Ertesi sabah Esme gözlerini kuşların sesiyle açtı. Sıcaktan sırılsıklam olmuş Yahya'yla iç içe girmiş bedenlerini zorla ayırarak banyoya elini yüzünü yıkamaya girdi. Kendini çok dinç hissediyordu. Saate baktığında daha sabahın yedi buçuğu gösterdiğini görünce bu kadar erken kalkmasına gözlerini devirerek sessizce üstüne eşofman takımı giyerek Yahya'yı uyandırmamak için parmak uçlarına basarak odadan çıktı. Camdan güneşi görünce bunu değerlendirmeye karar vererek saçlarını at kuyruğu toplayarak evden dışarı çıktı. Ağaçların arasında koşu yolunu bularak biraz koşmaya karar verdi. Hareket halinde olmak daha da iyi hissettirmişti. Yahya tatilden sonra her şeyin yolunda olacağını söylemişti ve Esme onun sözüne güveniyordu. Bir an hayatında sadece bu intikama kadar plan yaptığını farketti. Her şey bitince ne yapacağını bilmiyordu. Yahya hayatının bütün dinamikleriyle oynamış önemli olanları bir kenara itmiş kendini onların yerine koymuştu. Şu anda süresiz ücretsiz izin almıştı. Biraz birikimi ihtiyaçlarını elbette karşılardı ama Esme çalışmadan bir işe yaşamadan kenarda oturacak birisi değildi. Bir de evlilik meselesi vardı. Her ne kadar Yahya'ya güvensede Esme bu teklifin aniden sadece Esme'yi kaybetmemek için yapıldığını düşünüyor ilerleyen zamanlarda Yahya'nın pişman olabileceğini hissediyordu. O yüzden meselenin uzun bir süre sadece nişan olarak kalmasına karar verdi. Evden fazla uzaklaştığını farkederek geri döndü ve daha ağır tempoyla koşmaya devam etti. Evin önüne geldiğinde Arda'nın kapının önünde sigara içtiğini gördü. Yüzünde parlak bir gülümsemeyle neşeli bir sesle "Günaydın" dedi. Arda bir an afalladı sonra kendini toplayıp "Günaydın yenge dışarı ne zaman çıktın abinin haberi var mı?" diye sordu. Esme "Abinin haberi olamaz hala uyuyor çünkü." Dedi. Arda içinden 'inşallah haberi olmaz' diyerek hafifçe güldü. Esme ona verandadaki masayı göstererek "otur sen bende birer kahve yapayım birlikte içelim" dedi. Arda tam itiraz edecekti ki Esme tek kaşını kaldırarak yüzüne baktı. Tereddüt ederek de olsa masaya oturdu. Beş dakika sonra Esme elinde iki fincan kahveyle yanına oturdu.
"Eee anlat bakalım" dedi ilgili yüz ifadesiyle. "Ne anlatayım yenge?" diye sordu Arda. "Bilmem farketmez aileni anlat kaç kardeşsin onlar ne iş yaparlar? Nerde büyüsün?" Arda bir süre başını kahve fincanına eğdi sonra kısık sesle "Ben yetimhanede büyüdüm ailem yok. Onüç yaşında dayak yemekten kurtulmak için yetimhaneden kaçtım. Sonrası ne iş olursa yaptım abinin yanına gelene kadar." Esme derin bir nefes alarak anlayışlı gözlerle baktı "Demek ortak bir noktamız varmış gerçi ben dayak yemedim ama daha beterini gördüm." Dedi. Arda şaşırarak baktı yüzüne Esme tebessüm etti. "Insan orda yaşayınca sanki birden çocukluk evresini atlayıp yetişkin birey oluyor değil mi?" diyerek devam etti. Arda da kendini biraz daha rahat hissederek acılı geçmişine güldü "Öyle. Mesela ben hiç yakartop oynamadım. Sen oynadın mı yenge?" Esme'nin düşünmesine gerek yoktu "Bende oynamadım Arda" diyerek cevap verdi ikisi de kahve fincanlarına bakarak bir süre düşündü sonunda Esme "Sence buralarda bir top ve bizimle oynayacak bir kaç kişi bulabilir miyiz?"

Yahya gözlerini dışarıdan gelen kahkaha ve gür erkek sesleryle açtı. Bir an nerede olduğunu şaşırdı ve kendine gelmeye çalıştı. Yataktan kalkıp evin içinde Esme'nin varlığını aradı ama yoktu. Dışarıdan gelen çığlık sesiyle hemen dış kapıya koşup hızla dışarı çıktı. Gördüğü manzara karşısında bir süre ne yapacağını şaşırdı. Bir tarafta iki koruma diğer tarafta bir koruma ortada Esme ve Arda kenarda bir koruma daha. Koruma elindeki topu hızla Esme'ye attı Esme toptan çevik bir hareketle kaçarken Arda'yla gülüşüyorlardı. Yakartop. Yahya onun gülüşünün neşeli tınısını dinledi. Izbandut gibi adamların arasında ufacık tefecik ordan oraya koşuyordu. Yahya top karşı tarafa geçince yavaşça diğer oyuncunun arkasına geçip eliyle kenara çekilmesini işaret etti. Herkes bir an duraksarken Yahya elini dudaklarına getirip sessiz olun işareti yaptı. Esme ve Arda'nın arkası dönük olduğu için farketmediler. Karşı taraf topu atınca Yahya tek hamlede yakaladı. Esme ve Arda koşarak diğer tarafa geçerken Arda bir an sendeledi ama Esme hiç istifini bozmadan kocaman gülümsedi. Yahya da karşılık olarak sinsice güldü ve tek seferde Esme'yi vurarak oyunu onun için bitirdi. Esme "Haksızlık bu" diyerek itiraz etti. Onun haricinde herkes tedirgin olmuştu ama Esme farkında değildi. Arda ve diğer korumalar yere bakıyordu. Yahya gülerek başını iki yana sallayıp eve doğru yöneldi. Daha üç adım atmadan Esme sırtına atladı. Yahya hemen onu tuttu. "Bugün çok neşelisin" dedi eve doğru yürürken. "Evet erken kalktım koştum biraz seni uyandırmak istemedim dinlen diye" Yahya sırtında Esme'yle içeri girip koltuğa attı kendini. Esme'nin iki bacağı arasında kalmıştı koca bedeni. Sırtını iyice yumuşak göğüslerine yasladı. Esme de kollarını boynundan çekip saçlarını okşadı ve yanağına nazik bir öpücük kondurdu. "Hadi kahvaltı yapalım çok açım ayrıca çocukları azarlamadığın için teşekkür ederim" dedi Esme ve tekrar öptü. Yahya "Onların suçu yok senin başının altından çıkmış" dedi Yahya bilerek sesini sert çıkardı. Esme de cevap olarak kalçasına sarılı bacaklarını sıktı. "Tabiki benim başımın altından çıktı Arda'yla konuşurken aklıma geldi." Yahya aniden Esme'ye döndü "Nerde konuşurken?" "Koşudan dönünce kahve yaptım ikimize biraz lafladık" Yahya'nın bakışları iyice karardı "Sebep?" diye sordu. "Insanlarla konuşmak için bir sebebe ihtiyaç duymuyorum karşılaştık ve konuştuk sorun ne?" Dedi Esme de onunda kaşları çatılmıştı. Yahya "O bir erkek" diye diretti. Esme gözlerini devirerek Yahya'yı üstünden atmaya çalıştı başarılı olamayınca da cevap verdi "Yani? Ne olmuş erkekse." "Erkeklerle konuşmanı içli dışlı olmanı istemiyorum" Esme ofladı "Saçmalama Yahya kimseyle içli dışlı değilim sadece oturup birer kahve içtik. Ben bir tek seninle içli dışlıyım biliyorsun" dedi gülerek. Yahya saçmaladığını biliyordu ama yine de kendine engel olamıyordu. Sonunda pes ederek Esme'yi dudaklarından öptü. Dilini üst dudak çizgisine değdirdi hafifçe sonrada alt dudağını dişleri arasına alarak ısırdı. Esme de aynı şeyi yapınca işin boyutu değişmeye başladı. Istemeyerek dudaklarını kopardı Esme'den "Duşunu al bir an önce çıkalım yoksa uzun bir süre kahvaltı yapamayacaksın" dedi boğuk bir sesle. Esme hemen duşa girdi. Yahya da üstüne bir tişört geçirerek Esme'yi beklemeye başladı. Esme duş alırken Yahya onun güzel sesini dinledi. Ilk defa duyuyordu. Sesi fazla yükseğe çıkamayan pes bir sesti ama Yahya için en güzel sesti. On dakika sonra suyun sesi kesildi. Esme giyinirken Yahya da bir sigara yaktı.

Bir süre sonra Yahya kolunun altına aldığı güzel kadınıyla evden çıktı.

Ağır AbiΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα