Masum

2.3K 144 3
                                    

"Anlatın !" dedim sakinliğimi korumaya çalışarak. Alex anneme kaçamak bir bakış daha attığında ise sinirlerim iyice gerilmeye başladı. Ama kendimi mümkün olduğunca tutmak için çaba harcıyordum. Çok öfkeleniyordum ve bu herkese zarar verebilirdi bunun farkındaydım. bu yüzden aynı mümkün olabilecek en sakin ses tonumla tekrar konuştum.

"Anlatın , sadece bilmediğim bir şey kalmayana kadar konuşun." 

Annemin gözleri de Alex'i buldu. Başını evet anlamında salladı. Ve Alex söze başladı. 

"Lu " dedi gözlerimin içine bakarak. Kollarımdan yakalamış ve beni kendine çevirmişti. "Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Ama her öğreneceğin şeyin bir zamanı var. Gerekli olan kısımları gerekli zamanlarda anlatacağım."

"Hayır." dedim ayağımı istemsiz şekilde yere vururken. "Her şey bir kerede bitecek anladınız mı? "

"Hepsi seni korumak içindi ve hala daha öyle. Bunu anlayamıyor musun?" diye tısladı annem.

Bal renkli gözlerine gölgeler düşmüştü ve her zaman ki küçümseyici bakışlarıyla beni süzüyordu.

Ellerimi tamamen darmandağınık olmuş saçlarımın arasından geçirdim. "Birbirinizi nasıl tanıyorsunuz?" diye sordum. 

***********************************************************************************

"Evet" dedi , kızın masmavi gözlerine kendi siyahlarını karıştırırken. "Bende Debussy' i dinlerim."

Kız yüzüne düşen bir tutam açık kahve  saçı kulağının arkasına sıkıştırdı. Hafifçe gülümsedi.

"Ah, bu çok hoş. Genelde benim tarzımda müzik dinleyen yaşıtlarıma pek rastlayamıyorum."

Kızın sivri çenesi , beyaz teni ve çilleri, okyanus mavisi gözleriyle onda başka bir hava yaratıyordu. Güzeldi ve çok doğaldı. Zarif gülümsemesi ile Chris'in gözlerine her baktığında bu melez daha da heyecanlanıyordu. Onu öldürmek çok güzel olacaktı. En az onun kadar güzel...

Sıkıntıyla saatine baktı. "Sanırım ben artık eve gitmeliyim "dedi. Chris ayağa kalktı ve kızın yanına geldi. Sandalyeden kalkmasına yardımcı olmak için elini uzattı. Kız ise gittikçe ne olduğunu bilmediği bu adama daha çok çekiliyordu. Dudaklarını ısırdı ve kendisine uzatılan eli tuttu. 

Bu küçük kafeyi seviyordu. Genelde buraya gelir ,her zaman aynı masaya oturur ,aynı kahveyi içerdi.  Yaşadığı düzenden sıkılmıştı. Her şey aynıydı. O  hem okulunda ve çevresinde fazlasıyla sevilen ve istenen hem de  başarılı bir kızdı , oldukça sosyaldi. Fakat bazen her şeyden sıkıldığı oluyordu. Her şeyi olması gerektiği gibi yapan biriydi. Sadece bir kaç saat önce tanıştığı bu adamla karanlık bir sokağa girdiğini fark edene kadar aklında bunlar vardı. Bu adam onda heyecan yaratmıştı. Ani bir şekilde sırtı duvarı bulduğunda ellerini hızla Chris'in göğsüne doğru , iki yanına koydu.   Chris kafasını aşağı doğru eğmiş kıza bakıyordu. Nefesi sıklaşmış olan kız kalbinin yerinden çıkacağını hissetti. Karanlıkta parlayan siyah gözler kızın içine işliyordu. Garip bir şekilde korkmuyordu. Ama korkmalıydı. Chris kızın düşüncelerini duyunca istemsizce gülümsedi. Mavi gözler hala ona bakıyordu. "Kalp atışlarını duyabiliyorum." diye fısıldadı kulağına. Kokusunu içine çekti. Kız hiç hareket etmemişti. Chris elini kızın yanağına koydu. "Güzel Riley..." Boşta kalan elini siyah deri ceketinin cebinin üzerine koyup küçük gümüş hançerini yokladığında Riley korkmaya başlamıştı. "Korkuyorsun ama cesur görünmeye çalışıyorsun" dedi Chris ağırlığını sağ bacağının üzerine verip kızla arasını biraz açarken. "Bunu sevdim". Riley sonunda konuşabildiğinde sordu. "Beni incitecek misin?" 

Masum maviliklere tekrar daldı Chris. Onu öldürmek için çıldırıyordu. O bir psikopattı. Masum insanların korkması , acı çekmesi , kanlarının dökülmesi hoşuna gidiyordu. Düşündü. Bu bembeyaz tenden çıkacak olan kırmızıyı... Derin bir nefes alıp gözlerini geceye dikti. Kısacık bir an bunu yapmak üzere olmaktan uzak hissetti kendini.Daha sonra kaşları çatıldı.Üzgünüm güzellik dedi içinden. Tam bu sırada Riley tekrar konuştu. "Lütfen... Lütfen bana bunu yapma."  Gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Chris gözlerini kapattı ve yumruklarını sıktı. "Git" diye fısıldadı. Kız hareketsiz kalmaya devam edince bağırdı. "GİT!" Riley sıkıştığı duvar ve Chris 'in arasından süzülerek çıktı. Boş ,karanlık ve ıslak sokakta koşarken elleri titriyordu. Vücudu onu yarı yolda bırakmak üzereydi. Koşabildiği kadar koştu. O koştukça karanlık sokak daha da uzuyordu sanki. Ta ki güvende olduğundan emin oluncaya kadar koştu...

LUCIFERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin