SS-9-

12 3 0
                                    

Müzik sesiyle uyanmak kulağa hoş gelebilir fakat müzik berbat ve rahatsız edecek derecede yüksek olursa sinirden delirbilirsiniz. Topuğumu bilmem kaçıncı kere yatağa sertçe indirip yataktan kalktım. Tanju beni deli ediyordu.

Ablamın evi diye götürdüğü yerde cesaret edip de yukarı çıkamamıştım. Tanju da hazır hissetmiyorsam zorunda olmadığımı felan söylemişti. Hastalığımı tetiklemesinden korkuyormuş. O günden sonra daha dostane davranıyordu bana. Bana olan yakınlığından ablamın büyük etkisi vardı bence. Çünkü ablamın evinin önüne gittikten sonra davranışları değişmişti. O gün ki gibi davranışlarından bir daha tedirgin olmamıştım.

Ege ve Mine'yle geçen 1 hafta içerisinde diyaloğumuzu ilerlettik diyemezdim. Hata Mine ile çenemizi kapatma kararı almıştık. Yani ne o beni görüyordu ne de ben onu.

Gurur da aramıştı. Ondan önce de mesaj atmıştı. Özgür telefonda konuştuğumu görmüştü ama hiçbir şey sormamıştı yada söylememişti.

Özgür, ona yaptığım son öpücük hamlesinden sonra bana hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı. Hatta soğuk diyebilceğim kadar mesafe koymuştu aramıza.

Vee bugün hastenede randevu günümdü. 14 nisana 1 aydan daha az kalmıştı. Gurur randevu bitiminde hastanede olacağını söylemişti ama Özgür'de geçen hafta benimle geleceğini kesin bir dille bildirmişti. Ne yapacaktım bilmiyorum ama ne Özgürü ne de Gururu ekemezdim.

Aşağıdan çalan yüksek sesli pop müziğe lanetler okuyarak dolabımın karşısına geçtim. Havalar ısınmaya başlamıştı. Yağmurları saymazsak yaz gelmişti bile.

Krem rengi dizimin bir karış üzerinde biten elbisemi alıp giydim. Belimede ince kahverengi kemerini takıp makyaj masasının karşısına geçtim.

Fark ediliyordu. Zayıflamıştım. Beynimde ki tümör bedenen çok yıpratmıştı beni. Ruhen de..

Beyaz tenime renklendirmek için birşeyler sürüp saçlarımı ensemden topuz tutturdum.

Ayağıma kahverengi yüksek tabanlı ayakkabılarımı giyip kahverengi sırt çantamın içine gerekli eşyaları doldurup aşağı indim.

Zeynep kahvaltı masasını hazırlarken Özgür,Tanju,Ege çoktan oturmuştu ama Mine ortalıkta gözüjmüyordu. Çantamı sandalyenin kenarına takıp oturdum. Masanın ortasında ki omletten biraz tabağıma alıp yemeye başladım.

"Gelmemi istermisin Derin?" Tanjuya bakıp gülümsedim.

"Gerek yok,saol" Özgür de tabağına omlet koyup Tanju ya baktı.

"Ben gideceğim zaten Derinle,şirkete gidermisin bugün" Özgürün şu meşhur işleri aksamazmıydı hiç. Babasını hiç görmemiştim ama disiplinli bir aram olduğunu tahmin edebiliyordum. Özgürde öyleydi.

"Özgür işin varsa gelmene gerek yok." Bana bakıp başını iki yana salladı.

"Önemli birşey değil." Göz odağını Tanjuya çevirip devam etti.

"Bizden birileri bugün yanında olsun." Tanju başını sallayıp masadan kalktı.

Yanağımı öperken kulağıma fısıldadı."Dikkat et." Özgürden korksammı,çekinsemmi bilemiyordum. Ondan nasıl korkabilirdim ki. Annesiyle aynı talihsizliği yaşamasın diye hiç tanımadığı bir kızı kendi evine almış,yardım ediyordu.

Özgür her samimiyetimizde kıstığı gözleriyle kendini belli ediyordu. Tanju evden çıkarken bende tabağıma aldım omleti bitirmiştim. Özgür daha yememişti ama ben sandalyeden kalkınca o da kalkmıştı. Askıdan kot montumu alıp üzerime geçirdim. Özgüre de ceketini uzattım ama ses vermedi. Bu sessizlik hayra alamet gibi durmuyordu ama hadi bakalım.

SON SAYFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin