Geçmişle Sözleşme 1

4.6K 280 44
                                    

Multimedia: Bayan Hengerson'ın Fırıncı Dükkanı

Özel Bölüm 1

Korku.

Sonradan kazanılan bir duygu olan korku nasıl olur da insanları etkisi altına almakta bu kadar başarılı olabilir? İnsan korkusunu kendisi ürettiği için mi bu kadar etkilenir ondan? Yoksa insanın faaliyetlerini şekillendiren asıl etkenlerden biri korku olduğu için mi insanlar davranışlarını ona göre düzenler?

Ya da bu duygu diğer duygulara göre daha çok kullanıldığı için mi bizi her zaman rahatsız eder?

Korkunun olmadığını söylemek yanlış olur ama insan kendi ürettiği bu duygudan kurtulmayı başaramaz mı?

Küçük bir çocuk.

Merak duygusuna yenilip elini yanan bir sobaya yaklaştırırken hiç düşünmez sobayı elleyince canının yanacağını. Merak duygusu diğer duygularının önüne geçer ve eller sobayı. İlk başta anlamaz sıcak olduğunu,çünkü bilmiyordur sıcağın ne olduğunu.

Bir süre sonra hisseder o acıyı.Beyni onu uyarınca refleksleri hareket geçer ve çeker elini.

Ne yaparsanız yapın bir daha yaklaştıramazsınız sobaya o çocuğu.Çocuk sobayı zarar veren bir şey olarak görür ve kaçar ondan her zaman.

Korkar bir daha aynı hatayı yapmaktan.

Karanlık.

Hayal gücünün gelişmesi için uygun ortam hazırlar aslında insanlara.İnsanoğlunu diğer varlıklardan ayıran akıl da işte devreye girer burada.

Aklın hayal gücü ile harmanlaması sonucunda ortaya yeni ürünler çıkar.Yeni karakterler,olaylar ve düşünceler...

Kimisi bu ürünleri iyi amaçlı kullanır,kimisi bunlarla diğer insanları korkutmaktan zevk alır.

Karanlık.

Çoğu insan kötü bir şey olduğunu düşünür karanlığın.Tehlikeli şeylerin karanlıkta ortaya çıktığını zanneder. İdrak edemez ki bunlar kendi hayal gücünün ürünüdür. Karanlıkta izlendiğini söyler ve davranışlarını ona göre düzenler.

Oysa ki karanlık çoğu kişinin ilham kaynağıdır aslında.

İnsan yüksekten korkar.

Çünkü bilir aşağı düşerse bir yerine zarar geleceğini. Düşünmez bunların sadece birer ihtimalden şekillendiğini.

Yoksa kendi belirlediği bir şey olan bu korku insanı neden rahatsız etsin ki?

Dükkanın kapısına asılan kartın kapalı yazan tarafını dışa bakacak şekilde çevirdikten sonra tezgaha doğru yürüdü Elena.Bacakları günün yorgunluğu yüzünden isyan ediyordu ama birazdan evine gidebileceği düşüncesi bunu gözardı etmesini sağlıyordu.

Çeşitli pasta ve keklerin sergilendiği cam tezgahın arkasına geçtikten sonra arkasında sıralanmış dolapların birinde bulduğu bir bez ile tezgahın üzerini silmeye başladı.

Hava kararmaya başlamıştı.Elena çalıştığı dükkanda ilk defa akşam mesaisine kalıyordu ve bu biraz da olsa kendine güvenmesini sağlıyordu.

Elena artık insanları arasına karışmaktan korkmuyordu.

Hem restorant hem de fırın olarak kullanılan dükkanın sahibi Bayan Henderson,oğlu Benjamin'i bahane ederek Elena'dan bugünlüğüne dükkanı kapatmasını istemişti.

İŞARETSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin