-23-

55.4K 2.4K 173
                                    

Sude bacaklarının hâkimiyetini kaybetmek üzereyken sıkıca tutundu adamın omzuna. Bu nasıl bir histi böyle?

Yıllar evvel birçok kez bu anı hayal etmişti. Ancak şu an hissettiklerinin bu denli kendisini etkileyeceği aklının ucundan bile geçmemişti.

Dudaklarının üzerindeki baskı öylesine tatlıydı ki bir an için ayrılmak istemedi adamın dudaklarından.

Dakikalar sonra Selim geri çekildiğinde hâlâ yaptığı şeye inanamıyordu. Resmen Sude'yi öpmüştü! Nasıl bu kadar zayıf davranabilmişti ki?

Kendine kızarken sinirle arkasını döndü. Sude'nin bir şeyler beklediği belliydi. Sonuçta onu öpmüştü ve bir şeyler söylemeliydi.

Söylemeliydi ama ne diyecekti?

Seni seviyorum mu?

Bana hesap vermek zorundasın çünkü sen benimsin mi diyecekti?

Genç adam düşüncelerinden sıyrılmak istercesine başını hızla iki yana sallarken Sude inatla adama doğru bir adım attı.

"Selim?"

Kızın kadifemsi sesi odanın duvarlarında yankı bulup adamın kulağına dolunca kendine lanet edercesine gözlerini kapattı.

"Selim sana sesleniyorum!"

Sude bu defa öfkeyle sesini yükseltmişti. Bu adam kendisini öpüp sonra da öylece dikelemezdi. Bir şeyler söylemek zorundaydı.

Selim donuk gözlerle kıza bakarken Sude istemsizce elini dudaklarına götürdü. Sanki hâlâ oradaydı dudaklarının izleri.

Genç kız elini dudaklarından uzaklaştırırken saf bir merakla karşısındaki adama baktı.

"Bu ne içindi?"

Selim yine sessiz kalmayı tercih ederken Sude öfkeyle adamın kolunu tuttu.

"Neden öptün beni Selim?"

Pencereden yansıyan ay ışığı adamın keskin yüz hatlarına yansırken Selim kolunu kızın narin parmaklarından kurtarıp bir adım geri gitti.

Verecek bir cevabı yoktu. Aslında söylenecek birçok şey vardı ama hepsinin de söylenmesi birbirinden imkânsızdı. Genç adam her zaman yaptığı şeyi yapmaya karar verdi. Kaçmak...

Senelerce duygularından nasıl kaçtıysa şimdi de Sude'den aynen öyle kaçacaktı. Tam arkasını dönmüş odayı terk etmek üzereydi ki Sude hızla adamın önüne geçip sırtını kapıya yasladı.

"Bu defa kaçamazsın Selim. Konuşacaksın."

"Sude, çekil."

Gözlerini ondan uzak tutmaya çalıştı. Çünkü biliyordu ki eğer o gözlere bakarsa dayanamayacak ve kıza içindekileri tamamen söyleyecekti.

"Çekilmiyorum!"

Genç adam sabırla bir nefes aldı.

"Söyleyeceksin!"

Selim, kızın öfkeden kabaran gözlerine baktığında sinirle elini kapıya vurdu.

"Öptüm lan işte! Yok bir nedeni!"

Sude duyduklarıyla hayal kırıklığına uğramıştı. Omuzları yenilgiyle düşerken yavaşça çekildi kapının önünden.

"Bir nedeni yok öyle mi?"

Selim, kızın dudaklarından dökülen cümlenin hayal kırıklığı içerdiğini fark etmişti. Yine de söyleyecek bir şeyi yoktu. Sadece başını sallamakla yetinirken elini yavaşça kapı koluna uzattı.

Senden Başka Yok || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin