"İzin ver bakayım. Yaran derin."

Sude elini geri çekmeye çalışsa da bu mümkün olmamıştı.

Selim, kızın avucuna batan cam parçasını çıkardığında Sude'nin dudaklarından acıyla karışık bir inleme çıktı. "Acıyor mu?"

Selim kendisine öylesine merhametle bakıyordu ki Sude bir an için elindeki keskin acıyı unutuvermişti.

Genç adam mutfak tezgâhının üzerindeki havluyu alıp kızın avucuna bastırırken merakla gözlerinin içine baktı.

"İyi misin? Hastaneye gidelim mi?"

Sude bu kez başını olumsuz yönde sallarken yavaşça elini geri çekti.

"Hastanelik bir durum yok. İyiyim ben."

Selim pür dikkat kızın elindeki yaraya bakarken Sude gözlerini adamın gözlerine dikti.

"O cam parçası senin kadar canımı yakamaz merak etme."

Kızın söylediklerini duyunca kalbine sanki binlerce cam parçası batmış gibi hissetti.

Gerçekten onu böylesine yaralamış mıydı?

İkisi de birbirinin gözlerinde kaybolduğu sırada kapıda kendilerini izleyen gözlerden habersiz bakışmaya devam ettiler. Ta ki Arslan'ın sesi kulaklarına ilişine kadar...

"Abla?"

Sude, Arslan'ın sesini duyunca korkuyla bir adım uzaklaştı Selim'den.

"İyi misin? Ne oldu?"

"B-ben... Yani şey... Kahvaltı hazırlıyordum da sanırım bardak çatlakmış. Kırıldı."

Arslan hızla ablasının yanına ulaşıp elini ellerinin ara sına aldı. Kanaması durmuştu bile... Dikiş gerektirecek kadar derin de değildi.

Genç adam bu kez şüpheci gözlerle Selim'e bakarken neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Size ne oluyor? Tamam, anlaşamıyordunuz bunu zaten biliyorum ama son zamanlarda sanki bu durum ayyuka çıkmış gibi hissediyorum. Alıp veremediğiniz ne?"

Sude ve Selim yaramazlık yapmış iki çocuk gibi birbirlerine bakarken bu kez araya giren Defne olmuştu.

"Hayatım bence biz karışmayalım. Koca koca insanlar... Elbet kendileri halledebilirler aralarındaki problemi."

Arslan her ne kadar mutfaktan ayrılmak istemese de Defne koluna girip onu zorla balkona çıkarmıştı.

"Defne sen bir şeyler mi biliyorsun?"

Genç kız, kocasının kenardaki sandalyeye oturmasını sağladıktan sonra kendisi de tam karşısına yerleşmişti.

"Sana dün de söyledim. Neden inanmak istemiyorsun anlamıyosrum ama Selim ve Sude birbirlerine âşık."

"Saçmalama Defne! Yani... Ablam, Selim'i sevmez bile. Mutfakta görmedin mi eli için yardım etmek istediğinde bile nasıl tersledi Selim'i."

Bunun Defne de farkındaydı ancak Arslan'ın aksine gece neler olmuş olabileceğini düşündü. Sıkı bir kavga etmişlerdi, orası kesindi.

"Sen dinleme beni. Yarın öbür gün el ele karşına çıkarlarsa da sakın şaşırayım deme."

Selim ve ablasının birlikte olabilme ihtimali Arslan'ın aklından geçerken son derece saçma bir fikir olduğunu düşünüp başını iki yana salladı.

Bir kere her ne olursa olsun Selim yaptığı iş itibariyle Sude'ye güvenli bir hayat sunamazdı ki... Sonuçta ablası Selim'in yumuşak karnı olacaktı.

Senden Başka Yok || Berna AslıhanWhere stories live. Discover now