen vakti olmasına rağmen hava karanlık bunun sebebinin gökyüzünü kaplayan kara bulutlar olduğunun farkındayım.

soğuktan üşüyen ellerimi cebime koyduğumda elimi tırmalayan şey ile beraber aklıma fotoğraf geldi. cebimde ki fotoğrafı çıkarıp dikkatlice baktım , muazzam bir gülümsemeye sahip bir kızdı masmavi gözleri vardı ve simsiyah saçları. fotoğrafın eski olduğu belliydi ama bu kızın güzelliğinden bir şey almamıştı , yanaklarında duran derin gamzeler insanda gülümseme hissi bırakıyordu. fotoğrafın arkasını çevirdiğimde atılmış bir tarih ve çok güzel bir el yazı ile yazılmış olan bir cümle vardı

20/12/2003

" hayat bir kez olsun eğilip öpsün anlımızdan * "

yazının ve sözün güzelliğine dalmışken adım sesleri ile kendime geldim ve fotoğrafı hemen cebime koyup kafamı kaldırdım. halam yanında bir bayan arkadaşı ile eve doğru geliyordu. yerdeki poşetlerimi alıp doğruldum

"hala banada bir anahtar verirsen sevinirim dışarıda dondum"

"aklını kullanıp çıkmadan önce düşünseydin"

kapıyı açıp arkadaşı ile beraber içeri geçti , bende hızla girip odama geçtim. aldığım eşyaları dolabıma koyup ıslanmış olan montumu çıkarıp yatağın üzerine serdim , üzerime rahat bir şeyler giydiğimde halamın sesi ile çıkıp oturma odasına geçtim

"bize iki tane bira getir "

"sevim bumu senin yeğenin"

"hı hı"

"güzel kızmış niye hiç bara getirmiyorsun"

"ama safın teki boşver"

onların saçma muhabbetlerine daha fala dayanamayıp mutfağa gittim , dolaptan çıkardığım iki birayı alıp yavaş adımlarla oturma odasına götürdm ve sertçe sehpaya bıraktım

KARANLIĞIN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin