Hayat'ın Monotonluğu

154 32 21
                                    

" Hiç kimse kimsenin kimsesi değildir, Hiç kimsesiz kimse kimse değildir 🎶"

Ah! Boynum! Dün gerçekten fazla yorulmuşum. Saat 1'e kadar matematik ödevini yetiştirmek için uğraştım, diye hayıflandı alarm müziğinin eşliğinde. Gece yatmadan önce ayarladığı alarmın müziği biraz da olsa moralini düzeltmiş gibiydi. Dile pelesenk olan bir şarkı olduğunu farkedip mırıldandı. "Hiç kimse kimsenin..."
Her gün gibi bugün de ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra sarıya çalan açık kahverengi saçlarını eliyle düzeltip, çantasını hazırladı. Telefondan ders programına bakıp kitaplarını yerleştirdi. Çıkarken "Anne ben çıkıyorum" dedi istemsiz bir aceleyle. Kahverengi bot ve gri spor ayakkabısı arasında iki saniyelik bir kararsızlıktan sonra gri spor ayakkabısında karar kıldı. Asansör değmesine bastı ve asansör 5. kata gelene kadar bağcıklarını bağladı.
Hava hafif yağmurluydu. Bunu bildiği halde giymişti spor ayakkabılarını. Telefonun kilit ekranındaki saate baktıktan sonra "15 dakikaya okuldayım " dedi kendine.
Koyu yeşil kapşonlusunun başlığını saçlarının yarısına kadar çekti ve yürümeye devam etti.

   Yolda giderken diline takılın o sözü mırıldanıyordu"Hiç kimse kimsenin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yolda giderken diline takılın o sözü mırıldanıyordu"Hiç kimse kimsenin..." Kafasını fazla hareket ettirmeden sağdaki ve soldaki dükkanları göz ucuyla süzdü. Bazı dükkan ve mağazalar yeni açıldığı halde cadde üzerindeki fırından taze ekmek kokusu geliyordu. Önünden geçerken yola hiçbir şey yokmuş gibi devam etmek güçtü. Fırına girdi. Zeytinli bir poğaça aldı ve kasada parasını ödedi. "Afiyet olsun. İyi günler " lafına "İyi günler" diye cevap vererek çıktı.

Yürümeye devam ederken istemsizce gelecek hayatı hakkında merakları aklına gelip durdu. Kendini daha 16 yaşında olduğunu hatırlatıp yine bu düşünceden sıyrıldı. Fakat tamamen kurtulamadı. alt geçidi kullanmayı düşündü çünkü okula Çabuk gidip sırada biraz yatmak ona daha mantıklı gelmişti ve okulun yolunu tuttu. Okulun girişinde Taha'yla karşılaştı. Selamlaştıktan sonra sınıfa doğru beraber yürüdüler Ömer yakışıklıydı bugün de sportif giydiği için okuldaki kızların dikkatlerini çekiyordu. Sınıfa girdiler sınıfta 6-7 kişi vardı kısa bir "Selam "ile sıralarına geçtiler. İlk ders Fizikti ve ömerin en sevdiği hoca olan Sibel hoca giriyordu onun için öne oturdu.Ömer'in öne oturduğu nadir zamanlar vardır bunlardan biri ise Sibel hocanın dersiydi. Kitaplarını çıkarırken zilin çalmasıyla Sibel hocanın derse girmesi bir oldu.

Herzaman ki gibi mutluydu ama biraz daha fazlaydı bugün, ömer bu duruma şaşırmıştı sonradan aklına geldi sibel hocanın kızı teog sınavına girmiş ve sınavı bugün açıklanacaktı. Sibel hoca kızının bu okula geleceğinden çok emindi ve bunun için diğer günlere nazaran daha da mutluydu çünkü bu okulun ortamı diğer okullardan daha güzeldi. Sibel hoca yoklamayı alırken ömer de o sıra herzaman yaptığı gibi kalemle ritim tutturuyordu. Sibel hoca tam derse başlayacakken telefonu çaldı" Hayırdır İnşAllah "diyerek açtı. Eşi arıyordu kızının bizim okulu kazanamadığını söylediği anda Sibel hoca kendini sandalyeye atmıştı. Bu haber onda şok etkisi yaratmıştı. Kızı bizim okula gelmeliydi,diğer devlet okulları güvenilirlik açısından kötüydü. Bu sebeble Sibel hoca düşünmeye çalışıyordu ama yapamıyordu bi ritim dikkatini dağıtıyordu.Sinirle kalkıp ömer'in sırasına gidip"Sıraya niye vuruyorsun ?!!" diye bağırdı. Ömer bunu beklemediği için şaşırmıştı. İstemsizce kendini savunarak" Vurmuyorum hocam " dedi. Bunun üzerine daha da hiddetlenen sibel hoca "Bana yalancı mı diyorsun " diyerekten tokat attı. Bu tokat Ömer'in yediği ilk tokattı ve şok etkisi yaratmıştı. Çantasını alıp hiçbirşey demeden kapıyı vurup çıktı. Sibel hoca ne yaptığının farkında değildi kendine geldiğinde çok pişman olmuştu ama ne fayda, Taha'yı arkasından gönderdi. Taha Ömer'e yetişerek kolundan tutup durdurdu tam birşey diyecekti ki Ömer Taha'ya " Sen sınıfa git, ben geri geleceğim " diye başından savurdu. Taha sınıfa gitti, Ömer Okul bahçesinden çıkana kadar normal yürüdü bahçeden çıktığı anda koşmaya başladı. Sabah huzurlu bir şekilde geldiği yolu şimdi ağlayarak gidiyordu. Eve girdiğinde iyiki annesi evde değildi,evde olsa birde ona anlatmakla uğraşacaktı.

Odasına girip direk yatağa uzandı ve uyudu. Aradan 3-3,5 saat geçmişti uyandı ve kendini kötü hissediyordu telefonuna baktığında 17 cevapsız çağrı ve 12 mesaj vardı. Aramalar Tahadandı mesajlar sınıftaki kızlardan dı ama Ömer hiçbirine geri dönmedi sadece kendini anlatan müziği bulmak istiyordu içindeki üzüntüyü o alabilir diye düşündü ve mp3 ünü kulağına takıp sadece müzik dinledi o sıra telefonu çaldı...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 07, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Tercihsel -X-Where stories live. Discover now