2. Bölüm: "İddia"

627 49 37
                                    

Gözlerimi hafifçe araladığımda beni boynumdan tutan birinin olduğunu görebildim. Ne olduğunu bilmiyordum ama bacaklarımda hafif bir ağrı vardı. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Daha net görebiliyordum. Beni tutan bir erkekti. Boynumu ellerinden kurtarıp dikeldiğim sırada bacaklarımın ağrıdığını unutup hızlı hareket ettim.

"Ahhh!" diye bağırdım istemsizce. Tekrardan tuttu beni. Sinirlenmiştim.

"Sen kimsin ve bana ne oldu?!" diye bağırdım. Tedirgin olmaya başlamıştım.

"Ben, Uğur ve sana araba çarptı."

"Ne?! Ne arabası ya? Dikkatsiz şey. Tipinden belli zaten dikkatsiz olduğun!" beklediğimden de fazla yükselmiştim.

"Ben mi dikkatsizim?" dedikten sonra sevimsizce bir kahkaha patlattı. "Kaç kere kornaya bastım ama nafile. Kendini gömmüşsün telefonuna. Bende frenleyemedim ve çarptım."

"Tamam, gene sen suçlusun! Ne diye bu dar sokakta hızlı gidiyorsun!"

"Hızlı gittiğimi nereden biliyorsun?" dedikten sonra kilitlendim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Bildiğin mort etmişti beni. Bir şey bulamayınca gene cırlama taktiğimi kullandım.

"Sen ne kadar gıcık bir şeysin? Nefret ettirdin be!" tekrardan bir kahkaha attı.

"Ne kadar nefret ettin? Ben pek anlayamadım. Öyle bir şey söyle ki benden nefret ettiğine ikna olayım." düşünmeye başladım. Kendimi ona ikna ettirmek zorunda değildim ama onun lafının altında kalacak da değildim. Bir iki defa öksürdükten sonra lafa girdim.

"Eğer bir daha seninle karşılaşırsam.." duraksadım. Gaza gelmiştim ama bir anlık gelen gaz beni kötü etkileyebilirdi.

"Evet karşılaşırsan?" işte bu laf beni daha da gaza getirmişti.

"Ne istersen yaparım!" bunu söyledikten sonra ağzımı iki elimle kapattım. Nasıl böyle bir şey diyebiliyordum?

"Bu işi iddiaya dökmeye ne dersin? İddialara bayılırım. Hem senin lafından dönmen imkansız olur." dediğinde durdum. Kendimce ölçüp tarttım.

"Tamam, kabul ediyorum."

"1 hafta içinde karşılaşırsak sen ben ne istersem yapacaksın. Eğer 1 haftadan daha geç sürede karşılaşırsak ben sen ne istersen yapacağım. Var mısın?" diyerek serçe parmağını uzattı.

"Varım!" deyip bende serçe parmağımı onun serçe parmağına kilitledim ve yavaşça ayağa kalkmaya çalıştım. Ayağa kalktıktan sonra markete doğru tekrardan yürümeye başladım. Bacağımın ağrısının neredeyse tamamı geçmişti.

***

Alışverişimi tamamlayıp evime geçmiştim. Şimdi ise mutfakta yemek yapmak için cebelleşiyordum. Gittiğim marketten aldığım bir tencere ve bir tavayla yemek yapmak daha zor oluyordu ama şimdilik bunlarla idare etmesini bilecektim ve ileride kendi kazandığım parayla daha güzellerini alacaktım. Bugünlük pratik bir şeyler yapmaya karar verdim. Pratik yemek denince hemen aklıma makarna geliyordu. Poşetlerin içinden makarnayı çıkardım ve tencereye su doldurup ilkel yollarla suyu kaynatmaya çalıştım.

Su kaynadıktan sonra içine makarna paketini boşalttım ve mutfaktaki pembe ufak pufun üzerine oturdum. Evdeki her odada ufak puflar vardı ve bu puf detayı çok hoşuma gitmişti. Yemeğin olmasını beklerken cebimdeki cep telefonumu çıkarıp annemi aradım. Aklıma geldikçe onu aramaya karar vermiştim ve şu an o karara uyuyordum.

"Alo, annem nasılsın?"

"İyiyim, kızım ne olsun. Babanla oturuyorduk. Tam seni andık sen aradın."

Aşk İddiasıWhere stories live. Discover now