Sabah kalktığımda saat 8:30 'du hemen ışık hızıyla kalkıp banyoya girdim. Banyoda işlerim bitince saçımı tarayıp dağınık topuz yaptım. Zaten okul formalarını giymiştim. Çantamı alıp. Odandan çıktım. Merdivenlerden inip. Anneme baktım .
"Annneeee" diye seslendim ama ses gelmeyince evden çıkıp garaja girdim. Garajı açıp arabama binip evden uzaklaştım. Okula vardığımda arabamı park yerine park edip.
Hemen 2' şer 2 ' şer merdivenlerden çıktım.
Lisenin o sessiz ve boş koridorun da koşarak sınıfa girdim. Hoca sınıfa daha girmemişti.
Hemen oh çekip , bir yere oturdum bizim merve ayı uykusuna yatıyodu sanki hala uyanıp okula gelmemişti.
Hemen telefonumu çıkartıp. Merveyi aradım. Baya çaldı ama açmadı sonra boşverip telefonumu cebime koydum.
Biraz bekleyiş üzerine hocamız sınıfa girdi. Ben bide söylemeyi unuttum. Bu benim yeni okulum ve bugün ilk günü o lanet olası alarm çalmamıştı annemde erkenden işe gidince uyanamamıştım. Merve zaten bu okulda okuyordu gelmese olurdu ama benim bu okulda ilk günüm olunca gelmek zorundaydım.
Hocayla Selamlaşma faslımız bitince Sınıfa nöbetçi öğrenci girdi.
"Melisa Demiroğlunu müdüre hanım çağırıyor " deyince .
"Melisa Demiroğlu kim ?" dedi.
"Elimi havaya kaldırarak benim hocam " dedim.
"Hım tamam gidebilirsin " deyince hocaya ters ters bakıp nöbetçi öğrencinin yanına gittim.
"Hadi sen git Bücür ben giderim" deyince kaşlarını çatıp gitti.
Müdüre hanımın odasının kapısını tıklattıktan sonra ,
"Giiiir" sesi duyunca içeri girdim.
İçeride ağzı kaşı patlamış ve sol göz altı morarmış bir dünya yakışıklısı çocuk vardı.
Gözlerimi faltaşı gibi açtıktan sonra eski halime dönüp müdüre hanıma döndüm.
"Şey hocam beni çağırmışsınız " dedim.
"Hıh evet tatlım çağırdım azcık şurda beklermisin biraz benim Savaşla konuşmam gerek " dedi.
"Tabii " diyerek. Biraz kenara çekildim. Şuan kendimi Muhteşem yüzyıldaki Validenin karşındaki bir sultan gibi hissetmiştim. Bide kenara çekiliyodum selam versem tam olucaktı. Bu saçma düşüncelerimi kenara bırakıp
Onları dinlemeye başladım.
"Savaşçım herkesle kavga etmemelisin şuan çocuğun kafasına 12 dikiş atıldı kaşı ve dudağını saymıyorum bile " dedi müdüre hanım.
"Bu dünyada herkes hakettiğini alır ve o bunu hak etti" dedi .
Ne kadar sert ve soğuktu. İçim ürpermişti.
Ne demek herkes hak ettiğini alır.
"Savaşçım bu son olsun artık tamam mı ?" diyerek geçiştirdi müdüre hanım.
"Tamam " deyip çıktı sert çocuk.
Müdüre hanım bana dönüp
"Eveet bende seni bekliyordum , melisacım" dedi müdüre hanım çok iyi bir kadındı annemle çok yakından arkadaşlardı tanıyordum küçükken eve gelir beni severdi bide oğlu vardı.
Çok yakışıklıydı . Ama çocuğu hatırlamıyorum anca çocukken oynardık.
Bu düşüncelerden çıkıp ,
"Evet beni çağırmışsınız buyrun" dedim.
"Melisacım ilk öncelikle hoşgeldin inşallah okulumuzu seversin" dedi çok sıcak bir gülümseme ile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Piskopat(ARA VERİLDİ...)
Teen FictionAşk Neydi Ki? Onu Çok Mu Sevmekti? Yoksa Şımartılmak mıydı? Bence AŞK Özdemir Asaf 'ın 1 kıtalıktaki şiir'i gibiydi; Seni bulmaktan önce aramak isterim Seni sevmekten önce anlamak isterim Seni bir yaşam boyu bitirmek değilde, Sana hep hep yeniden ba...
