Sleep with me

Eight: New school day and new stupid people

Alex

Arabanın içinden Luke'un Edward'ı okula bırakışını izliyordum. Luke ona dar bir siyah pantolon almış ve ayağındaki postalların aynısını giydirmişti. Gerçekten onun oğlu gibi duruyordu. Edward'ın üzerinde dünkğ geldiği kıyafetler vardı. Luke ile henüz alışveriş yapmadığımız için almamıştık. Edward, Luke'un elini sıkıca tutuyordu.

Camı yarıladım. "Hadi git evlat."

Karşısında yeni sınıf öğretmeni duruyordu fakat Edward bir yere gitmiyordu. Şaşkınlık içinde onlara baktım. Öğretmen gelip, Edward'ın kolunu tutmaya çalışınca hızlıca Luke'un bacağına sarıldı. Luke, Edward'ı biraz kenara çekti ve yere eğildi. Edward'ı kucağına alıp tam kafasının üzerine çıkarttı. "O zaman seni sınıfa ben götürürüm."

Gülümseyerek onlara baktım. Luke omzunda Edward ile koşmaya başladı. Dudağımı yalarak onlara baktım. Keşke bir çocuk doğurabilseydim. Luke'un evde 'baba oluyorum' cümlesini duymayı istiyordum. Gözlerimi okuldan çektim.

Dakikalar birbirini hızlıca takip etti. Luke gülümseyerek arabaya bindi.

"Edward tam bir deli."

Gülerek bana baktı. Kaşlarımı çattım. "Nasıl yani?"

Luke bana garip bir şekilde baktı. "Onu sırasına oturttum. Daha sonra çantasından dedter çıkartıp beni dilsiz diye tanıt yazdı."

"Öyle mi yaptın?"

"Evet, öyle yaptım."

Gülerek Luke'a baktım. Parmaklarımı saçlarıma geçirdim. "Edward seni çok seviyor."

Luke kafasını salladı. "Yurda altı aydır gidiyorum Alex."

Şaşırarak Luke'a doğru döndüm. "Ne?"

Luke bana doğru eğildi ve emniyet kemerimi taktım. Daha sonra kendisininkini taktı. Arabagı çalıştırdığı gibi hızlı sürmeye başladı. "Altı aydır gidiyordum. Edward ile bahçede tanışmıştık daha doğrusu maket motor yapıyordu ona yardım ettim. Bilirsin motor benim uzmanlık alanım. Konuşmuyordu dilsiz olduğunu düşündüm ama meğersem bilerek konuşmuyormuş. Hayata küsen bir çocuk. Bir önceki babası konuştuğu için dövüyormuş ve hiç konuşmuyor."

Üzüntü ile ona baktım. Luke derin bir nefes aldı. "Onu evlat edinmek istediğim de 5 aylık bir yasal süreç başladı. Ondan sonra o beş ay boyunca Edward ile gölde tekne yüzdürüyorduk. Görevlileri evimize çağırmıştım ama sen uyuyordun. Senin olayı anlattığımda beni yeterince iyi anlamışlardı."

İç çektim. Luke gülümsedi. "Sadece biraz dene Alex. Yemin ederim çok seveceksin."

Gözlerimi tekrar yola çevirdim. "Deniyorum Luke ama yemin ederim benim için de zor. Çünkü hep kendimi, doğuracağım çocuk için hazırladım. Şimdi Edward'ın gelişi beni yalpaladı."

Luke elini bacağıma koydu. "Seni seviyorum Alex. Ne olursa, olsun yanındayım. Seni zorlamak istemiyorum bu yüzden."

Ona baktım. Luke'un yanağına kocaman bir öpücük koydum. Luke ile aynı anda ağlıyor aynı anda gülüyorduk. Beni anlıyordu. Beni zora sokmuyordu, aynısını ben de yapıyordum. Biz bu ilişki de elimizden geldiğince fedakâr olmayı seçmiştik.