28

2.7K 272 14
                                    

Beynimi tırmalayan acayip bir sesle uyandım. Ses çantamdan geliyordu. Telefonum çalıyor diye düşündüm ama burada telefon icad edilmemişti. Onun yerine fotoğraflar vardı. Hızla doğrulup çantamı kaptım ve arayanın Evren olduğunu gördüm.

"Neredesin sen? Neden okula gelmedin? Prof. Alr seni sordu ve seninle konuşmak istediğini söyledi"

Bir anda panikleyerek "Neden benimle konuşmak istiyormuş?" diye sordum.

"Sana iki tane soru sorup bir cümle söylüyorum ve sen sorularımı es geçip cümleme odaklanıyorsun!" Evren'in sesi sinirli geliyordu ve bu hiç alışık olmadığım bir durumdu.

"Üzgünüm. Şey. Kalede odamdayım ve uyuyakalmışım. Peki şimdi söyler misin? Neden konuşmak istiyormuş?"

"Bilmiyorum Selen. Bütün ders gözü üstümdeydi ve bu beni çok rahatsız etti"

"Neden sana bakıyordu ki?" Şimdi daha çok meraklanmıştım işte.

"Bunu ona sormak aklıma gelmedi!" dedi sorumun saçmalığını vurgulamak ister gibi.

"Elbette bilmiyorum Selen. Ama seninle ilgili olabilir gibi geldi. Hem son zamanlarda tuhaf şeyler oluyor seninle konuşmamız lazım"

"Ne gibi tuhaf şeyler" derken oldukça şüphelenmiştim.

"Yarın okul çıkışı bize gitmeye ne dersin?"

"Yarın Sinanlara gideceğim önceden söz vermiştim" Evren ofladı. "Sonraki gün?"

Kabul ettim ve fotoğrafı komodinin üzerine koyduktan sonra aklımda sadece Evren'in söyledikleri dolaşmaya başladı. Prof. Alr neden benimle konuşmak istiyordu? Acaba Ryan'dan ya da Kellen'ın onlara olan kuşkularından haberdar mı olmuşlardı? Odasına gidemezdim. Ya zihnime girmek için heyetten onay aldıysa? O halde odasına gittiğimde onlardan gizlediğim ne varsa öğreneceklerdi. Kesinlikle bu konuyu Kellen'la konuşmalıydım. Ayrıca uyumadan önce gördüğüm görüntüden de bahsetmem gerekiyordu. Neticede bu görüntüler bir şekilde gerçekleşiyordu. En azından ne gibi bir şey olduğunu ya da nasıl bir önlem almamız gerektiğini düşünebilirdik. Sahi? Önlem almamız mı gerekiyordu?

O an aklıma Ryan'ın beni takip edip etmediği geldi. Ayrıca Karanlık Şato beni Kristal Saray'dan koruyor olsa bu onlardan önce ele geçirip öldürmeyeceği anlamına gelmiyordu.

Şu an yaptığımız şey 'denize düşen yılana sarılır' hesabıydı. Birden Ryan ile müttefik olmanın ne derece saçma olduğunu fark ettim. Kellen beni kurda mı emanet etmişti yani?

Ah Tanrım.

Yatağımdan kalktım ve duşa girdim. Kellen'la bunu konuşmalıydık. Hatta bir sürü konuyu konuşmalıydık. Kesinlikle Karanlık Şato'nun yardımına ihtiyacım yoktu. Aslında onlardan uzak durmaya ihtiyacım vardı. Kellen dahil beni koruyan herkesin üzerimde bir amacının oluşu beni çileden çıkarıyordu.

Ki artıkk, eninde sonunda öldürüleceğime günden güne inanmaya bile başlamıştım. Sürekli yeni birilerinin beni öldürme amacının olduğunu öğreniyordum ne de olsa.

Peri Zümresi de buna dahildi. İşler ters giderse genelin iyiliği için elbette beni yok edebilirlerdi. Peki şimdi neden beni koruyorlardı o halde? Neticede onlar için ne fayda sağlayabilirdim? Kendi ırklarından olduğum için mi benim üzerime düşüyorlardı?

Tabi ya.

Kime aşık olursam o taraf kazanırdı. Bütün mesele buydu. Bir periye aşık olmamı bekliyorlardı. Ki olmayıp, karanlık bir yaratığa aşık olursam-Kellen hariç- pekala kurban listesine alınacaktım.

SİHİR-KRİSTAL ÖLÜM-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin