5. BÖLÜM

86.2K 3K 41
                                    

           Yahya babasının evine geldiğinde çatışma bitmek üzereydi. Hemen belinden silahını çıkarıp ateş etmeye başladı.
         Arda gelmiş pek iş kalmamıştı. Yahya direkt eve girip babasını aramaya başladı. Endişeden kalbi göğsünden çıkacaktı. " lütfen ona birşey olmasın" diye tekrarlayıp duruyordu. 
  
         Babasını mutfak zemininde kanlar içinde buldu. Kandan nerden vurulduğu belli olmuyordu. Hemen arkasından babasının sağ kolu Ali'nin sesini duydu.

-Yaşıyor mu?
-Ambulansı ara. Dedi Yahya

       Babası oğlunun kucağında gözlerini araladı.

-Yahya?
-Konuşma baba şimdi ambulans gelecek.

-Kıza iyi bak. Intikamını almasına yardım et. Dedi Bülent Baba.

-Tamam Baba konuşma.

       Yaklaşık 5 dakika sonra ambulans geldi. Hemen hastaneye gittiler.

       Ameliyathane kapısında Yahya bir sağa bir sola volta attı. Bunu yapanın cezasını öyle bir kesecekti ki Yahya Sarrafoğlu'nun kim olduğunu anlayacaklardı. Hepsinin kemiklerini etlerinden canlı canlı ayıracaktı.

        Sonunda doktor çıktı.
-Üzgünüm Bülent Beyi kaybettik. Yaraları çok ağırdı. Kalbi narkozu kaldırmadı. Başınız sağolasun. Dedi doktor. 

         Yahya Arda'ya dönüp Ali'yi bul dedi.

         Ali yanına geldiğinde Yahya Ali'nin gırtlağına sarıldı.

-Kim? Dedi sadece 

          Ali Yahya'nın elinden kurtulmaya çalıştı ama nafile.
-1 aydır Çiroz Mustafa'nın adamları gizliden takip ediyordu. Baba onlara bir daha Sarıyer deki okulların önünde mal satmayacaksınız diye talimat gönderdi. Adamları toplayayım mı? Diye sordu Ali

       Yahya Ali'yi bıraktı. İçindeki acı ve öfke birbirine karışıyor girdap oluşturuyordu. Ah o Çiroz'a adam nasıl avlanır gösterecekti. Ama önce biraz korkması lazımdı. Namını laf olsun diye kazanmamıştı. Ona piyasada "Kara Yılan" derlerdi. Sinsice yaklaşır avını boğarak öldürür. Tek lokmada yutar içinde kemiklerini kırardı.

-Her hareketini izleyin. Sizi görsün bilsin ama müdahale etmeyin. Ailesi de dahil.  Dedi Yahya.

        Önce iyi bir plan yapması lazımdı. Herkese ona bulaşmanın ne demek olduğunu gösterecekti. Ama önce babasının huzur içinde yatmasını sağlayacaktı.

Ertesi Gün

       Esme her sabah olduğu gibi saat 7de kalktı. Elini yüzünü yıkayıp mutfağa ilerledi.
       Ev arkadaşı Ceren kahvaltıyı hazırlamış onu bekliyordu.

-Günaydın canım. Dedi Ceren
- Günaydın tatlım naber? Dedi Esme.
-Iyidir. Bugün işin var mı? Diye sordu Ceren.
- Yok canım babamı arayacağım  bugün davam yok savcılık sınavına çalışırım malum 9 gün kaldı. Dedi Esme.

      Savcılık sınavı çok önemliydi. Onu kazanması gerekiyordu. Hayatını mahvedenlerden 3ünün fişini bu yolla çekecekti. Artık eski günleri pek düşünmüyordu. 6 yıllık terapi arkadaş sevgisi ve babasının desteğiyle içine kapandığı sürekli ağladığı günleri geride bırakmıştı. Tabi öfke kin devam ediyordu. Onlar içinde bir kanser gibi büyüdü 7 yıldır. Ama derine gömdü. Zamanı gelince kazıp çıkaracaktı . Artık eskisi gibi değildi. Özellikle güvendiği insanların yanında onlarla gülüp eğleniyor. Yaşının gerektirdiği genç kız olabiliyordu. Ama dışarıda yabancı insanlar arasında tam bir buzdu. Kimseye güvenemez  kolay kolay gülmez ağlamaz çok konuşmazdı. Ceren ona iki kişilikli diyordu. Bir Ceren'in yanındaki Esme vardı. Sıcak sevecen espirili şefkatli sokulgan. Birde dışarıdaki Esme vardı. Soğuk mesafeli sessiz bir bakışıyla "geri bas belanı benden bulma" diyen bir Esme. 

-Tamam o zaman sana diktiğim elbisenin provasını yaparız bugün. Dedi Ceren.

      Esme'yi giydirmeyi seviyordu. Esme de seviyordu. Tam onun tarzını yansıtan salaş hippi kıyafetler dikip giydiriyordu. Bir de işe giderken giydikleri vardı. Onları da Ceren dikiyordu.
          Ceren'in moda tasarım dükkanı vardı. Kıyafetler tasarlayıp küçük sevimli dükkanında satıyor iyi para kazanıyordu.

         Kahvaltıdan sonra Esme telefonu alıp babasını aradı. Çaldı çaldı sonunda Ali telefonu açtı.
-Esme. Dedi Ali
-Ali abi babam yok mu?
- Esme dün gece babaya saldırı düzenlendi. Hastaneye yetiştirdik ama ameliyattan çıkamadı.

      Esme şok geçiyor ne ses çıkarabiliyor ne kıpırdayabiliyordu.

En sonunda
-Geliyorum. Diyebildi.
- Gelme Esme burası çok karışık 2 gün sonra cenazesi var seni almaya gelirim. Dedi Ali

    Esme hiç bir şey demeden telefonu kapattı. Gözyaşları durmuyordu artık. Babam dediği 7 yıldır herşeyini paylaştığı onu bugüne getiren adam yoktu artık. Sırtını yaslayabileceği dağı yoktu. Ona baba olmuştu. Bazen sırdaş bazen arkadaş. Ve şimdi yoktu.

Ceren endişeyle yanına koştu.
- Esme noldu?
-Babam. Babam ölmüş.
- Neee? Nasıl ne zaman?
-Bilmiyorum. Vurulmuş dün gece. Dedi Esme hıçkırıkları arasında.

      Ceren arkadaşına sarılıp onunla birlikte ağladı.

2 Gün Sonra

        Ali onu cenaze için almaya geliyordu. Üstüne siyah bir pantolon ve kazak geçirip evden çıktı.
         2 gündür ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş yüzü gözü şişmişti.

       Önce camiye geldiler. Esme kadınların bulunduğu safta babası için dua etti. Ordanda mezarlığa geçtiler.

      Esme kafasını yerden kaldırdı. Mezarın başındaki sessiz öfkeli adamı gördü. Kimse yanına 2 metreden fazla yaklaşamıyordu. Adam kafasını çevirdi. Esme'yle göz göze geldi.  Bir süre birbirine baktılar. Sonra Esme bu bağı kopardı.
       Esme Ali'nin yanına yaklaşıp
- O kim? Diye sordu.
- Yahya Sarrafoğlu babanın oğlu. Bundan sonra işin başında o var. Zaten o da işlerin içindeydi ama babası varken göz önünde durmazdı. Artık yeni Baba o. Dedi Ali.

       Esme hiç cevap vermeden önüne döndü. Defin işlemi bittikten sonra.  Kalabalık Yahya Sarrafoğlu'nun yanından geçerek baş sağlığı dilemeye başladı. Güruh gibi bir kalabalık vardı.

     Ali Esme'yi yönlendirerek Yahya'nın önüne getirdi. Esme elini uzatıp Yahya'nın elini tuttu.

- Ben... dedi kendini tanıtmak için
-Biliyorum. Dedi Yahya sesi boğuk çıkmıştı.
      
         Esme ufak bir şok yaşadı. Ne biliyordu ki? Hemen kendini toparlayıp.
- Allah sabır versin. Dedi
-Sana da. Dedi Yahya
        Kızın elini destek olmak amacıyla hafifçe sıktı.
        Esme kendini geri çekip Ali'nin yanına gitti.

        Mezarlıktan çıkarken yanına genç bir adam yaklaşıp
- Esme Hanım abim sizinle bir hafta içinde temasa  geçecek. Dedi
    Esme başını sallayarak cevap verdi ve arabaya yönelip mezarlığı terketti.

      Arda Yahya'nın yanına gelip.
- Söyledim abi. Dedi.
Yahya
-Adam gönder takip et. Yanına kötü amaçlı yaklaşan olursa bana getireceksin. Dedi

      Babasına olan son görevini de tamamlayıp gitti.

Ağır AbiWhere stories live. Discover now