~7~ Sen İki Tanesin!

79 8 3
                                    

Hala gözleri kapalıydı. Çok fazla su yutmuş olmalı. Göz altları mosmor duruyor. Şu Emir itini bir göreyim onu doğduğuna pişman edicem. Mavi kollarımın arasında başı geri düşmüş bir vaziyette duruyor. Bu lanet olası yerden çıktım ama çıkmaz olaydım. Nereye getirmiş salak herifler bizi. Beyinsiz herifler. Bedenim yorgun düşmüş, hareket edecek halim yok ama Mavi için ayaktayım. Bir dakika ya bu kız niye nefes almıyor.
~ Mavi beni duyuyor musun?? MAVİİ. Uyan aç gözlerini.
Daha fazla dayanamayıp dizlerimin üstüne düştüm. Ve yavaşça Maviyi yere bıraktım. Kolumu boğazının altından geçirip saçlarını okşamaya başladım.
~ Açmayacak mısın gözlerini. Benim yüzümden bu haldesin ama ne yapayım sana öyle bakmamalıydı. Neden böyle hissettim ve seni kıskandım bilmiyorum ama, bu iyi bir şey galiba. İstemsiz yaşlar gözlerimden akıyor, aklıma ilk gelen şeyi yaptım. Ellerimi hızla Mavi'nin tamda kalbinin üzerine bastırıp kalp masajı dedikleri şeyi yaptım ama ne fayda, kıpkırmızı olmuş suratım duraksadı ve bir noktaya kenetlendi. Kendime gelmeye çalışıyordum. Karşımda suratı bembeyaz olmuş hareketsiz bir kız duruyor.
~ Hayır, ölemezsin. Bana bunu yapamazsın. Neden hala gözlerin kapalı. Bilincim yerine gelince suni tenefüs yapmaya başladım. Elimden geldiğince hızlı olmaya çalıştım. Hala aynı duruyor. Çaresiz yapacak hiç birşeyim kalmamıştı. Mavi'nin başını kalbime sımsıkı bastırdım. Gözyaşlarım yağmur gibi akıp saçlarıyla buluşuyor.
~ Aç gözlerini be tabut güzeli. Hadi artık aç şu gözlerini.
Aradan saniyeler geçmişti. Gözlerim kapalı Mavi'nin kokusunu hissediyorum sadece. Birden öksürüklerle içindeki suları ağzından çıkarmaya başladı. Hemen yüzünü aşağıya doğru çevirdim, daha kolay çıkması için.
~ Mavi Mavii, biliyordum sen güçlü bir kızsın. Hemen pes etmeyeceğini biliyordum.

MAVİ

Kendime büyük öksürüklerle gelebilmiştim. En son suyun içinde boğuluşumu hatırlıyorum. Ve ardından gelen kırılmış cam sesleri.Karşımda Bordo'nun şükürler olsun deyişleri dolarken kulaklarıma, düşüncelerim sıraya girmiş kaç kez boğulmaktan kurtuldum gerçekten mucize diye hayretler içinde kendime gelmeye çalışıyordum.Halsizdik ikimizde hareket edecek güç kalmamıştı yaşadığımız şey çok acımasız bir işkenceydi aklım almıyor. Yolun ortasına uzandık ve gökyüzünü izliyorduk boş gözlerle ama Bordo aklından neler geçirdiği Emir denen şerefsize ne işkenceler yapabileceğini planladığı anlaşılıyor du, değişen mimik hareketlerinden.
~ Hadi kalk gidiyoruz.
~ Halim yok Bordo nasıl bu yolları yürüyeceğimi düşündükçe deliriyorum.
~ O zaman ben taşırım seni gel omuzlarıma bu yolları yürüyerek gidicez başka çaremiz yok havada kararmak üzere hadi Mavi..
~Sende yorgunsun birde beni mi taşıyacaksın?
~Ben seni her zaman yorgunda olsam taşırım.
Bordo'nun söylediğinden sonra hiç birşey çıkmadı dudaklarımın arasından yerle ilişkimi kesip omuzlarına bindim gerçekten kendime inanamıyorum gözlerimin önünde elektirik çarpmış ve su dolu fanusun camını yumruğuyla kırması elinin kesilmesine neden olmuştu. Elinde kollarına doğru akan kan fazlaydı, korkmuştum ya birşey olursa hepsi benim yüzümden kendimi hiç affetmem.
~Elin Bordo kanıyor.
~Hissetmiyorum bütün vücudum uyuşmuş bir durumda hissetmiyorum! Lanetleri girdirtcem Emir bir elime düşsün o zaman rahatlıyabilirim.
Yanımızdan geçen bir arabayı durdurup bizi bırakması gereken yolu tarif etti. Başımı omuzlarına yasladım ve gözlerimi kapatıp derin uykulara daldım.

Bordo

Sonunda eve gelebildik diye bir iç çekerken omuzumda uyuya kalan Maviyi kucaklayarak bizi bırakan yardımsever beye eyvallah diyerek yürümeye başladım. Kapı açıktı ve evin hali hiç iç açıcı değildi heryer dağılmış bir toplamaya bile tenezzül etmemişler diyerek, Maviyi odasına çıkarıp yatağına bıraktım.Bende yorgun düşüp yanına uzandım. Bu yaptığım yanlış olabilir ama kımıldayacak enerjim yoktu.

RUHSUZ TABUT #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin