Elimi saran eli bir an durdu, öylece bakıyordu. Yüzü yüzüme kenetlenince o anı durdurmak istedim. Dakikalarca bakışmıştık, öyle derin baktık ki birbirimize gerçekten durdurmak istedim tüm zamanı. Bir anda kendine gelerek elimdeki son sargıyı sardı.

Boğazını temizleyerek ayağı kalktı ve eğilip belimden tuttu. ''Gel.''

Düşünmeden bıraktım kendimi. Ayağa kalktığımda başım dönmüştü. Masa uzak olduğu için tutunamamıştım. Düşer gibi olurken Ömer tutmuştu beni.

  ''Dikkat et, dur.'' Kendime geldiğimde cevap bekler gibi baktığımda yutkundu.

''Teşekkür ederim,'' Elimi gösterdim. ''Her şeye rağmen bunu yapmak istediğin için.''

Elini sıkıyordu, acı çekiyor gibiydi. Bana karşı tüm kapıları kapanıktı. Çözemiyordum onu.

Bir an bıkmış gibi bana bir adım yaklaştı. Çok yakındık, şimdi bu yakınlığı garipsediğimi fark ettim. Kalbim ağzımda atıyordu.

  ''Defne, ben asistan Defne derken öy-''

Dudaklarının üstüne parmağımı yerleştirip susturdum. Oldukça etkilenmişti. ''Sus Ömer, sadece sus.'' Aniden çektim elimi. ''Haklıydın yani, biz sadece asistan-patron ilişkisiyle gidebiliriz.'' Acı çekiyordum, yerlere bakınca yaptığım aptallığa acıdım. Ömer'in de bana acıdığı için yanımda olmasını düşündükçe deliriyordum.

''Sonuçta sevgimin karşılığını alamıyorum.'' Yüzümü ovuşturarak sızlayan elime göz gezdirdim.

Kapıya doğru gitti ve bana döndü. Kafasını sallayarak, ''Tamam Defne, kaç sen.''

Hala kaç diyordu! Ne saçmalıyorsun sen ya!

Bir adım öne çıktım. ''Sen kaçtın, sen sevmedin! Şimdi ben mi kaçıyorum? Benim kaçtığım yok Ömer, istediğini sor! Sen cevaplardan kaçıyorsun, ben değil!''

Gözleri dolmuştu. Burada paramparça oluyordum.

''Kaçmak zorundayım.'' O kadar pasif bir şekilde söylemişti ki, ne diyeceğimi bilemedim. Çok aciz görünüyordu.

''Zorundasın öyle mi?'' Sesim titriyordu. ''Neden?''

Uzun bir sessizlik sonrası gözlerimiz ayrıldı. Kapıyı açtığında, ''Az sonra odama gel Defne.''

Kapı sesi.

Bu hüzünlü andan sonra perdeye gidip açtım. Arkası bana dönüktü odada. İlerideki camdan dışarıyı izliyordu.

Derin bir iç çektim. ''Uçurumun kenarındaydık, hani benimle düşmeye razıydın?'' Arkamı dönerek gözyaşlarımı sildim. Ve tekrar mırıldandım. ''Ama onun yerine sen beni ittin, peşimden gelmedin.''
__________
''Bugün Meral Hanımlar ile toplantınız var.'' Defteri biraz daha karıştırdım.

''Aa, onlar vardı tabi.'' Bakıştık.

''Evet, saat 3'te.'' Yutkundum, boğazımı temizledim. Onunla bakışımı kestikten sonra işime odaklandım.

O benim patronumdu.

''Daha sonra gece 11'de... OHA!''

Aniden bana döndü. ''Ne oha?''

Sinirle ona baktım, şuan onu dövmek istiyordum! ''Selin Hanım'ı gece 11'de evinizde 'toplantı' olarak kaydetmişsiniz.'' Anlamsızca suratıma baktı. ''Yani bu ne demek oluyor?''

''Toplantı işte, Defne.''

Toplantı?

Defteri kapatıp kalemi üstüne koydum. ''Programınız bu kadar. Ben çıkıyorum.''

Aşkın Sen Tonu (Kiralık Aşk FanFiction)Where stories live. Discover now