Chapter 34 'Rose Duarte'

892 71 106
                                    




O günümüzü yatakta birbirimize doyarak geçirmeye çalışmıştık. Aslına bakarsanız ne kadar süre geçerse geçsin ona doyamayacağımın ben de o da farkındaydık. Teninin içinde ki şarkılar, melodiler huzuru bulduruyordu bana. Tüm günahlarımdan arınmış hissettiriyordu bana en büyük günahım. Ellerine zaafım var işte, yapabilecek bir şeyim yok. Uzun ince parmaklarına, yüzüklerine , üst dudağının biraz daha kalkık olmasına zaafım var.

"Yine beni inceliyorsun Heaven."

"Rahatsız oluyor musun?"

"Oluyorum."

"Kimse incelemedi mi seni böyle, kimseyle yatmamış gibi konuşuyorsun."

"Ben sağlıklı bir erkeğim, becerme ihtiyacımı halledip üstümü giyip giderim Heaven ne zannediyorsun göğsümde başkalarının yattığını mı?"

Sesimi çıkarmadım. O benim her konudan ilkimdi ama bir konuda bende onun ilkiydim. Kıskanırdım zaten bu göğüse dokunan parmakları, bu pürüzsüz tenin üzerinde gezinen kokuları.

"Yarın gideceğiz, ne hissediyorsun?"

"Ne hissetmeliyim bilmiyorum Harry, karışık her şey. Korkuyorum, heyecanlıyım ama aynı zamanda da isteksizim. Birbirine dolanmış gibi tüm duygularım. Tek birini seçemiyorum. Deli gibi görmek isterken, aslında bir yandan da kaçıp gitmek istiyorum."

"Bu duyguyu bana sakın anlatmaya kalkma."

"Neden, yapma bunu bana. Benim için aynısını hissetmiş olamazsın Harry. Biri beni terkedip giden bir kadın ve bense senin gözünün içine bakan bir kızım. İkimizi aynı kefeye koyma."

Rahatsız bir şekilde kaşlarını çattı ve kelimeleri kafasında toparlamaya çalıştığını belli edercesine gözlerini kapattı. Dudaklarını yalayıp nemlenmesini sağladığında söyleyeceklerinin içinden kopup geleceğini anlayabiliyordum.

"Heaven,aynı kefedesiniz. Bir tarafta hiç yaşamadığın anne duygusu var. Benim içimde de hiç yaşamadığım bir duygu vardı. Hayatımda hiç tatmadığım. Sen kendin dedin az önce her şey karışık deli gibi görmek istiyorsun ama kaçmak da istiyorsun diye. Ben dayanamadım, kaçtım. Geri döndüğümde kimin kollarında nefes aldım ben? Evet. O yüzden kaçmayacaksın."

"Bana karşı bu kadar karışık hissettiysen nasıl tek bir yere dönebildin?"

"Bir süre sonra o içindeki karmaşıklığa alışıp ayrıştırıyorsun. Bu endişe diyorsun, bu kıskançlık, bu ona kıyamamak, bu da hayatının en önemli yerine koymak onu. Sende ayıracaksın zamanla."

"Ama ben annemin kalbini kırmak istemiyorum, senin beni kırdığın gibi. Bana yaşattığın şeyleri o da yaşasın istemiyorum."

Durmuştu. Onun kimsenin kırılmasının umrunda olacağını düşünmüyordum. Hadi ama Harry Styles'ı artık çok iyi tanıyorum ve beni ne kadar farklı görse bile kırılıp kırılmamam onun pek de umrunda olmayacaktır.

"Tüm bunları düzeltmek için çaba harcıyorum. Nasıl yapabileceğimi bilmiyorum. Özür dilemek mi çiçek almak mı? Bunlar benim yapacaklarım değil. Ben seni bir Fransız kadın yaparak Eyfel'de öpüyorum. Bunlar da benim yapacaklarım değil ama fikirlerini değiştirmeye çalışıyorum amına koyayım, benden ne bekliyorsun?"

"Bir şey beklemiyorum, Harry biliyorum tüm bunları ne için yaptığının farkındayım."

"O zaman lafları götüme sokacağına biraz bana destek ol."

Beni hafifçe göğsünden itip duşa girmişti. Haklıydı sanırım, sürekli kendimi size doğru savunup Harry'i kötülesem de onun bu konuda haklı olmasının üzerini örtemezdim.

Lustfulness  (Şehvet)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin