-10-

1.3K 83 15
                                    

Taksiden indiğimde sahildeki çay bahçesindeydim. Görüş alanıma hemen Sinan Bey geçmişti.

Hafif ciddiyet içerisinde etrafıma bakına bakına masaya yöneldim.

''Hoş geldin.'' Başımla selamlayarak yerime oturdum.

''Hoş bulduk, fazla zamanım yok.'' Ellerimi çenemde birleştirerek gözlerimi kıstım. ''O yüzden zaman kaybetmeyelim.''

Hayretler içinde bana bakması dışında farklı bir durum yoktu.

Bizim hırçın deniz, mahallenin insanları ve Sinan Bey.

Yutkundu. ''Tabi, tabi hemen geçelim. Çay kahve?''

''Hiçbiri.'' dedim tek solukta. ''Ben sadece konuşmak istiyorum.''

Neresinden başlayacağını bilemiyor gibiydi, yardım etmekten zarar gelmezdi.

''Neden bana iftira attığınızdan başlayalım mesela?''

''Sen çal-''

''Oyun oynamayın bana!'' Ateş saçan gözlerimle arkama yaslandım. ''Ben her şeyin farkındayım, çalmadığımın da.''

''Ben bilmiyorum o zaman.''

Sinirden güldüm. ''Ne demek bilmemek?'' Etrafı kolaçan edip biraz yaklaştım. ''Ömer'le benden ne istiyorsunuz siz?''

Derin bir nefes verdi. Gerçekleri anlatma zamanının geldiğini o da anlamış olmalıydı.

''Ben sana şans tanıdım ama ısrarla kullanmıyorsun.'' Tepkisiz kaldım çünkü anlamamıştım. ''Canın yanar Defne, anlatırsam kafan da karışır.''

''Daha fazla karışamaz.'' diyerek etrafıma bakındım. Baktığımda anda İsmail'le bakıştım.

Kafamı çevirdim. ''Anlatın, dinliyorum.''

Ağzını açmıştı ki konuşmamızı telefon sesi böldü. Benim telefonum.

Baktığımda arayanın Ömer olduğunu gördüm.

Bir anlık ''Ömer.'' diye mırıldandım. Açacaktım açmasına da.

Açamadım.

O an ellerim, hatta vücudum aktifliği durdurmuştu.

''İftira atmam, kurs ile Ömer'den uzaklaştırma çabalarım hep sana aşık olduğumdandı.''

Ortalıkta dalganın ve insanların sesi yankılanıyordu.

Şoktaydım.

''Ne?'' Şaşkın gözlerimi çevirdim ona.

Kızarıp bozarmıştı, söylemek kolay değildi ki.

''Duydun işte, söyledim Defne.'' Nefes alamıyordum. ''Senin gibi bir kız Ömer'in elinde mahvolurdu hem, mahvoldu da.''

''Durun bir sa-''

''Dinle Defne. O kadar duymak istiyordun, şimdi dinle işte.''

Kaskatı kesilmiş haldeydik ikimiz de. Sevdiğim adamın kardeşi gibi olan bir adamdı o. Ömer'e bunu nasıl yapardı?

Mesela ben Nihan'a yapamazdım. Kalbim sıkışırdı, şu an da olduğu gibi.

''Ömer yargılar, terk eder hemen. Senin de başına gelmedi mi? Geldi.''

Şoktan ötürü titreyerek kafamı salladım.

Ağzım kurumuştu. ''Ta-tasarımları kim çaldı o zaman?''

Hiç ayırmadığı bakışlarını daha da derinleştirdi gözlerimde. ''Kimse, ben sakladım.''

'Hi' gibi bir ses çıktı ağzımdan. ''Bunu nasıl yapabildiniz? Ömer'e, şirkete, çalışanlara?''

Aşkın Sen Tonu (Kiralık Aşk FanFiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin