⚓Seventeen

3.6K 445 211
                                    

İyi okumalaaaar

***

Birkaç dakikadır Kai'yi izliyordum. Söylediklerimin ardından derin düşüncelere dalmıştı. Burada asıl düşünmesi gereken bendim. Ben her zaman düşünür, hayır, derin düşünürdüm bu yüzden de şuan aynı şeyi yapan kişiden azar yerdim. Neden düşünüyordu?

Belki şuan nasıl böyle saçma bir duyguya kapıldığımı, bunu bana nasıl hissettirdiğini kendi içinde tartışıyordu ki haklıydı da. Fakat eğer ki sebebini bana soracak olursa cevap veremezdim. Zor da olsa kendime itiraf ettiğim şeyi ona kolayca, sanki kabullenmem kısa bir sürede olmuş gibi bir anda açıklayamazdım.

Kai'yi sevmek 523 kişiye yemek hazırlamaktan bile daha zordu.

Kendimi akıl almaz derecede aptal gibi hissediyordum. Bir korsanı seviyordum, kötü bir korsanı. Bu ağırdı ve zordu hele ki o korsan beni sevmezken daha acınasıydı.

Düşüncem kalbime yoğun bir sızı bıraktığında aklıma tekrar dank etti. Kai beni sevmiyordu.

Dünyanın en saçma şeylerinden birini yapıp kötü bir korsana platonik takılıyordum sanırım. Üstelik bu korsan Kai'ydi. 4TEEN'in kaptanı, yakışıklı ve aynı zamanda da çok güçlü. Kalbim onu seçtiği için hem şanslı hem de şanssız hissediyordum.

Evet, Kai hem beni dünyanın en şanslı hem de en şanssız insanı gibi hissettirebiliyordu.

"Sana bana güvenme demeyeceğim." dakikaların ardından karanlık bakışları beni bulmuştu "ama güven de demeyeceğim."

Yutkundum. Ona güvenmemi söylemesini istiyordum. Güvenmemi söylemesini ve bana güven verici bir sarılma vermesini istiyordum. Yeterince cesur olmayan ben, onun sayesinde cesur olmak istiyordum ancak bunların hiçbirinin gerçek olamayacağı düşüncesi bana zindanda işkence görmekten daha acı verici geliyordu.

"Bugün sevdiğim biriymişsin gibi davranıp seni mutlu ederken, yarın yerde cansız bedenin yatana kadar sana işkence uygulayabilirim."

Benim kalbim çok ağrıyordu.

"Eğer ki hala bana güveniyorsan bir şey diyemem, karar senin." ayağa kalktığında ellerimi yumruk yaptım. Canım yanıyordu fakat bu acı fiziki değildi.

Ruhum, kalbim, içim acıyordu ve ben buna daha fazla dayanamıyordum.

"Neden?" sesim duyulamayacak kadar kısık çıktığında daha sesli bir şekilde tekrar konuştum. "Korsanların iyi veya kötü olmayı seçebildiklerini ve kendi masallarını yazabildiklerini söylemiştiniz." bakışlarımı yavaşça ne kadar süredir baktığımı bilmediğim yerden ona çevirdim. "Peki siz neden kötü olmayı ve masal kitabınıza kötü bir masal yazmayı seçtiniz?"

Neden iyi bir korsan olup sizi daha iyi tanımama izin vermediniz?

Neden size güvenmeme engel oldunuz?

Neden siz?

Neden kalbim sizi seçti?

Neden?

Neden?

Neden?

Sormak istediğim bir çok soru vardı ancak cevabını kimse bilmiyordu. En çok nefret ettiğim şeylerden biri de cevabı bilinmeyen soruların aklıma takılmasıydı ve Kai nefret ettiğim bir çok şeyi yaşatıyordu. Buna rağmen ona nasıl farklı hisler beslediğimi anlayamıyordum.

Kalbim işe yaramaz ve aptalın tekiydi.

Kai attığı birkaç adımdan sonra duraksadı. Konuşmak için ayırdığı dudaklarının üzerinde dilini gezdirdikten sonra yan bir gülüş sergiledi.

4TEEN ⚓KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin