10. BÖLÜM - OMUZUMDA YÜKÜM ÇOK

9.5K 445 26
                                    

OMUZUMDA YÜKÜM ÇOK

Hayal'in cümlesiyle Pusat'ın gözlerinden iki damla yaş süzülmüştü. Bir daha Hayal'e dokunamamak onun için ölümdü, yıkımdı. Hayalinde kalbi acıyordu, kendi canını kendi elleriyle söküp çıkarıyordu sanki. Pusat'ın ağzından kelimeler dökülememişti. Hayal'e bakmadan konuşup hızlıca odadan çıktı.

-Ben birini bulayım şu çamları taksınlar, sende misafir odasında kal bu akşamlık üşürsün burda

Hayal odadan ona bakmadan çıkan kocasının ardından göz yaşlarını tutamamıştı. Pusat'ın dediğini yaptı, misafir odasına geçti. Özenle hazırlanmış yatağı açıp kendini uykuya teslim etti. Pusatsa avluya indiğinde kardeşleri Berzan ve Baran sedirlerde oturuyordu. Ancak ağabeyleri onları görmedi. Pusat eline deri ceketini almış, Yektadan da arabasının anahtarını alıp konaktan uzaklaştı. Arabaya binmeden önce Yektaya yatak odalarının camlarını taktırmasını söyledi. 

Sabah olduğunda Hayal her zaman ki gibi ağlamaktan şişmiş gözleriyle uyandı. Alıştığı bildiği odasında uyanmadığı için huzursuzdu. Elini yüzünü yıkayıp yatak odasına geçti, yatak odalarının kapısı açıktı. Ayşe hanım yerdeki cam kırıklarını süpürüyordu. Hayal içeriye baktığında camların takıldığını gördü. 

-Günaydın, kolay gelsin Ayşe abla

-Günaydın, sağol gelin hanım

Hayal bu manzaraya şahit olduğu için utanmıştı. 

-Kedi girmiş herhalde içeri, baksana yaramaza devirmiş her şeyi

Hayal, Ayşe ablanın o üzülmesin diye söylediği yalana gülümsedi.

-Beni yedi yıldır tanırsın kızım lakin ben 40 senedir bu konaktayım. Hiçbir zaman bu konağın içinde şahit olduğum bir şeyi başka birine anlatmadım ne bu konağın içinden ne dışından. 

-Bilirim Ayşe abla, bu yüzden Pusat odayı toplaman için sana söyledi. Sağol 

-Haddime değil ama üzme artık  kendini kızım

Hayal karşısındaki anne şefkatiyle ona gülümseyen kadına aynı şekilde gülümsedi.  Şu yaşadıklarından sonra Hayal'in kendini üzmemesi mümkün değildi. Hayal üzerini değiştirdikten sonra avluya indi tüm cesaretini toplayıp. Mirhan Ağanın, onu suçlayacağını biliyordu. Hayal avluya indiğinde kahvaltı masası hazırdı. Sadece Berzan ve Baran masaya oturmuştu. Baran ailenin en küçük erkeğiydi. Ağabeylerinin yanında şirkette çalışıp işleri öğrenmeye çalışıyordu ancak Pusat ve Berzan'ın aksine sert bir çehresi yoktu. Herkese gülümseyerek, iyilikle yaklaşan bir adamdı. Hayal onu çok severdi o da Hayal'i ablası gibi severdi. Her sırrını Dila ve Berfinden ziyade ona açardı. Berzan ise Baran'a karşı daha ketumdu ama Hayal'e duyduğu sevgi ve saygı kocamandı. Hayal'in yaşadıklarına hepsi çok üzülmüştü ancak çözüm konusunda elleri kolları bağlıydı.

-Yengem günaydın,

-Günaydın

Hayal Berzanla Baran'a gülümseyerek yerine oturdu. Masada kimse olmadığı için rahatça konuştu.

-Ağabeyinizden haberiniz var mı? 

Cevap veren Berzandı.

-Yok yenge hayırdır, ulaşamadın mı?

-Yok aramadım, gece dışarı çıktıda eve gelmediğini görünce sorayım dedim

-Şirkete gitmiştir o sen merak etme

-Kafası dağınıktı Berzan sen yinede bir ara sor, içimiz rahat etsin

AŞK BİR HAYAL (YENİ BÖLÜMLERİYLE TEKRARDAN YAYINDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin