Bölüm 5: Yağmur Altında

52 4 0
                                    

      Bir gün sonra okula ancak gidebildim. Kendimi henüz toparlayamamışken karşısına çıkmak istemiyordum ama mecburdum buna. Sınıfa adım attığım an gözgöze geldik. Gözlerini kaçırdı. Neden yapıyorsun bana bunu ? Öldürmek istiyorsan söyle al canımı. Ama bir saniye bakmak için ömrümden yıllar verebileceğim gözleri benden kaçırma. Eski yerime oturmak istemiyorum. Orada kokusu var. En arka köşeye oturdum ve onu burdan rahatça görebiliyordum. Dersler artık geçmek bilmiyordu. 3. ders başladığında sanki on saattir okuldaymışım gibi hissediyordum. Dönüp bakmıyordu bile. Bu kadar mı kolaydı ? Seni seven adama nefes almayı haram kılmak bu kadar mı basit senin için ? Hiç vicdan yok mu sende kadın ? Ama hayır! Kesin benim bir hatam vardır. O kıyamaz ki bana birşey yapmaya. O beni üzmeye dayanamaz. O benim ondan uzak kaldığım her an ölüme yaklaştığımı bilmediği için böyle davranıyor. Kesin benim bir hatam var. Yoksa o bana bunları yapmaz!

     5. ders başladığında artık onu izlemiyordum. Yani en azından her saniye ona bakmıyordum. Kafamı kaldırdığımda telefonla uğraşıyordu. Hayır! İlk günden mi ya. Kiminle konuşuyorsun sen ? Yanına gidip hesap sormak istiyorum ama gidersem herşey daha kötü olacak. Ya gittiğimde bana " Sen kimsin ?" diye sorarsa. O zaman ne diyeceğim ? Sevgilisi değilim. Ve belkide hiçbirşeyi bile değilim. Umursanmadığımı farkettiğimde kafamı sıraya koyup uyumak istedim. Kafamda onlarca soru ve kasvet içerisinde düşünürken zil çaldı. Kafamı yerden kaldırmadan çıkıp gittim sınıftan. Gidip artık yemek yemeliydim. Yaklaşık 1 gündür yememiştim ve bende diğerleri gibi bir insandım. Yemek yemem gerekiyordu...

      Zilin çalmasına 3 dakika kala sınıfa girmiştim. Sınıfın yarısı boştu. Cuma günleri öğleden sonra böyle olmasının normal olduğunu düşünüp en arkaya yöneldiğimde Masal'ın hemen ön sırada oturduğunu farkettim. Kasten mi yapmıştı yoksa öylesine denk mi gelmişti ? Oraya oturamazdım. Ama sınıfın geriye kalan heryeri boştu. Bizim sıramız dışında. Geçip oraya oturdum herşeye rağmen. Kafamı sola çevirdiğimde birisiyle mesajlaştığı belliydi. Yerimden kalkıp hemen arka sıraya oturdum ve " Telefonunu verirmisin ? " Hiçbir tepki vermeden mesajı silip telefonu bana uzattı. Kalbim artık eskisi gibi atmıyordu. Güvenimi kırmıştı. Şurama saplanan şeye sancı demeseler bıçak derdim herhalde. Telefonu uzatıp " Bu kadarını beklemezdim " deyip yerime geçtim. Yüzünü bile görmek istemiyorum şu an. Kafamı önümden kaldırmak istemiyorum. O beni benden alan gözlerine bakıp herşeye rağmen seni yine biraz daha sevmek istemiyorum... Biraz sonra masama bir kağıt parçası koydu bir el. Sola doğru baktığımda Masal olduğunu gördüm. Öyle kızgındım ki ona verdiği kağıda bir kez bile bakmadan parçalara ayırıp sıranın altına attım. Kafamı sıraya koyup sinirimi yatıştırmaya çalışıyordum. O benim verdiği kağıdı okumadığımı düşünerek buruk bir şekilde yerine geçsede ben parçaladığım kağıdı çoktan cebime koymuştum. Eve gidene kadar bakmadık birbirimize. Son zil çaldığında artık konuşacak birşeyimiz kalmadığına inanıyordum. Evet o bizim " Masalımızı" başlamadan bitirmişti. Eve gittiğimde ilk işim parçaları birleştirmek oldu. 

      "Öncelikle son kişiyle senin hakkında konuştuğum için sildim. Okumanı istemedim onları. Her neyse

bu önemli değil zaten.Bundan sonra hiçbirşey demeyeceğim sana uzağında olacağım...

Sözünü tutmayan ben olayım... Giden kişi ben olayım."

      Açıklama. Hatta bir özür beklerken bu okuduklarım beni yerin dibine sokmuştu. Nefes aldığıma inanamıyorum. Hiçbir amacım yok ki artık neden nefes alayım. Neden beni bir parça dahi sevmeyen birisi beni bir hiç yerine koydu diye yok olmak isteyeyim ki! Yoruldum artık. Hep kaybeden olmaktan, hep ağlayan olmaktan yoruldum. Herşeyden yoruldum ama anlamadığım bir sebepden dolayı hâla ısrarla onu seviyorum. Hiçbir azalma göstermeden hemde. Her saniye bir parça daha fazla sevmenin verdiği o garip kalp acısıyla uyuyup kalmışım. Elimde parçalara ayrılmış ölüm fermanımla...

Gitme GülümsememHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin