Bölüm 7: "Sarhoş."

3.9K 270 46
                                    

Ben de bir huy var. Bir kitabı okurken asla yazarın açıklamalarını okumam,hemen geçmek isterim kitaba. Hatta bazılarınız eminim ki benim gibi okumadan geçiyordur. Ama söylemek istediğim birkaç şey var. Gerçekten...
Size ne kadar teşekkür etsem az be canlarım benim! Bu kitabı sadece içimdeki enerjiyi atacak bir şey bulamadığım için yazmaya başlamıştım. Ve hiç böyle ilgi göreceği aklıma gelmemişti. İlginiz ve beni yeniden yazmak için heveslendirdiğiniz için size minnettarım be. Az önce ağlamak üzereyken sizin mesajlarınız sayesinde salak salak dans ettim evde. Şimdi suratımda aptal bir sırıtışla yazıyorum bu bölümü. Bunu bana yaşattığınız için çok teşekkürler.

-Hazalö

***

Artık açacakla açılmaktan tırnak kadar olmuş göz kalemini elimde sallayarak oje süren Defne'ye döndüm.

"Bu saçma sapan şeyi icat edeni bulursam sana sözüm olsun onu çiğköfte yapıp önüne koyacağım kanka."

Zaten günün yirmi dört saati aç olan biricik arkadaşım Defne'nin bu sözümle gözleri parladı.

"Lan deme öyle deme. Açım olum ben burada!"

"Kanka sen hep açsın." Diyen Mısra'ya güldüm. Kızlarla alışveriş sonrası yurda dönmüş,hazırlanıyorduk. Asya denen mal kuzenimi sorguya uyumadan önce çekeceğim için şu anlık serbestti.

Hepimiz kıyafetlerimizi giyip,saçlarımızı yapmıştık. Makyajını tamamlamayan tek ben kalmıştım ki zaten bu ancak benden beklenirdi. Elimdeki kalemi umutsuzca çöpe atacakken Asya beni durdurdu.

"Onun tanesine ben yirmi lira veriyorum lan top."

"Şu minicik şeyi nerene sürebilirsin acaba canım kuzenim?"

"Şöyle," diyerek beni sandalyeye oturttu ve gözümün içine şerit çekti.

Ben mi cenabettim de bunu becerememiştim sadece lan. Neyse ki sonunda hepimiz hazırdık ve yola koyulduk.
Normalde okulun bahçesinde olacaktı parti fakat bir değişiklik olduğu söylenmiş ve bar-cafe tarzı bir mekanda karar kılınmıştı.

Okul servisi yetiştiğimizi söylediğinde servisten teker teker indik. Erkeklerin çoğu kapıdaydı. Bazıları sigara içiyor bazıları sohbet ediyordu. Ben Defne'nin söylediği şeye anıra anıra gülerken biri beni arkadan dürttü.

"Ney?" Diye arkama döndüğümde Alya kaş göz yaparak ilerde elleri cebinde yere bakan Aras'ı gösterdi.

"Tarlası yanmış köylü gibi duruyor çocuk ya. Ne yaptın sen buna?"

"Ne yapacağım kanka? Hem ben ne yapabilirim ki zaten? Ne alaka yani?"

Bana "he knk sen kimi yiyon." Bakışı atıp göz devirdi.

"Yeme beni şimdi. Her şey ortada."

Tam ağzımı açıp itiraz edecekken Defne beni cimcikledi.

"Kim ne yiyor?"

"Ben seni kanka. Ben seni."

Eren elinde Raffaelo kutusu ile bize doğru gelirken gözlerimden kalpler fışkırmaya başladı.

"Bayanlar,bu geceki güzelliğiniz ile bizleri şereflendirdiğiniz için teşekkür olarak alın bunları."

Bak bak bak. Kibar da davranırmııış.

Kızların hepsi öküz gibi kutuya ellerini daldırırken Asya sessizdi. Normalde onun en sevdiği çikolataydı ve şimdiye kutuyu alıp kaçması gerekiyordu. Ama o yerinde durmuş gülümsüyordu. Tabii biraz kabız olmuş gibiydi tipi ama...

Düşman İkizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin