Çocuk nasıl terbiye edilir?

Start from the beginning
                                    

Bugün, bütün hristiyan ülkelerinde, bir çocuk dünyaya gelince, buna bozuk dinlerinin icaplarını yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, hristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar. Müslümanların imanlarını, dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, hristiyan yapmak için, İslam ülkelerine paket paket kitap, broşür ve kaset gönderiyorlar.

O halde, müslümanlar din cahillerinin hilelerine, yalanlarına aldanmamalı, çocuklarımıza sahip olmalıyız. Onlara sahip olmak da, dinimizin emirlerine uygun olarak yetiştirmekle olur. Ahlakı değiştirmek mümkün olduğu için Peygamber efendimiz, (Ahlakınızı güzelleştirin)buyurdu. Zaten din, güzel ahlak demektir. Şu halde dinin emrine uyup yasak ettiğinden kaçan, huyunu değiştirip güzel ahlaklı olur. Güzel ahlaklı olan da iki cihanda rahat olur.

En vahşi hayvan bile terbiye ile ehlileştiriliyor. Hiçbir zaman elma çekirdeğinden portakal olmaz. Fakat elma fidanını büyüterek, lüzumlu aşı ve kültürel tedbirlerle kaliteli elma veren bir ağaç olarak yetiştirmek mümkündür. Bunun gibi insan tabiatında bulunan bazı arzular yok edilemez, fakat terbiye edilebilir.

           >>>><<<<<

  ❖Terbiyede esas olanlar:
   ●  Zeka: Çocuk, ilk gördüğü eşyayı tetkik etme, kurcalama ve sorup öğrenmeye heveslidir. Onun için çocuklara hep iyi ve güzel şeyler gösterilmeli ve soruları doğru cevaplandırılmalı. Böyle çocuğun düşünme kabiliyeti gelişmiş olur. [3-6 yaş arası buna çok dikkat etmeli. Bu zaman dilimi, beyin ve zeka gelişmesi için en önemli devredir.]

   ●  Ruh: Hassas ve alıngan çocuklara acı da olsa gerçekleri görmesi ve tahammül edebilmesi öğretilmelidir. Katı ruhlu çocuklar ise onu duygulandıracak, örnekler vererek, hassas olmasına çalışılmalı.

   ●  İrade: Güçlü iradeye sahip olmasına çalışılmalı. Zayıf iradeli çocukları biraz serbest bırakıp kendine olan güvenini arttırmalı. İradesi kuvvetli çocuklarda ise terbiye daha sert olmalı. Ancak yine sevgi ve anlayış göstermek şarttır.

  ❖  Terbiyede şunlar önemlidir:
  ●  Din: Allahü teâlânın iyi, çalışkan ve dürüstleri sevdiğini, onları Cennete koyacağını, kötüleri sevmediğini ve bunları da Cehennemde cezalandıracağını öğretmeli.

  ●  Sevgi: Terbiyede sevgi gibi, ciddiyet de çok önemlidir. Ana babanın geçimsizliği, hele ayrılığı çocuk ruhunda fırtınalar koparır.

  ●  Ceza ve mükafat: Bunu yaparsan, şunu vermeyiz, sokağa çıkarmayız gibi bazı cezalar uygun ise de, kesinlikle dayak atılmamalı. Ceza kalb kırıcı olmamalı, kimsenin önünde de yapılmamalı. Yerinde yaşına göre oyuncak veya bisiklet almak gibi mükafat verilmeli. "Bu bisikleti Kuran-ı kerimi hatmettiğim için babam bana aldı" diyebilmeli.

Oyunlar: Yaşına uygun olarak, çeşitli sporlar bedenin ve zekanın gelişimini sağlar.

Çevre:
Hadis-i şerifte, (Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir)buyuruldu. İyi çevre ve iyi arkadaş edinmelidir.

Çocuk terbiyesinin önemi...
Genç bir yazarın bizzat uyguladığı çocuk terbiyesi ile ilgili hususların özeti şöyledir:

* Çocuğa dert ve sıkıntılar söylenmemeli, neşe ve sevincimizi anlatabiliriz.

* Çocuğu aileden biri azarlarsa, diğeri ona arka çıkmamalı.

* Onun yanında hep güler yüzlü olmaya çalışmalı. Üzüntülü isek çocuk hemen etkilenir.

* Onu başkalarının yanında azarlamamalı.

* Kusurlarını kabul etmesi öğretilmeli. Kusurlarını bilip yapmamaya çalışması hayatta başarılı olmasına sebep olur.

* Çocuğu yalancılıkla suçlamamalı.

* Kardeşler arasında ayırım yapmamalı.

* Kibrin kötülüğü anlatılıp kibirlenmesi önlenmeli.

* Çocuğun yanlışları olur. Hemen cezalandırmamalı. Yanlışı izah edilmeli, zararı anlatılmalı.

