*I*

29.5K 664 64
                                    


(Düzenleme sürecimizi başlattık, hadi hayırlısı. Takip de kalın istediğiniz bölümler de eklenecek.)

👨‍👩‍👦

Yok bu derdin ne sonu ne başı 
Yalnız içinde saklı ilacı 

Gece _ İçinde Saklı 

Ocak 2016

     Genç kadın okul merdivenlerinden yukarıya doğru ivedi adımlarla ilerledi. Yıllardır saygı duyduğu ve aynı zamanda da dostu olan hocası Anna Carter'ın odasına doğru düşünceli adımlarla yürüdü. Kapısına vardığında sakince kapıyı tıklattı. İçeriden girmesini söyleyen sesi duyunca içeri girdi. Anna onu neşe ve hüzün harmanı bir tavırla selamladı. Ardından gözleri genç kadının elinde tuttuğu ve çıkış kâğıdı olduğunu düşündüğü beyaz kâğıda kaydı. Yüzündeki neşenin bir kısmı uçtu. 

"Still insist on going, Delfin?" dedi Anna iç çekerek. Delfin ona doğru yaklaştı. Yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirip elini Anna'nın elinin üstüne koydu. ((İng.) Hâlâ gitmekte kararlı mısın, Delfin?) 

"I'm so sorry, Anna but I want to go back Turkey." dedi kadın özür diler bir tonla. ((İng.) Üzgünüm Anna, ama Türkiye'ye dönmek istiyorum.) 

"Alright, Delfin. I can't force you. Please, kiss your son for me." dedi Anna yenilgiyle omuzları çökerken. Delfin kadına şefkatli bir gülümseme gönderdi. Ardından kendini Julliard'ın* dışına attı. Tam tamına altı senesini vermişti Julliard'a. Sahne kokan dolu dolu altı yıl... Derin bir nefes aldı. Ve artık dönmeliydi. Türkiye'ye... İstanbul'a... Evine... Kaçtıklarına... ((İng.) Peki o zaman, Delfin. Seni zorlayamam. Lütfen, oğlunu benim için öp.) 

⁂ 

     Delfin'in gözleri havaalanındaki yüzlerin arasında gezindi. Sonra sıkılgan bir tavırla duvara yaslanmış abisi Sinan'ı gördü. Yanındaki biricik oğlu Merih huzursuzca kıpırdandı. Dayısını o da görmüştü ve bir an önce yanına gitmek istiyordu. Delfin başta Merih'in elini sıkıp sakin kalmasını sağlamaya çalıştı ama bunun pek mümkün olmadığını kısa sürede anladı. Sonunda pes ederek oğlunu serbest bıraktı. Merih heyecanla, 

"Dayı!" diye haykırarak koştu. Sinan dalgın bakışlarını gelen sese çevirdi. Merih'i görünce sıkıntılı ifadesi kaybolup yerini sıcak bir gülümsemeye bıraktı. Kollarını iki yana açarak ona koşan Merih'i kucaklayıp havaya kaldırdı. 

"Aslanım benim! Dayısının aslanı!" dedi neşeyle bağırarak. Çevredekiler onlara şaşkın gülümsemelerle bakıyordu. Delfin onların bu haline gülüp oğluna göre gayet aheste adımlarla abisinin yanına gitti. Sinan, Merih'i bir kolu ile taşırken diğer koluyla kardeşini kucakladı. 

"Hava biraz bozuktu ama uçakla rahat geldiniz umarım." dedi hafif endişeli bir sesle. Delfin'in uçaktan korktuğunu biliyordu. Nitekim uçak dediği anda genç kadının rengi atsa da abisine gülümseyerek baktı. 

"Yok, hiç sarsılmadan geldik. Gerçi Merih sağ olsun, uçakta olduğumu hiç anlamadım. Yerinde durmadı bir türlü." dedi Delfin olabildiğince neşeli bir tavırla gülerek. Sinan bir kahkaha attı. Sonra kardeşinin bavullarını aldı. Merih kucağında huzursuzlanınca kucağından indirdi. 

"Ah seni eşek sıpası! Yerinde duramadın yine değil mi?" dedi Sinan gülerek. Merih kaşlarını çatıp, 

"Ben eşek şıpaşı deyilim bikerem. Ben aşlanım be!" dedi göğsüne vurarak. 

Çırpınırken (Düzenleniyor...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin