19 bölüm

65K 2.2K 43
                                    



------------------------

Sev diyince sever misin? Kalbin sadece benim için atsın dediğinde. Koşulsuz şartsız kabul eder misin? Gözlerim sadece bana baksın cenneti bende görsün, hiçkimseye bakmadığın gibi bana baksın denildiğinde başara bilir misin?

Kalbin hepsini onaylamış ama mantığın karşı çıkıyorsa? Ne yaparsın? Kalbini mi dinelersin? Yoksa her şeyin üstüne bir çizgi atıp mantığına mı kulak kabartırsın?

Her şeyi boş verinde Beni de sever misin? dediğinde ne cevap verirsiniz.

Beklemediğim soruyu duyduğumda. Biran yanlış duyduğumdan şüphe bile etmiştim. Peki sorduğu soru onun için ne kadar önemliydi?

- Gerçekten sorunun cevabını merak ediyor musun?

Parkta salıncakta sallanan küçük tombul yanaklı durduğumuz yerden bile bakıldığında farkedilen o simsiyah gözlü upuzun siyah saçları olan kız çoçuğunda takılı kalan bakışlarını bana çevirip

- Merak etmesem sormam.

Diye sorumu net bir şekilde yanıtladığında. Yine anlam veremediğim ve ne ifade ettiğini bilemediğim bakışlarını takındığından dolayı istemeden kaşlarım çatılmıştı. Niye böyle yapıyordu bilmiyordum. Gerçi ben onu ne zaman anlamış ve bu bakışlarına anlam vermiştim ki? Hiçbir zaman.

- Senin için önemlimi yoksa öylece sorulmuş bir soru mu?

Sorularımla galiba onu ne kadar sinirlendire bileceğimi test ediyordum. Sormadım var say dese hiç şaşırmazdım.

- Soruyu yanıtlamak istemiyorsan direk hayır diyebilirsin. Ama öğrenmek istiyorsan evet benim için bu soru senin tahmin bile edemeyeceğinden daha çok önemli.

İçimde bir yerlerde kendime sövsemde kendime hak veren taraf ağır basıyordu. Bana karşı böyle soğuk durdukça içimde cevabını bildiğim soruyu sorgulamaya başlamıştım.

Hislerini belli etmezse eğer ben ona nasıl cevap verecektim? Anlamak istiyordum onu, içinde neler düşündüğünü,ne yapmak istediğini, bu güne kadar sorduğum tüm soruların cevabını, beni sevdiğini geç hoşlanıyor mu hoşlanmıyor mu diye her gece kendime sorup durduğum sorunun cevabını almadıkça boğulacak gibi hissetmeme sebeb olan kişinin her şeyini merak ediyordum.

- Kendisini tanımama izin vermesini geçtim, benimle doğru dürüst konuşmayan sen gerçekten cevap mı bekliyorsun benden?

Sinirden sıkan dişlerini ellerinin yumruk olmasından da anladım ki onu sinirlendirmeği başarmıştım. Takmayacaktım kafama, söylediğim sözlerde gerçeklerdi uslu kız olmaktan ona baktığımda eriyen bakışlarımı, kalbimin iki kat daha hızlanmasını, avuç içlerimin terlemesini yok sayacaktım. Ona karşı olan hislerim kalbimin bir köşesinde durmak zorundaydı. Kalbim değil mantığım konuşmalıydı şu an, şu dakika.

- Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum prenses.

Kafasını belli belirsiz salladığında herne düşünüyorsa onları yoketmeye çalıştığı çattığı kaşlarından anlaşılıyordu. Beni sinirlendiren anlarından biride düşüncelerini bilmememdi. Niye anlamıyordu? Yada anlamak istemiyordu.

- Senin beni anlamaman ne güzel. Demek ki ikimizde birbirimizi anlamıyormuşuz.

- Kavga etmeye mi çalışıyorsun napıyorsun?

Beni de sever misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin