Son Druid (efsane Leydiler Serisi 3)(TAmamlandı)

aşk

Lord Mcfield karanlık ormanda ilerliyordu. Ne zaman buraya gelse huzursuzlanıyordu hangi normal insan burda yaşardı ki. Bir tek o canavar yaşardı tabi. Mecbur kalmasa asla bu lanetli yere gelmezdi. Sonunda o mcdonald lardan intikamını alıcaktı. Onlar yüzünden babasını kaybetmişti.Olgunluğa ulaşıncaya kadar amcalarının boyunduruğu altında eziyet dolu yıllar geçirmişdi. Onlar yüzünden annesi intihar etti. Bu dünyadaki tek dayanağı oydu ve oda gitmişti. İşte sonunda vakti geldi.

" hoşgeldiniz lord mcfield" cüppesinden dolayı yüzü bile görünmeyen adam tam karşısında duruyordu. Sadece ellerini görebildi karışmış,yer yer beyaz lekelerle dolu baktığında mide bulandıran bir manzaraydı bu.

" bana verdiğin sözü tutma vakti Marcus" lord mcfield yıllar önce marcusu ölmek üzereyken karanlık ormanda bulmuş ona hayatını bağışlamıştı. Marcusta ona intikam sözü vermişti. Gizlice burda yaşamasına,büyü yapmasına göz yummuştu.

Marcus, kara orman druidi eva nın yardımcısı bir orman perisiydi. Eva ya deli gibi aşık bu peri onun her türlü kara büyüsüne yardım eder insanlara acı çektirmesine ses çıkarmazdı. Alex e olan aşkına bile katlanırdı yeterki eva onu yanında istesin diye.

" sana yaptığım büyü artık kalktı lord kız bulundu ve buraya geri getirildi." işte chris ' in duymak istediği buydu.

" iştediğim alex in acı çekmesi" gözünü intikam bürümüştü. Bu yaratığa yardım etmesininde tek nedeni buydu. Marcus tekrar yaşam enerjisine kavuştuğunda chrisin içindeki intikam hırsını hissetmiş ve onu kullanmıştı. Bu adam sayesinde hem evaya tekrar kavuşacak hem de alexden kurtulacaktı. Druidlerin kadim büyüsüne karşı onu korumuş geçmişin üstüne sis bulutu sarmadan onun hafızasını korumuştu. Chris, alex ve marwin gibi lisanın ölümünden tekrar hayata dönünceye kadar ki herşeyi hatırlıyordu marcusun büyüsü sayesinde.

"acı çekicek bana kızı getir içinde bir yerde eva hala yaşıyor o ölmeden de geri dönemez. İkimiz içinde iyi bir anlaşma"

" tamam yaratık yakında gelicek" diyerek kara ormanda gözden kayboldu lord mcfield.

Yaratık.. Bunu her duyduğunda içi acıyordu marcusun. O bir orman perisiydi. Çicekler kadar güzel kokar,gökyüzü kadar güzel görünürdü. Hiç bir kadının karşı koyamayacağı kadarda çekiciydi, tabi bir zamanlar. Eva, lisayı lanetiyle yok ederken diğer büyücülerde kızı kurtarmak için evayı yok etmişti. Onu da kara büyüden dolayı lanetleyip ölüme terk etmişlerdi. Suda yansımasına bile bakmaya dayanamıyordu. Ama artık bir umudu vardı. O kız ölücek ve eva sonsuza kadar onunla olucaktı.

" az kaldı güzel evam sonsuza kadar birlikte olucaz"...

Lisa dün gece alex ile yaptığı anlaşmayla birlikte yeni bir güne başlamıştı. Bakalım bu koca dev ona nasıl kur yapacaktı. Lisa itiraf edemesede zaten alexe aşıktı. Yine de bir aşığın nasıl kur yaptığını ve neler hissettirdiğini çok merak etmiyor değildi.

" günaydın yengecim" emily tüm sevimliliğiyle karşısındaydı. Bu kız bu enerjiyi nerden buluyordu acaba diye merak ediyordu lisa.

" bakıyorum bugün çok mutlusun sonunda abim senin yüzünü güldürdü sanırım" lisa bu kızı ilk gördüğü andan beri seviyordu. Sahip olamadığı küçük kız kardeş gibiydi. Her zaman neşeli ve ele aavuca sığmazdı.

" belki de, bana kur yapmasını tavsiye ettim "emily şaşkınlıkla baktı. O masmavi gözleri şokla kocaman açılmış lisaya bakıyordu.

" koskoca mcdonald beyi alex sana kur yapacak tanrım bunu kaçırmak istemiyorum" ikiside şen bir kahkaha atmışlardı.

" siz neye gülüyordunuz "

" günaydın küçük yengecim"

" günaydın bayanlar artık üzülmeye başlıyorum beni dışladığınız için " mary ikisinin güldüğünü görünce alınmıştı biraz.