Lies

117 15 76
                                    

Freddy Fazbear Pizza'ya hoşgeldiniz! Parlak ışıkların, kahkahaların ve sevimli animatroniklerin evi.

Çocuklar kendilerini eğlendiren o robotlara adeta tapar gibi severlerdi. Hepsini sevgiyle sarıp sarmalar, onlar için resimler çizer, şarkılar ve kitaplar yazarlardı. Biri dışında...

Balloon Boy hiçbir zaman sevilmemişti. Çocuklara balon vermek ile görevli bu robot diğerlerinden farklıydı. Bunu o da biliyordu. O bir fabrika hatasıydı.

Davranışları sadece çevresindekileri rahatsız ederdi. Özellikle Foxy'yi.

Çocuklar ona lakaplar takar, zarar verir, sanki o yapmış gibi üstlerine yiyecek döküp müdüre şikayet ederlerdi onu.

Ama o yine de umursamaz, karşılıksız severdi herkesi. Gülerdi onlara, yardım ederdi. Çünkü inanıyordu, yüzünden gülümsemeyi eksik etmezse çözülürdü her şey.

Yalan.

Sessizce oturdu koridorda. Neydi onun suçu? Hayatı tekrarlanan koridorlarda köşeyi bulmak ile geçerdi. Hata yapmamaya çalışır ve sevgi beklerdi.

Belki birgün, derdi hep. Birgün beni severler.

Yanındaki keke baktı. Üzerinde beceriksizce yazılmış şekerden yazıya göz gezdirdi. İyiki doğdun Balloon Boy!

Gülümsedi. Bunu arkadaşları onun için yazmıştı. Biliyordu.

Yalan. Ben yazdım.

Yaklaşan ayak seslerini duyunca sildi robotik gözyaşlarını. Gülümsedi tekrar, yalandan ama sıcacık. Baktı yanındaki uzun, kahverengi robota. Freddy aynı duygusuz bakışlarla baktı küçük, masum çocuğa.

İki elinde tuttuğu krem rengi, tek gözü eksik oyuncak ayıyı ve yeşil tenis topunu gösterdi. "Çocuk. Bu yıl iki seçimin var. Oyuncak ayı mı yoksa top mu?"

Hiç düşünmeden oyuncak ayıyı seçti.

Beni çok seviyorlar.

Yalan. Benden nefret ediyorlar.

Oyuncak ayıya sanki hayatı ona bağlıymış gibi sarıldı. Freddy giderken ne dediğini duydu, fakat görmezden geldi.

"Ucube."

Ayıyı kucağına alıp mutfağa gitti. Keki umursamadan. Buzdolabından çikolata alıp kapattı dolabı. 'Odam' dediği alana gidip yere oturdu. Çikolata paketini açtı.

"Çikolata ister misin ayıcık?"

Ayıcık kafasını ona çevirdi. "Olur."

İçini çocuksu bir neşe kapladı. Çikolatayı yedirmeye başladı. Ayıcık bundan böyle onun en iyi arkadaşıydı. Atlı karıncanın yanına gitti ve elindeki tek şey olan parayı attı. Atlı karınca çalışmaya başlayınca ayıcığı atlardan birine koyup onu izlemeye başladı aşağıdan.

Sonlara doğru ayıcık yere düştü. Korkuyla yanına koştu pelüş dostunun. Onu kucağına alıp hızla ilk yardım dolabına gitti. Bir sandalye çekti ve dolabı açtı. Yara bandını aldı. Bir an dikkatsizlik ile sandalyeden aşağı düştü.

Yüzü hasar alsa bile umursamadı. Dostunun yanına gidip hiçbir hasar olmamasına rağmen yapıştırdı bandı, ayıcığın dizine.

Just Like BalloonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin