~2~ Bir Bedende İki Ruh

194 19 4
                                    


~ Mavi! Mavi! Uyansana...

Gözlerim yarı bulanık dünyam dönüyor. Bir çift el omzumu mu tutuyor, yoksa sallanmamın sebebi bu mu?

~ Nerdeyim ben?

~ Düşler ülkesindesin..

~ Nasıl yani? Sen kimsin o zaman?

~ Ak sakallı dede..

~ Ne istiyosun!

~ Yumurta

~ İyide yumurtayı ak sakallı dede istemiyodu ki.

~ Şimdi sen bunların hepsine inandın mı?

~ Adın neydi senin Direk miydi.
He he hatırladım. Doruk şu koruma bozuntusu.

~ Direk mi! İçimden güldüm.

~ Komik değil di ki..

~ Her neyse kendine gelebildin sonunda.

~ Neden her uyandığımda kendimi yatağımda buluyorum.

~ Tamam tamam bir daha ki sefere masanın üzerinde bulursun kendini.

~ Saçmalama, hem saat kaç?

~ Saatlerle pek aram yoktur ama ben burdaysam 10'u geçmiştir.

~ Derken?

~ Boşver, fazla merak iyi değildir yani.

~ Peki.

Bu konuşmadan sonra etraf yerini sessizliğe bıraktı. Kalkıp oturma odasına geçip kendimi koltuğa attım. Televizyon kanallarını uzun zamandan sonra bakınca pek birşey kaybetmediğimi anladım. Millet evlenmek için yarış içindeler.
Mutfaktan elinde bıçakla çıkan Doruğu görünce ;

~ Ne yapıyorsun sen? O elindeki ne?

~ Ha bu mu, bu şey ya, mutfakta şey yapıyordum da, şey etmek için, bi sana şey edeyim dedim.

~ Devreler yandı bende. Hı ondan direk.

~ Şunu söylemeyi kes

~ Ben gidiyorum.

~ Nereye bu saatte

~ Tabuta.

Elindekini hızla yere atıp, yavaşça kolumu tuttu.

~ Yapma, kendine bunu, böyle olmaz.

~ Bugün ne düşündüm biliyormusun, keşke deniz canımı da alsaydı. Ailem aklıma geldikçe içimde bir ateşin yandığını hissediyorum ve nedense bu Tabuta girince geçiyor. Garip gelebilir umrumda değil! Pilim bitmiş, işe yaramam ben. Anlamak çözmeye yetmez Doruk bırak beni küçük dünyamda..

~ Eğer içindeki ateşi söndürüyorsa büyümeden islat yine.

DORUK~

Mavi'yi kucağıma aldım kollarımda gözleri kıpkırmızı olmuş, bulutlu damla damla taşmaya hazırlanıyor. İşte şimdi tabutundasin ıslat yine ıslat söndür. Gözlerinde sıraya girmiş yaşlar akmaya başladı, içindeki acısını okuyabiliyorum. Sönmüyor atesi hep közleri körüklüyor. Gözlerimin önünde sönmene izin vermicem. Ağlamaktan yorgun düşen gözlerinin perdeleri kapanmıştı, yanından bir an bile ayrılmadım dönüşmeden önce doymam gerek sana Mavi. Bana gökyüzü kızgın onunla canlanmadiğım için, benim hayatım karanlık. Sevmediğim renk mavi, siyah rengin daha güçlü olduğunu düşünüyordum. Sen benim karanlığıma mavi gökyüzü gibi çöktün. İyi geceler Mavili.

RUHSUZ TABUT #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin