zes

711 41 13
                                    

"Artemis bu gece dışarı çıkmaya ne dersin?"

"Bilmem, olabilir aslında." Kitaplarımı dolaba koyup, Chole'e döndüm. Dolabona gömülmüş rujunu sürüyordu. "O rujun 2. Derse kalmayacağını bildiğin halde neden sürüyorsun?"

"Michael'ı baştan çıkarmayı seviyorum," sırıtarak başını geriye attı. Tam o an da Michael'ın kolları Chole'un belini buldu.

"Beni mi çağırdın bebeğim?" Gözlerimi devirerek öğürme taklidi yaptım. Michael'ı deli etmeyi seviyordum. O da beni. Böyle anlaşıyorduk biz.

"Sikik çeneni topla, Artemis."

"Ya da ben senin çeneni sikiyim?" Calum, tek kolunu arkamdan omzuma attığında Michael'a sırıttım.

"Öhm, bir şey mi demiştin Michael?" Derince nefes alıp kaşlarını çattı. Zoraki gülümsemesi yüzünü bulduğunda, Calum sırıtıyordu.

"Çenen diyorum. Kapatsanda yorulmasa. Hani yorulur sesin kısılır falan istemeyiz." Kahkaha atarak Calum'a biraz daha yaklaştım. Bana her küfür edişinde Michael'a yakalanıyor, sonra da düzeltmek isterken iltifatlarını sıralıyordu.

"Akşam yarışta sizi görmedim?" Chole bana dönerek sorduğunda, elimde olmadan gülümsedim. Yine benim istediğim olmuştu ve Calum bana hiç kızmamıştı. "Şey, bizdeydik."

"Yarışı Luke ve Ally kazandı," Michael'ın düşünmeden söylediği söz ile Calum'un tüm kasları gerildi. Hay sikeyim, keşke dün onu eve götürmeseydim.

"Bu önemli bir şey değil ki. Bir sonraki yarışta zaten Calum doğrudan girecek. Luke eziğiyse ancak böyle yarışları geçerek katılabilir. Biraz mantıklı düşünün. O, hala Calum'un peşinde sürünen bir inek," Chole'un söyledikleri biraz olsun Calum'a etki etmiş olacak ki başını sağa sola sallayarak beni, daha çok kendine çekti.

"Acıktım, hadi bir şeyler yiyelim."

"Sen hep açsın renkli bok."

"Sen de hep sürtüksün, Art."

"Adımı kısaltma orospu!"

"Sen de bana orospu deme, sürtük!"

Hırsla tekmemi dizine geçirdiğimde, inledi. Göt deliği, beni çileden çıkarıyordu!

Take Me To Church ● Hood Where stories live. Discover now