Bölüm 23

97.9K 5.4K 275
                                    

Instagram: utarit5 🥑

Bölüm 23

Kısa süre sonra sessiz bir sokaktaki, eve ulaşınca gözlerimi yumarak, derin bir nefes aldım.

Toprak'a bakıp "Akşam görüşürüz." dediğimde bile yüzüme bakmaması, kendimi kötü hissetmeme neden oldu. İkimiz de birbirimizden dengesizdik... İçimde filizlenmeye başlayan hisler ise durumumu daha da zorlaştırıyordu.

"Görüşürüz." dediğinde Ezgi ile birlikte arabadan indik. Ezgi sırt çantamı omzuna yüklerken, araba geri geri gitti.

Bir hışımla arkamı döndüm ve hızlı adımlarla eve yürüdüm.

Ezgi yanıma ulaştığında "Hey!" diye seslendi.

Dönüp bayık gözlerle ona baktım.

"Siz kavga falan mı ettiniz?"

Kapıyı tıklattım ve umursamaz bir ifadeyle, "Hayır." dedim. İşin garip yanı Ezgi'ye karşı kullandığım bu sert ses tonunu, Toprak'a karşı kullanamıyordum.

Annem kapıyı açınca Ezgi gülümsedi ve dişlerinin arasından "Sonra konuşacağız bunu..." dedi.

"Hoş geldiniz kızlar." dedi annem sımsıcak gülümsemesi ile. Bir anne gülümsemesi benim için, tüm kötü şeyleri silip süpüren bir ilaç gibiydi.

Yanağına sulu bir öpücük kondurdum ve içeriye geçtim. Annem kucağımdaki Arsu'yu aldığında, ayakkabılarımı çıkardım.

Annemin iki valizi de ayakkabılığın yanında durmaktaydı. Hüzünle içeriye gittim.

Ezgi "Demek gidiyorsun Nurgül Sultan." dedi sıkıntı ile. Bense sessizce koltuğa oturdum ve uyuyan Arsu'yu izledim.

Annem limonata dolu bardakları tepsiye doldururken "Ablamı daha fazla yalnız bırakamam canlarım..." dedi.

Yanımıza geldi ve tepsiyi masaya koydu.

"Duru sana emanet..."

Boğazım düğümlendi ama yutkundum. Ağlamak yok, annemin yanında ağlayıp onu üzemezdim... Derin bir nefes aldım ve gözyaşlarımı geri yuvalarına gönderdim.

"Sana gelince Duru..." deyince ona baktım.

Şefkatle gülümsemekteydi.

"Senin doğrusunu yapacağından hiçbir şüphem yok."

Elini dizime koydu ve destek verircesine sıktı.

"İnsanlar doğruları hakeder. Sonuçlarına katlanmak zorundayız ama iyi ama kötü..."

Gitmeden önceki son nasihatıydı sanırım. Ama iyi ama kötü... Ve ben de bu nasihata uyacaktım.

Sonucun ne olacağını ise hep birlikte görecektik.

Limonatanın son yudumunu da aldığımda, yavru köpek bakışları ile anneme baktım. Her zaman olduğu gibi gitmesi beni üzüyordu. Anneme sarıldığımda başımı okşaması kadar huzur veren bir şeyin daha olmadığını anladım, benim için bu dünyada... Bazen onun bir sıcak bakışı, içimdeki tüm hüznü, kırgınlığı ve mutsuzluğu silip süpürürdü...

Bardakları yıkayıp yerine koyduğunda, ellerini kuruladı ve bana baktı.

"Çıksak iyi olacak kızlar..."

Suratımı asarak ayağa kalktım. Bu işin en zor kısmı onu yolcu etmekti. Ezgi bir taksi çağırırken, annemin bavullarını dışarı taşımasına yardım ettim. Ezgi'de Arsu ile birlikte dışarı, yanımıza geldiğinde; kapıyı kilitledim ve anahtarı çantama attım.

Duru Bir UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin