Bölüm 1

5.8K 211 16
                                    

Multimedia: Dicle'nin giydikleri ve sizin için koyduğum şarkı var! Dinlemenizi umuyorum!

4 ay sonra,

Bir kız düşünün. Her şeyi yaşamış, her şeye katlanmış, yıpranmış ve çaresizleşmiş... O kız bendim. O kız, yıpranan kız, çaresizleşen kız, biten, yorulan, yolun sonuna gelen kız benim. Herkes öldüğümü sanarken, aksine karşılarındayım. Şuan, kendi evimde yeni bir başlangıç yapmaktayım. Savaş'ın ne halde olduğunu, Berk'in son konuşmamızdan sonra ne yaptığını bilmiyorum. Sadece annem ve babamla yaşamaya başladığımı ve Savaş hakkında beni yargılayıp onunla konuşmamamı söylediklerini biliyorum.

"Bir daha o çocukla konuşmayacaksın," diyen babama baktım. Hep aynı lafları söyleyip duruyorlardı, ama sonuç hep aynı oluyordu. Savaş'la birbirimize nedensizce uzaktık. Belki de bilmediğim bir ara vermiştik aramızdaki olaylara. Şuan da, salonda, annemle babamın beni bir koltuğa oturtmuş halde söyledikleri şeyleri dinliyordum.

"Duydun mu beni Dicle?" diyerek babam karşıma gelerek elini tehditkârca salladı. Demiştim ya, özgürlüğümi kısıtlamayı çok seviyorlardı.

"Zaten konuşmuyorum, baba," babam sinirle bir iç geçirdi.

"Zaten değil, hiç konuşmayacaksın. Ortalardan kaybolduğunun üzerinden 4 ay geçti. Bak, seni arayıp sormuyor bile!"

"Tamam!" dedim babama bakarak. Sabır taşlarım çatlamak üzere kıpırdandılar ama kendimi sıktım. Anneme döndü gözlerim. Korkuyla bizi izliyordu ama bir sorun çıkarmayacaktım, en azından şimdilik.

"Ne tamam?" dedi bana bakarken. Sert ses tonu ondan korkmanıza işaretti, ama ben korkmuyordum. Bana şu zamana kadar her istediğini yaptırmış ve yapmıştı zaten. Kızı o çocukla tanıştıktan sonra mı aklı başına geliyordu?

"Tamam, konuşmayacağım. Oldu mu baba? Şimdi biraz beni rahat bırakır mısın?" diyerek koltuktan kalktım ve merdivenlere yürürken babamın arkamdan bağırdığını duydum. Hep aynı diyalog, hep aynı cümleler ve hep aynı hareketler. Tekrarlanan şeyler dejavu gibi geliyordu artık.

"Sakın," dedi bir kez daha. "Seni o çocuğa uygun bulmadığım müddetçe o çocukla yan yana bile durmayacaksın!"

•••

Telefonum yatağımın üstünde titreşirken ekranda Güneş yazısını görmemle telefonumu tek hamleyle elime aldım ve cevapladım.

"Dicle aşkııım!" diyerek cıvıl cıvıl olaya giren Güneş'e gülmeden edememiştim. Keyfim yoktu, ama Güneş'in neşeli sesi somurtmama izin vermiyordu.

"Ne istiyorsun yine?" dediğimde derin bir nefes aldım.

"Ben mi? Ne isteyebilirim ki?" dedi. Onun huyunu suyunu bir ben bilirdim. Yılışık olduğu zamanlarda illa ki bir şey istediği söz konusuydu.

"Sen mi? Ne istemezsin ki?" diyerek tebessüm ettim. Bu tebessüm keyiften yoksun bir tebessümdü. Güneş, sıkıntıyla bir nefes verdi.

"Tamam, tamam," dedi. "Dışarıya çıkalım mı diye soracaktım," dudaklarımı kararsızlıkla büzdüm. Güneş'in Berk'le beraber olduklarını daha yeni sindirmeye çalışıyordum ve bir kere beni çağırdıklarında öyle dışlanmıştım ki eve dönmüştüm o gün. Güneş beni hep arayıp mesaj atmıştı, zor konuşmuştum onunla.

"Berk ola-"

"Tabi ki de hayır!" dedi hemen. "Sadece ikimiz," başımı salladım.

"Dertleşmek istiyordum bende. Annemler iyice sıkmaya başladılar beni," Güneş bir yorum yapmadan şakıdı.

HIRSIZ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin