Bölüm 7

1.6K 89 4
                                    

Güvenme...

“Bir randevu…”

Bu cevap donup kalmama yeterli olmuştu.

Kwang Ho ve ben bir randevuda…Bunu öğrenen Kwang Ho hayranı kızların tepkileri...Sosyal medya manşetleri…Bu çocuk tam olarak neyin peşinde!O an ondan etkilenmiş olabilirim ama bu benim aptal olduğum anlamına gelmez!Hem biz sevgili bile değiliz ki…Hem sonra Young Nam var!Evet evet bu durumu asla kabul edemem.

Kendimi tutamayarak birden:

“Hayır, bunu asla kabul edemem!Seninle sevgili bile değiliz” diyerek bağırdım.O kadar heyecanlanmıştım ki sesimin çıkaracağı gürültüyü düşünememiştim.

Kwang Ho, cevabım karşısında ilk önce şaşkın gözlerle bana baktı.Biraz duraksadıktan sonra gülmeye başladı ama normal bir gülüş değildi bu!Kendinden geçmiş bir şekilde kahkahalar atıyordu.

Bu kadar komik olan da neydi ki?Kendimi bu kadar aptal yerine düşürecek ne yaptım!

Kwang Ho'nun bu tepkisi sonrasında suratım gittikçe düşmeye başladı.Bozulduğumu fark eden Kwang Ho, bir eliyle ağzını kapatıp gülmemeye kendini zorlayarak konuşmasına devam etti.

“Bir randevudan kastım, evimdeki çalışma odasını tasarlamandı.Seninle çıkacağımı da nereden düşündün?” 

Yine gülmeye başlamıştı, bu sefer daha az gürültülüydü gülüşü...Ama beni rahatsız eden gülüşü değildi, verdiği cevaptı. 

Aptalsın Ada!Kendini tutsaydın ne olurdu sanki?!Rezil ettin kendini...Hah randevuymuş bir de!Kesin bilerek yaptı bunu!Seninle dalga geçmek için!Altta kalamazsın, bir şeyler söylemelisin!

Altta kalmamak için "umrumda değil" ifademi takınıp aklıma gelen ilk cümleyi alaylıca söyledim.

“Bir idole göre çok cimri olmalısın ki, benim gibi bir öğrenciye tasarım yaptırıyorsun.Ayrıca senin zevksizliğini yok edecek kadar iyi bir mimar tanımıyorum!” 

Ama bu cümleler bile  onun neşesini kaçıramamıştı, gülümsemeye devam ederek: 

“Bu akşam oynamam gereken bir maç var,yarın okul çıkışı işe başlayabilirsin.Şimdi gitmem gerekiyor, eğer bu kadar yavaş hareket edersen derse geç kalacaksın” dedi.

Saate baktığımda dersin başlamasına sadece bir dakika kaldığının farkına vardım.Aceleyle masadan kalkıp kızlara doğru koştum. Hep beraber hızlıca derse yetişmeye çalışıyorduk ama Bong Cha koşarken bile beni soru yağmuruna tutuyordu.

"Biraz yavaş ol Ada...Yetişemiyorum sana!Kwang Ho ne dedi hem affetti mi seni?Söyledin mi ona Bong Cha sana hep inandı diye?!"

Bong Cha'nın bu bitmek bilmeyen zamansız soruları beni delirtmeye yetiyordu.Zaten Kwang Ho'ya rezil olmuştum.Ne vardı ki şu enerjisini derslerde harcasaydı!Her seferinde kıl payı geçmekten kendini kurtarırdı.Sinirime hakim olup sadece:

"Sonra konuşuruz Bong Cha"dedim.

Ama Bong Cha, konu Kwang Ho olunca vazgeçmek ne bilmiyordu.

"Aisssh!Şimdi söylesen ne olacak sanki?!"

Nefes nefese kalmış bir şekilde Bong Cha ile uğraşmak tam bir işkenceydi.Neyse ki Hei Ryung daha fazla dayanamadı ve:

"Sonra anlatırım dedi ya Bong Cha!Profesörün dersine geç kalmak mı istiyorsun?!"dedi.

Bu cevap Bong Cha'yı tedirgin etmeye yetmişti.Geç kalırsak bir daha o derse giremeyeceğimizi çok iyi biliyordu.Suratını asıp, nefes nefese kalmış bir şekilde bana döndü ve ekledi.

Kara KutuWhere stories live. Discover now