8.Bölüm "Kanatları Yanan Kelebek"

Magsimula sa umpisa
                                    

"Tabağını bitir.." dedi tok bir sesle konuşurken.

"Doydum." derken bakışlarım iki kaşık aldığım çorba ve tabağımda duran yemeklere kaymıştı.

"Otur." dedi sesinin tınını bir tık yükseltirken.

Yüzüne baktım, kararlı bakışlarını üzerime dikmişti. Gözlerinin insan üzerinde bir baskısı vardı, kalktığım sandalyeye geri oturdum. Bakışları sözünü dinlememden hoşlanmış gibi duruyordu, bakışlarımı önüme çevirdim. Tabakta bırakılan yemekle ilgili bir takıntısı olduğunu düşünmeye başlamıştım.

"Birkaç gün sonra." dedi bakışlarını bana çevirirken. "Bir yemeğe çıkacağız."

"Ne yemeği?" diye sordum tabağımdaki pilavdan bir kaşık alıp yerken, bakışları anlık kaşığıma kaydıktan sonra tekrar bana baktı.

"Akşam yemeği." derken kafasını eğip önündeki etti kesmeye başladı.

"Kimle? Birileriyle mi yoksa ikimiz tek mi?" dedim tabaktaki etti ağzıma atarken.

"İkimiz tek olacağız." dedikten sonra kestiği etti ağzına atıp çiğnemeye başlamıştı. Salatayı yerken neden ikimizin tek olacağını düşündüm.

"Bugün bizi görenler, gözleri etrafta daha fazla dolanmaya başlayacak. Birlikteliğimizi araştıracaklar. Gözlerden gizli görünen ama gözler önünde olmamızı sağlayan bir yemeğe çıkacağız." dediğinde şimdi anlamıştım.

"Anladım." dedim yemeğimi yerken.

"Peki pençe harekete geçer mi tekrar?" dedim ağzımdaki lokmayı yutarken. Suyundu tek dikişte içerken arkasına yaslanıp bana baktı.

"Geçecektir." derken gözlerinde beliren küçük kıvılcımları fark ettim.

"Benim çıkıyorum, tabağını bitir. Bir şey olursa çocuklar bahçede." dedi ayaklanırken.

Kafamı tamam dercesine salladım. Masanın üzerinde duran cüzdanını ve telefonunu alıp cebine yerleştirdikten sonra bahçeye çıkan teras kısmından geçip gözden kaybolmuştu.

Masada tek başıma kalırken, bakışlarım bitirmiş olduğu tabağına kaydı. Kesinlikle tabağını bitirmekle ilgili sorunu vardı.

━━☯━━

Uraz seraya doğru yürümeye başladı. Seranın önüne geldiğinde yan tarafta bağlı duran köpeklere kaydı bakışları. Yönüne değiştirirken köpeklere doğru yürümeye başladı. Köpekler onu fark ettiğinde havlayıp kuyruklarını salamaya başladılar.

Dizlerini hafif kırarak eğildi, kolunu bacağının üzerine koydu. Köpekler ona sırnaşırken keyifle başlarını sevdi. Nero'nun kafasını severken konuşmaya başladı.

"Evde yabancı görünce sende mi şaşırdın?" derken tüylerini seviyordu. Köpek sanki anlıyormuş gibi havlayarak karşılık verdiğinde dudağının kenarı kıvrıldı adamın.

"Bende şaşırıyorum arada. Anlaşılan alışmamız uzun sürecek gibi görünüyor kızım." Dedi gözlerinin önünde evde yemek yiyen Ayza belirirken. Köpek bir kez daha havlamıştı. Palanın da başını biraz daha sevdikten sonra ayaklandı.

Seraya doğru ilerleyip kapıyı açtı. İçeri girdiğinde Sinan, Musa, Cem hızla ayaklandı.

"Hoş geldin abi." dedi Sinan saygıyla.

Uraz elini kaldırıp oturun dercesine işaret yaptı. Masaya doğru ilerlerken sandalyesini çekip oturdu, Cem çoktan ayaklanıp Uraz'a çay koymuştu, çayı önüne bırakıp geri çekildi.

HARABETahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon