Baby Boy

5.Bölüm

Oyun mu oynuyordu bu sahte bebek adam benimle? Ne diye ailemizin arasına sızdı, ilk önce bunları sorgulamalıydım. İç gıdıklayan cümlelerini şimdilik göz ardı etsem iyi olacaktı.

Suratında ki 'ben sürtüğüm' diyen ifadeyle beyaz yorganıma daha sıkı sarındı. Hava gayet sıcaktı oysa ki..Ah, Kai'ın henüz ne tür bir yaratık olduğu belirsizdi. Onu yok sayarak çalışma masama ilerledim. Sandalyeye oturdum ve kollarımı yastık yapıp kafamı oraya gömdüm. Saat zaten gecenin bir yarısı olmuştu, bir de bu aptal bebek adamın oyununa katılamazdım.

Yatağımdan bir hışırtı duysamda umursamadım. Belki sıkılıp defoluyor-

Omuzlarımı nazikce kavrayan iki eli hissetmemle taş kesilmiştim.

Ölmek için çok gencim!

Hayır!

Bu... değişik hissettiriyordu. Siktir!

Yavaşca kafamı kollarımdan kaldırdım ve omurgamı dikleştirdim. Ve o lanet olası seksilikte ki ses tonunu bana kullanmaya karar vermişti.

"Kurtulamayacaksın Soo."

Beynime pompalanan kan durmuştu. Korkuyordum. Bu siktiğimin herifinden intikam almak ha? Kendimi hayal dünyamda aptallığım yüzünden kırbaçlarken özümde ağlama safhasına gelmiştim.

Silkinip kendime gelmeye çalışırken tekrar omuzlarıma sert bir baskı uyguladı. Kalkamıyordum. Zaten kalksam da en fazla kendimi camdan aşağı atardım.

Omuzlarımda ki elleri ağır bir ahenkle aşağıya inmeye başladı. Ah! Bu lanet his de neydi? Neden karnım kasılıyor ve deliler gibi terliyorum?

Elleri göğüslerimin üzerinde fazlaca oyalanarak karnıma doğru yol almaya başladı. Dudaklarımı öyle sert ısırıyordun ki kanamaya başlamıştı nihayetinde...

Elleri karnıma da nazikce masaj uygulayıp aşağı, yasak bölgeye, doğru ilerlerken sonunda gözlerimi açabildim ve aşağıya bakmayı akıl ettim. Kolları çıplaktı... Hayır! Soo beynine hakim ol!

"Kalbinin sesi odada inliyor penguen."

Sol yanağıma doğru nefesini vererek konuşunca istem dışı gözlerimi yumup derin bir iç çektim. Taciz ediliyor oluşumu göz ardı edip, bu lanet olası seksi bebek adamı bir güzel becermeliydim. Ya da o beni- Her neyse!

Zihnimin zevk lobu bedenime hakim olurken birden sandalyem geri çekildi! Düşmemek için tutacağım bir kulp bile yoktu, Kai'nin belime sarınan kolları dışında...

"Gözlerini yum Soo."

Ah, ne oluyor Tanrı aşkına! Beni zevke getirip ardından doğrayacakmıydı? Buradan kaçışım olmadığını hatırlayıp kendimi teslim ettim. Dediğine uyup gözlerimi sıkıca yumdum. Lanet olası herif beni becerecek mi yoksa parçalayacak mıydı hiç bir fikri yoktu fakat çoktan tek ayağım bataklığa girmişti.

"Chen'in bahsettiği şeyi istediğini biliyorum minik penguenim."

NE?!

Kucağıma oturan bir ağırlık! Ah! Nefes! Nasıl! Alınıyor! Tam gözlerimi açacağım sırada kollarını boynuma doladı ve baştan çıkarıcı bir ses tınısıyla kahkahasını saldı.

Kendi terinde boğulan ilk gerizekalı insan tanesi olacaktım!

"Aç gözlerini!"

Itaatkar bir köle misali gözlerimi açtım. Fakat kesinlikle beklediğim şey, suratımın iki santim ötesinde ki çekici yaratık değildi! Dahası, saçlarını geriye doğru atmış böylelikle daha erkeksi bir görünüm kazanmıştı. Eyelineri varla yok arası olsa bile onu bir tanrı gibi gösteriyordu. Fazlasıyla mükemmel,eşsiz, kusursuz.

Sinsice sırıtıp şaşkın halimden yararlanarak boynumu nazikce okşamaya başladı. Gözlerim zevkdeb dolayı kaymaya başlamıştı bile. Neden bu kadar kolay orgazm oluyordum ki?!

"Bana dokun."

Emretti. Nefes nefese yine gözlerimi Kai'a diktim. Elbette dediğini yapacaktım. Gözlerine bakmaya devam ederken ellerimi beline koydum. Ama, bu neden bu kadar sıcak ve pürüzsüzdü... Korkarak kafamı aşağıya yöneltince 'sadece' baksırı ike kucağımda olduğunu fark ettim...

Beynimde ki kanlar güneye doğru yol alırlken onu inceledim. Sikilesi bir mükemmelliğe sahip olan vücudunu. Aniden kucağımdan kalktı. Karşımda tüm tapılası görüntüsüyle dikilirken inlememek için dudaklarımı ısırıyordum yine. Suratı, ah! O sürtük ifadesi tam da ona biçilmiş bir kaftandı!

Ben daha olayın şokundayken tekrar oturdu. Daha doğrusu... bacaklarını açarak benimkileri arasına aldı ve göğüsümdeb itibaren oturana kadar kendini bana sürttü. Siktiğimin bebek adamı bu konuda mastır yapmıştı. Zevkden ve şehvetten kudurur hale gelmiştim. Kucak dansını es geçip kolundan tuttuğum gibi onu yatağıma güç bela fırlattım.

Tık tık!

"Soo, Sehun kaza geçirdi! Çabuk çık şu odadan ve yardıma gel!"

Yatağa boylu boyunca uzanmış ve seksi çarpık gülüşüyle bana bakan tanrıya baktım. Beynim donmuştu. Tüm orgazm yok olmuş yerini hüzün doldurmuştu. Siktiğimin sandalyesini bir kenara tekmeleyip kapıya koştum.

Nefesim oksijen makinasına takılmışken burada zevk peşinde koştuğum için kendime binlerce kez lanet ettim.