열둘

6.3K 495 69
                                    

열둘
(Bütün bölümü bu şarkıyla yazdım isterseniz dinleyerek okuyun)

Dersin başlamasına beş dakika kaldığında Namjoon artık sıkılmıştı.
İçeriden çıkan bütün kızlara bakmıştı ama Ja Young hala çıkmamıştı.
Acaba onu beklediğini anladı mı diye düşündüğü sırada kırmızı üstü, siyah dar pantolonu ve sevimli yüzüyle Ja Young dışarı çıktı.
Namjoon oturduğu yerden hızla kalktı ve uzaklaşmakta olan kızın peşinden yürümeye başladı.
Kız bahçeye çıktığında derse girmeyeceğini anladı.

"Çantanı sınıfta unuttuğunun farkındasın, değil mi?"

Ja Young, Namjoon'un sesiyle olduğu yerde kaldı.
Namjoon, Ja Young'un karşısına geçtiğinde heyecanlandığını hissetti.

Onu daha önce gördüğünü hatırlamıyordu.
Hatta neredeyse okul başlayalı dört buçuk ay oluyordu ve Namjoon daha önce kızın onun sınıfında olduğunu bile bilmiyordu.
Halbuki bu yüzü daha önce görseydi unutmayacağına emindi.

"Selam." Diyerek elini Ja Young'a uzattığında, kızın gerildiğini fark etti.
Nedenini anladığında, fazla yakınlardı, bir adım geri çekildi ve elini indirdi.

"Ja Young sensin değil mi? Tuvaletin önünde oturarak boşuna sapık damgası yemek istemiyorum." Dedi gülerek.

"Öyle bir damgaya gerek yok ki, zaten sapıksın." Diye cevap geldiğinde onun Ja Young olduğundan emin oldu.

"Seni nasıl daha önce fark etmedim merak ediyorum."

"Daha önce de dediğim gibi, sınıftaki kimse varlığımdan haberdar değil."

"Artık bir kişi öyle. Böyle ayakta dikilmek çok dikkat çeker özellikle de ders başlamışken. Bir yer bulup oturalım." Dedi Namjoon ve en yakındaki banka oturdu.

Ja Young'ta yanına oturduğunda artık kaçmayacağından emin oldu.

Ja Young ise neden hala kaçmadığını düşünüyordu.

"Neden benimle bu kadar çok tanışmak istiyorsun?"

"Attığın mesajlar yüzünden olabilir. Ama tabi pek beklediğim gibi çıkmadın."

"Ne bekliyordun ki? Uzun boylu, güzel birini mi? Eğer öyle olsaydım inan seninle tanışmaya gelirdim."

"Hayır, tabikide öyle beklemiyordum. Tamam, aslında bekliyordum ama kendine haksızlık etmemelisin o pantolonun çok dar ve seni, neyse işte güzelden çok sevimlisin." Diyerek kızın giydiği pantolonu gösterdi.

Ja Young utandığını hissetiğinde banktan kalktı ve okul binasına yürümeye başladı.

"Hey! Nereye? Daha konuşuyorduk!" Arkasından seslenen sapık Namjoon'a bakmadan cevap verdi.

"Derse!"

"Ders çoktan başladı ve Bayan Hye seni derse almaz." Arkasından gelen ayak seslerini duyduğunda dahada hızlandı.

Evet, Bayan Hye onu derse almazdı ama daha fazla Namjoon'un yanında kalırsa ona olan ilgisinin benliğini ele geçireceğini hissetmişti ve en iyi yaptığı şey olan kaçmayı denemişti.

Namjoon yanına gelip onunla yürümeye başladığında, Ja Young kendisiyle kavga ediyordu.

Ne olurdu ki ilgi duyduğu çocukla vakit geçirse?
Lisedeyken hep hoşandğı çocukla ilgili hayaller kurmaz mıydı?
Şimdi onlardan biri yaşanıyorken neden kaçıyodu?
Şuanki durumun hayallerinden tek farkı hoşlandığını çocuğun başka birisi olmasıydı.

"Haklısın. En iyisi oturmaya devam edelim." Topukları üzerinde döndü ve kalktığı banka geri oturdu.

Namjoon, kızın bu ani hareketlerine şaşırsada o da banka oturdu.

"Neden dövmeleri bu kadar çok seviyorsun?" Diye ilk soruyu sordu Ja Young.

"Bilmem, resimleri seviyorum vücudumu da seviyorum ve onları üzerimde taşımak hoşuma gidiyor."

"En çok ensendeki dövmeni seviyorum. Neden bilmiyorum ama diğerlerinin aksine gördüğümde aklıma farklı şeyler geliyor."

"Mesela?"

"Hmm, parmaklarındakileri gördüğümde aklıma yunan mitolojisi geldi Poseidon, Ares falan. Göğsündeki pençe izleri bana Jurassic Park'ı hatırlatıyor, kulağının altındaki müzik notası müziği ne kadar çok sevdiğini aklıma getiriyor ki sınıfa her gün kulaklıkla girip kulaklıkla çıkıyorsun. Sonra sol bileğindeki 'Hold' yazısı ve sağ bileğinde yazan 'Tight' aklıma bunları sevgilin için yaptırmış olabileceğini getiriyor. Ama ensendeki o kelebek aklıma hep ölümü ve ayrılığı getiriyor." Ja Young açıklamasını bitirdiğinde başını izlediği ellerinden kaldırdı ve Namjoon'da çevirdi.

Ona hayran bir şekilde bakan gözlerle karşılaştığında utandı ve geri ellerine bakmaya başladı.

"Bu, bu çok etkileyiciydi.
Yunan mitolojisini ve müziği hep sevmişimdir, göğsümdeki pençe izlerinide evet dediğin gibi küçüklüğümden beri Jurassic Park hayranı olduğum için yaptırdım. Hold Tight ise daha çok kendim için bir hayat felsefesi. Kelebek ise kız kardeşimin tasarımı. Sekiz yaşındaki bir kızın çiziminden böyle şeyler yorumlaman kardeşim hakkında endişelenmemi sağladı." Diyerek güldü Namjoon. 

"Senin dövmen var mı ya da istiyor musun?" Diye sorduğunda Namjoon, Ja Young düşünmeye başlamıştı.

"İstiyorum ama acıyla aram pek iyi değildir."

"Yaptıracağında bana haber ver ve elini tutmaya geleyim." Dediğinde Namjoon gülerek, Ja Young çoktan kızarmıştı.

Ders bitene kadar Namjoon'un eski sevgilileri ve Ja Young'un görünmez bir şekilde etrafta dolaşırken yaşadığı komik anılar hakkında konuştular ve diğer ders Namjoon Ja Young'un yanında oturdu.

The Boy Who Has Tattoos .KNJ. 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin