Isyan

27 4 1
                                    

Sonraki dakikaları çok hatırlamıyorum.

Hatırladığım kısım Ted'in beni korumak için beni işin dışında tutuşuydu.

Beni ona yemek götürmem için kandırdığı küçük bir kız olarak anlatıp tüm planları kendi yaptığını söyledi.

Tabi ki de buna inanmadılar ve beni de tutukladılar.

İşkence edilirsek belki ne yapmaya çalıştığımızı, başka kimlerin işin içerisinde olduğunu söyleyeceğimizi söylediler.

Ama Ted buna izin vermedi. Planların tamamen kendine ait olduğunu söyleyip, bunca zamandır kaçtığından bahsetti.

Çiğnemediği yasaları bile çiğnemiş gibi anlatarak dikkatleri benim üzerimden çekmeye çalıştı. İşkenceleri fayda etmedi, beni korumak konusunda ısrarcıydı.

Onun her tarafı morarmış ve kanlar içindeki bedenini görebildiğim tesadüfi birkaç kısa anda, o ana dek hayatımda hiç hissetmediğim duygulara kapıldım.

Korkmaktan farklıydı, ama korkuyordum da. Acımaktan da farklıydı, ama canı yansın istemiyordum.

Belki de vardı bu duygunun adı. Sadece biz ona çok yabancıydık.

Ve Ted, orada görevlilere o kadar direndi ki en sonunda onu gözlerimin önünde vurdular.

Beni ise sonrasında çok fazla tutmadılar. Masum olduğuma nasıl inandıklarını bilmiyorum ama korkumdan ve şaşkınlığımdan belki de onlara çok daha küçük bir çocuk gibi görünmüşümdür.

Ama şimdi bu küçük çocuk, dünyayı kendi başına değiştiriyordu işte.

                    ~ ~ ~ ○ ~ ~ ~

9 yıl geçti. Ve bu 9 yılda ben Ted'in tüm planlarını gerçekleştirmek için elimden geleni yaptım.

Bu artık hayat amacım haline gelmişti. İnsanlara insanlığı geri verecektim; insan olmayı, bastırılmış doğalarını onlara yeniden öğretecektim.

Yaşlı kadına yardım eden genç kızı bulup yanıma aldım. Başlardaki çekingenliğiyle yine yeniden bir ceza almaktan korktuğu çok açıktı. Benim farklı olduğumu anladığı ilk anda, gözlerinde sorgulayan bir ışık yandı.

Ve onu bana güvenebileceği konusunda inandırdım. Anlattığım onca şey, öyle ilgisini uyandırmıştı ki planlar konusunda benden daha hevesli hale gelmişti.

Biz de adımlarımıza çok küçük yerlerden, en temel değişikliklerden başladık.

Örneğin insanların yanlarında konuşmamızı gerektirecek bir durum olmadığı halde konuşarak, onlara bunun kötü bir şey olmadığını gösterdik.

Yasalara uymaları için insanları sürekli ama sürekli uyararak, aslında onlara uymamak gibi bir şansları olduğunu da fark ettirmeyi amaçlıyorduk.

İşe de yarıyordu.

Birden bire sıradan vatandaşların kendilerine böyle uyarılarda bulunmaları insanları şaşırtıyor ve o şaşkınlıkla da yaptıklarını düşünmeye sevk ediyorduk.

Üstelik onca süre boyunca görevliler tarafından iyi bir şeyler yaptığımız sanılarak takdir edildik.

Yaşımız geldiğinde Aile Kurumu'nca eşleştirildiğimiz insanlarla evlendirildik ve evlilik göçü *insanlar arasında kültür farkı ve dolayısıyla sınıflaşma oluşmaması için yeni çiftlerin farklı bölgelere ya da farklı kıtalara gönderilerek zorlandıkları göç* ile şanslıydık ki sadece aynı kıtada farklı bölgelere gittik.

İletişim kurmanın yollarını bulduk ve alıştırmaya başladığımız eşlerimizle de birlikte insanların zihinlerine fikirlerimizi yerleştirmeye başladık.

Onlara, onlar için yeni kavramlar sunduk. Zevk, istek, özgürlük gibi.

Bir süre sonra bunları bizim için yapan insanlar ortaya çıktı. Bu bizim de beklemediğimiz bir şeydi. İnsanlar düşünmeye başlamıştı.

Sonra çocuklarımız oldu ve onları kendi istediğimiz gibi yetiştirerek gözlemledik. Hayal güçleri insanı hayrete düşürecek şekildeydi. Saf, işlenmemiş bir beyin kendi haline bırakıldığında neler ortaya çıkarabiliyordu.

Ted'in kütüphanesinden seçme kitaplarını bu tertemiz zihinlere okutabilsek, onlar neler geliştirebilirdi merak etmekten asla kendimi alamadım.

Ama bu yeni toplumu oluşturmak üzere planlarımızda çocukların çok büyük bir etkisi olduğunu her halükarda söyleyebilirim.

                    ~ ~ ~ ○ ~ ~ ~

Biz, Steven Hostway'in 2. Milat'ından sonraki üçüncü nesildik. 1. Milat'a göre 2137 yılındaydık yani tam 83 yıldır, ellerinden kitapları, medyası ve ilmi alınan insanlar beyinlerinin yıkanmasına izin veriyor, kendileri için en iyisi olduğuna karar verilen şekilde yaşıyorlardı.

Ama artık bizler, düşünce kalıplarını kıran biz yeni nesil ve bizim yetiştirdiğimiz çocuklarımız, insanlığımıza kavuşmak için hazırdık.

--son--

II. Milat Where stories live. Discover now