Işılı arkamda bırakarak uzun ve karanlık koridordan geçip aydınlık odaların olduğu yere geldiğimde durdum. Burası çok garip bir yerdi. Bir tarafı siyah ve gizli kirliyken diğer taraf tamamen beyaz ve sanki kirli şeyleri gizler gibiydi. Hani derler ya ev insanın kendi iç dünyasını yansıtır diye. Ben şuan Ateşin gerçek kimliğini merak ediyorum. Duvarlarının ardındaki kişiyi. Bunları düşünerek yürüdüğüm sırada arkamdan adımın seslenilmesiyle o yöne döndüm. Çalışan olduğunu var saydığım kadın elindeki siyah kutu ile durmuş bana bakıyordu.

Ç: Miray hanım bu kutuyu Ateş bey verdi. Sizin hazırlanmanızda size yardım etmek için buradayım. Ateş bey saat 8 de hazır olmanızı emr etti.''

Kadın bana yaklaşarak bana yol gösterince önden kendisi arkasından da ben yürüyerek az önceki gibi odaların olduğu uzun koridor ama diğerinden farklı olarak tamamen beyaz renklerin hakim olduğu yerden geçip içerisi beyaz olan odaya geldiğimizde kendisi içeri girdi ve benim de girmemi bekledi. İlk başlarda buradan kaçmak gibi bir düşünce geçse de aklımdan daha sonra bu düşünceleri kafamdan atarak odaya girdim. Kadın elindeki kutuyu yatağa koyarak kapağını açtı ve içinden beyaz ve göğüs dekoltesi olan elbiseyi eline alarak yatağın üzerine koydu. Siyah topuklu ayakkabılar da elbisenin yanındaki yerini alırken bana döndü ve

Ç: ''Siz hazır olduktan sonra Ateş bey sizi kendi odasında bekliyor olacak. Bir şeye ihtiyacınız olursa ben yan odada olacağım. Adım Emel seslenirseniz hemen geleceğim efendim''

Kadını kafamla onayladıktan sonra odada yalnız kalmıştım. Bu zamana kadar asla böyle bir elbise giyinmek gibi bir isteğim olmamıştı. Hayatımda elbise giydiğim sadece kısa bir zamandı o da sanırım çocukken annemin doğum günü içindi. Elbiseyi alarak inceledim. Beyaz sade ama bir o kadar iddialı ve güzel bir elbiseydi. Elbiseyi üzerime giyerek aynada kendime baktım. Ben kendi görüntümden tamamen uzaklarda ,tamamen farklı bir kimliğe bürünmüş durumdaydım şuan. Saçlarımı salık bırakarak aynanın karsısındaki makyaj malzemelerine kaydı gözüm. Annem her zaman yapmam için ısrar edipte ben yapamayınca ''SENDEN NE BEKLİYORUM Kİ'' diyerek söylendiği şeylere baktım. Ben pek makyaj yapmazdım ama bugün diğerlerinden farklıydı öyle değil mi?. Bu yüzden yüzüme pudra sürdükten sonra ilk olarak siyah kalem ve rimel sürdüm gözlerime. Ardından ise dudaklarıma kırmızının en koyu tonunda olan ruju alime alarak sürmeye başladım. Şuan aynanın karşısında kendime bakınca Miraydan çok uzaklarda bir yerlerdeydim . OYUN İÇİN HAZIR OLAN BİR OYUNCAK bebek gibiydim. Kendimden tiksiniyordum şuan. Ama elimden bunu yaparak Ateşten kurtulmaktan başka bir şey gelmiyordu. Kapıyı açarak dışarı çıktım. Topuklular üzerinde yürümem kendime işkence etmek demekti ve canım fazlasıyla acıyordu şuan. Zorlanarak ve yavaş adımlarla koridordan geçerek büyük salona girdim. Ateş elinde içeceği, üzerindeki siyah takım elbisesiyle deri koltuğa oturmuştu. Benim içeri girmemle ayağa kalkarak bana doğru gelmeye başladı.

A:'' Aferin. Böyle uslu olursan daha çabuk hallederim işimi. Diğer kız nerede?''

M: ''O gelmeyecek.''

A:'' Ne demek gelmeyecek. ''

M: ''Bak Ateş o şuan yaralı ve ben onun hayatını ikinci bir kez tehlikeye atamam . Anlıyor musun? ''

A: ''Siz benimle dalgamı geçiyorsunuz LAN!. Ne demek gelmeyecek?''

M: ''Sana durumu iyi değil diyorum. Algılama sorunu mu yaşıyorsun! Kız kan kaybetmiş ve yürüyecek hali bile yok. Hayvan mısın sen!''

Bana yaklaşıp kolumu kırarcasına sıkmaya başlamış ve yüzüme nefret ve sinirli bir ifadeyle bakmıştı.

M: ''B-Bırak kolumu. BIRAK . SEN CANAVARSIN. AŞAĞILIK BİR CANAVARSIN!''

KÖRDÜĞÜMWhere stories live. Discover now