* ''Sen adam olmazsın'', ''Senden köy kasaba olmaz' gibi suçlamalardan kaçmalı. Bunlar, çocuğun kendine güvenini azaltır, kişilik sahibi olmasını engeller.

* Çocuk büyükleri taklit eder. Bunun için onlara iyi örnek olmalı.

* Çocuğun sevilmeye, oynamaya sohbete ihtiyacı vardır. Çocuk kendisine soğuk, sert, kaba ve kırıcı davranan büyüklerinin kendisini sevmediğini zannedip bunalıma girer. Bu sebeple onlara şefkatli, güler yüzlü davranmalı.

* Çocuğa nasihat vermek yerine bizzat uygulamalı iş yaptırmak daha uygun olur. Mesela yemekten önce ellerini yıka diye yüz defa demektense, birkaç defa, hadi ellerimizi yıkayalım diyerek birlikte yapmaya çalışmak daha etkili olur.

* Ona verilen işi takip etmeli, yapıp yapmadığını kontrol etmeli ki, takip edildiğini bilsin.

* Çocuğun yapmayacağı bilinen şeyleri söylememeli. Yapacağı şeyleri de artık yapmaz.

* Evliya menkıbelerinin, çocuğun zekasının gelişmesinde ve onlardan alacağı derste rolü büyüktür. Bunlar hassas şekilde seçilip anlatmalı.

* Yerine getiremeyeceğimiz sözü vermemeliyiz. Bunlar söz verir yapmaz dedirtmemeli.

* (Kişinin dini arkadaşının dini gibi olur) hadis-i şerifi esas alınmalı, iyi arkadaş edinmesi sağlanmalı.

* (Çocuktan al haberi) sözünü unutmamalı, sırlarımızı çocuğa duyurmamalı.

* Çocuğa karşı ne kadar sabırlı ve anlayışlı olursak o kadar başarılı oluruz.

* Sözlerine önem verilmeyen veya sürekli eleştirilen çocuk; suskun, içine kapanık, güvensiz, huysuz ve saldırgan olur.

* Onun yanında başkaları kötülenmemeli.

* Hep şiddet kullanılarak çocuğu yönlendirmeye çalışan ana baba; çocuğun korku içinde asabi ve saldırgan olmasına, kendi problemlerini şiddet yoluyla çözmeye çalışmasına sebep olur.

* Çocuğun yüzüne ve başına kesinlikle vurmamalı.

* Çocuğa söylenecek sözden çok ne zaman ve nasıl söylediğiniz önemlidir.

* İyi iş ve davranışları ödüllendirilmeli, kötülerinin ise zararı tatlı dille anlatılmalı.

* Tenkit gibi aşırı takdir de uygun değildir. Aşırı sevgi ve takdir, çocuğu şımartabilir.

* Çocuğu suçlamak, lakap takmak, alay etmek, tehdit etmek uygun değildir. Git gel gibi emir yerine gider misin, gelir misin gibi ifadeler kullanmalı.

* Çocuk edepli konuşmalı. "Lütfen, teşekkür ederim, özür dilerim, peki efendim" gibi kelimeler kullanmasını öğretmeli.

* Hatalı olunca hatamızı kabul edip özür dilememiz, onun da hatası olursa özür dilemeyi öğrenmesine yol açar.  


  ☻ ☺Çocuklara dini sevdirmek☻ ☺  
Sual:
Küçük çocuklara dinimizi nasıl sevdirebilir, nasıl terbiye edebiliriz?
CEVAP:
Bunu yap, şunu yapma demek yerine, örnek olmak gerekir. Lisan-ı hâl, lisan-ı kalden entaktır. Yani insanın hâl ve hareketi, sözünden daha etkili olur. Kendimiz, hal ve hareketlerimizle güzel örnek olursak, yarı yarıya bu işi başarmış sayılırız. Daha sonra, Peygamber efendimizin, Eshab-ı kiramın, din büyüklerinin, Evliyânın sevgisini aşılamalıdır. Bu sevgi verilirse, onların ismini söyleyerek Allahü teâlâyı anlatmak, dinimizin emir ve yasaklarına alıştırmak kolay olur. İnsan, sevdiğine benzemek ister; insan, sevdiğinin sözlerine uyar. Büyükler, talebelerine, önce namazdan, oruçtan, haramlardan bahsetmezlerdi. Mesela, İmam-ı Rabbani hazretlerini, kendi hocalarını anlatırlar, bu büyükleri sevdirirlerdi. Ondan sonra, bunlar; karada, denizde, havada yani her yerde namazı, dinimin emir ve yasaklarını düşünürlerdi. Büyüklerin sevgisi, her derde ilaç gibidir. Onların sevgisi ve bereketi ile dinimize uymak çok kolay olur.

  

Huzur-u KalbWhere stories live. Discover now