Bölüm 43

2.6K 190 34
                                    


Ona doğru döndüm. Başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Hayal kırıklığından ötürü tamamen paramparçaydı. Bunu yüzünden okuyordum.

-"Bunu neden soruyorsun?"

-"Onun da sana karşı duyguları olduğunu fark ettim. Geçen ofiste üzerime bilerek kahve dökmesi, bu sabah evde seni benim yanımdan çekmesi... Bakışları... Bana nefretle baktı. Onunla da ilişkin var biliyorum. Seni sevdiğini bilerek onunla oluyorsan... O zaman... Benimle de olabilirsin."

-"Başkalarıyla olmamı bile göre mi benimle olacaksın?"

Başını eğdi.

-"Beni seversen başkasına gitmezsin."

-"Seni seveceğimi nereden biliyorsun?"

Yeniden başını eğdi.

-"Bilmiyorum. Ama... Onu seviyor olamazsın."

-"Ya seviyorsam?" Gözlerini hızla gözlerime sabitledi.

-"Olamaz. Sevseydin benimle olamazdın. Bana dokunamazdın."

-"Nedenmiş o?"

-"Çünkü insan sevdiğinden başkasını arzulayamaz. Başkasına dokunduğunda canı acır. Kalbi acır. Bu yaptığının karşısındakini inciteceğini bilir. Kendisi de incinir."

Öyle söyleyince içsel bir karmaşanın içinde buldum kendimi. Leon' u sevmiyor muydum? Bu yüzden mi başkasıyla da oluyordum? Tony ile ilk yattığımda canım yanmıştı. Ama dün gece hiçbir halt umurumda olmamıştı. Belki de Garry' e söylediğim şeyde haklıydım. Benim gerçekten de kimseyi sevebilecek bir kalbim yoktu. Etrafımdakileri de sadece incitiyordum.

Tony' e boş boş baktım.

-"Üzgünüm... Ama bir daha söylemeyeceğim, sevgilin olamam"

Onu ittirip kapıya yöneldim. Hızlı adımlarla arabamı buldum ve yola koyuldum. Yol boyunca Tony' nin sözleriyle meşguldü kafam. Şapkamı önüme koyup adam akıllı düşünmemin zamanı gelmişti.

Eve vardığımda başım çatlıyordu ağrıdan. Mutfağa yöneldim. Sofra hazırdı. Leon ya da Garry ortalıkta yoktu. Salon da boştu. Yatak odasına yöneldim. Leon dolabımı açmış bir şeyler yerleştiriyordu.

-"Hoş geldin"

-"Ne yapıyorsun?" Kapının pervazına yaslandım.

-"Eşyalarımı yerleştiriyorum"

Gülümsedim. Benim kıyafetlerimin yanına kıyafetlerini asıyordu. Ayrıca komodinin üzerine evindeki birkaç bibloyu getirip koymuştu. Yanına yaklaşıp dolabımdan rahat kıyafetler aldım ve giyindim.

-"Yemek hazır. Bay Garry bu gece arkadaşında kalacakmış"

-"Peki"

Üzerimi giyindikten sonra yatağa oturdum ve onu izlemeye devam ettim. Saçlarını toplamıştı. Birkaç tutam tokasından fırlamış önüne dökülmüştü. Hareket ettikçe parlayan sarkaç küpesi yüzüne çarpıyordu. Dar, toz pembesi bir pantolon giymiş, üzerine beyaz kısa bir tişört çekmişti. Ayağında çiçekli parmak terlikleri vardı. Raflara uzandıkça ve eğildikçe beli açılıyordu. Ona duyduğum şey yalnızca şehvet miydi?

'...insan sevdiğinden başkasını arzulayamaz. Başkasına dokunduğunda canı acır. Kalbi acır...'

Derin bir iç çektim. Onu sevdiğimi nasıl bilebilirdim? Biraz düşünecek olursam Rayan onu elimden aldığında dünya başıma çökmüş gibi hissetmiştim. İstifa edip gittiğinde hayatım öyle anlamsızlaşmıştı ki... Ortadan kaybolduğunda onu düşünmeden geçirdiğim bir dakikam bile olmuyordu. Onun yokluğu bende tuhaf bir boşluk ve anlamsızlığa neden oluyordu.

Kafamı incelediğim halı deseninden kaldırıp ona baktım. Bana doğru dönmüş, yatağın üzerindeki bir başka valizi kurcalıyordu. Onun şu güzel yüzünü görmeden yaşayabilir miydim? Şimdi beni terk edip gitse ne olurdu? Ya da başına bir şey gelse ve... Gözlerim hızla dolarken, boğazım düğümlendi.

-"Sanırım eşya işini biraz abartmışım" diyerek elindekini katlarken yüzüme baktı. Hemen elindekini fırlattı ve yüzümü tuttu. "Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" Yüzüme şefkatle bakarken onu hiç ama hiç hak etmediğimi bir kere daha fark ettim.

-"İyiyim bebeğim" diyerek yanaklarımdan süzülenleri kuruladım ve gülümsemeye çalıştım. Kollarımı beline sardım ve yüzümü karnına yasladım. Ellerini saçlarıma attı. Bu kez gerçekten, hissederek, tüm kalbimle ona "Seni çok ama çok seviyorum" diyebildim.


(Y.N: Yayın gününü kaçıran Mangi, sizi mağdur etmeyecek merak etmeyin :D Bu nedenle haftasonu iki bölüm daha yayımlayacağım. Kontrol etmelisiniz. Kaptandan tayfasına iyi akşamlar (;    )

Candy Man IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin