Len Priatelia:: HH ✔

15. Bölüm

*İftar sonrası tatlı bu da. Mingyun'u da güncelledim... Bir oraya da bakın derim :') Bu bölümde azıcık sövebilir azıcık hormonlarınızın gazabına uğrayabilirsiniz. Uyarmadı demeyin :> *
*

"Sana bunu yapmak iyi bir fikir değildi"

Sehun aynada, arkamda durmuş bana bakarken söylediğinde gözlerimi aynadaki görüntümden ona doğru çevirdim.

"Beni seyretmek yerine kendine baksaydın aynısını senin için düşündüğümü fark ederdin."

Söylediğim şeye gülümsemiş olsa da görüntülerimiz gerçekten korkunçtu. Hakkını vermeliyim, Sehun güzel makyaj yapıyordu. Ancak idollere yapılan türden değil de bayanların kullandığı şu ağır makyajlardan yapmak hiç iyi bir fikir değildi.

Yurttaydık ve sıkılmıştık, oldukça. Yatakta oturup önce birbirimize makyaj yapmıştık ve şimdi aynada birbirimizi inceliyorduk.

Daha ne denli aptalca şeyler yapabileceğimizi hayal ederken ben, belime kollarını doladı. Göğsü sırtıma çarptı. Yavaşça eğildi ve kıpkırmızı boyalı dudaklarıyla tam dudaklarımın yanına bir öpücük bıraktı. Kalbim çılgınlar gibi atıyor olmasına karşın gülmekten ileri gidemedim.

Tam dudağımın yanında kırmızı bir dudak izi vardı. Takma kirpikli gözlerini kırpıştırdı. Biraz kıkırtımı dinledi biraz da at gibi kişneyerek gülerken ben, yansımamı izledi aynadan.

Sonra ben sustuğumda kırmızı bir öpücüğü de öpmeye doyamadığı yanaklarıma kondurdu. Ardından kulak mememi öptü, daha sonraysa boynumu.

Boğazımı öperken kolları sıklaştı. Göğsü tamamen sırtıma yaslıydı ve eğilerek boğazımı şapırtılı bir şekilde öpüyordu. Güçlü bir şekilde yutkunduğumda, adem elmasını dudaklarının arasında ezdi. Nazik öpücükler yapıştırdı ve sonunda çekilip tekrar tepemden aynaya baktı.

Heyecanla kasılırken üstümdeki eşofmanı avuçlarımın arasında sıkıyordum ben.

O ise, özellikle boğazımda sağa sola dağılıp bulaşan kırmızı dudak izlerini inceliyordu.

Bizi gören olsa, kesinlikle sevgili olduğumuzu düşünebilirdi. Hatta bazen Sehun'un bile düşündüğüne eminim. Sadece bozulmasını istemediğimiz bir arkadaşlığımız ve henüz Sehun'un kendine açıklayamadığı duyguları vardı.

Ayna önünde dikilirken, yatağın üstündeki telefonu gidip aldı ve yüzümü, boğazımı kırmızı izlerin her noktasını özenle çekti.

"Bunları Eun Ra'ya nasıl açıklayacaksın?"

Parmaklarım istemsizce boynumda gezerken sırtımı lavaboya yaslayıp sordum. Sehun cevap vermedi ve yine kendini bana yaslayıp boynuma eğildi. "Açıklamayacağım"

Çenesinden tutup kaldırdım ve yüzümüzü eşitledim. "O halde fotoğrafları sileceksin?"

Gülümsedi ama biraz garipti. Bir sırrı söylemek ile saklamak arasında gibiydi. Dudakları aralandığında odağımın gözlerinden dudaklarına kaymasını engelleyemedim.

Mantıklı düşünemiyordum ki! Lavaboya yaslıydım ve beni çeşme ile kendi arasına sıkıştırmıştı. Yüzü öyle yakındı ki tenindeki gözenekleri kapayan fondöteni görebiliyordum.

"Seninle fotoğraflarımızın dolu olduğu şifreli bir klasörüm var. Şifreli, çünkü Eun Ra bir kez gördü ve kıskançlık krizine girdi"

Söylediğinde doğrusu şaşırmıştım. Niyeyse kendimi kocayı ayartan metres gibi hissetmeme de engel olamadım.