BM - 3

194K 5.3K 405
                                    

3.BÖLÜM

'' Yeni bir gün tatlım kalk hadi! ''

''Lanet olası yeni bir gün'' dedim her zaman olduğu gibi, hiç sekteye uğramazdı aramızdaki bu mükemmel diyalog.

Elimle gözlerimi kapatıp başımın altında olması gereken yastığı aradım, boşa bir uğraş.

''Sırma kalk hayatım. ''

Kapının kapandığını duyduktan sonra üşengeç gözlerimi açılmaya zorladım. Ona bir iyilik borcum vardı. Bazı insanlar bu devirde iyilik yap denize at sözünü hiç duymamış gibi davranmıyor mu bir de! Çıkarcı.

Ne isteyebilir diye düşündüm, bir yabancıdan istemek için anında aklına ne gelebilir?

"Senin aklına arkadaş olmak geldi ama, ne kadar sıradan bir talep." kendimle didişip yorganı tekmeleyerek üzerimden attım.

Resmen gerçek hayatta arkadaşlık isteği göndermiştim adama.

Dolabımdan çiçekli elbisemi çıkarıp giydim, saçlarımı da tepeden sıkıca topladım ve babetlerimi ayağıma geçirdim. Makyaj yapma gereği duymuyordum, çiller zaten yüzümün tamamını neredeyse kaplıyordu.

Yanına gidiyordum, inceldiği yerden kopsundu.

''Hoş geldin çilli, gelmeni beklemiyordum.'' dedi kapıdan içeri girip yanına yaklaşırken. Başımı rezilliğimin simgesi olarak yavaşça kaldırıp gülümsedim. Kinayeli ve itici bir gülümsemeydi suratımdaki. Adını bile bilmiyordum, adı Çıkarcı olsun.

"Ben de." boğazımı temizleyip bar sandalyesinde ona doğru uzandım. "Bedelini ödemeye hazırım."

Gülümsedi ve benim tiyatroma hemen eşlik ederek  kaşlarını çattı "Sana bunun bedelini çok ağır ödeteceğim."

"Korkum yok, içim rahat huzurla dolu..." ağzımdan çıkanlar bir şarkının sözleriydi ve  tam olarak çıktığı an o kadar saçma gelmişti ki yüzümü ekşitip çok kısa bir an sorguladım.

"Aşkı yaşadım seninle bir ömür boyu?" bu bir soruydu ve benim tam şu an bunun üzerine atlamam gerekiyordu.

"Henüz değil, aklımda var bazı planlar." sinsi sinsi sırıttım. Kaşlarını kaldırıp meydan okudu ve bardağını temizlemeye devam etti.

''Buna gülmek isterdim ama masalarda beni bekleyen bir sürü kız var.'' dedi gözlerini kısa bir süre bana göstermek için etrafta gezdirip.

''Şunu çeker misin lütfen.'' dedim suratımı buruşturup, suratımın önünde bir şey varmış gibi yapıp savuştururken. Gözlerini yaptığım hareketlerde gezdirdi ve sonra  o da suratını buruşturup ''Neyi?''dedi.

''Seni görmemi engelleyen egonu tabii ki.'' dedim ufak bir kahkaha atıp. Başını öne eğip gülümsedi, tamam en tatlı sensin.

''İyi. Bugün biraz kalabalık, yoğun olacağım. Bekle beni. '' dedi ve yanımdan uzaklaştı.

Tamam o zaman, biraz bekleyebilirim. Seni insanlarla ilgilenirken de izleyebilirim tabii, seyir zevki yüksek bir şeymişsin.

Tekrar yanıma gelip oturduğunda sanırım aradan 5 saat kadar geçmişti. Ben de onu beklerken biraz, üç buçuk saat, kitap okuyup videolar izleyerek notlar tutmuştum.
Hayır üniversitede okumam her kafe kenarında yanımda bir kahve ile kafa kaldırmadan ders çalışmak anlamına gelmiyordu. Arada sırada astroloji videoları açıp önemli tarihleri de not alabiliriz.

"Benim gerçekten arkadaşın olmamı istiyorsun." dedi dağılmış saçlarını düzeltip, biraz da şaşkındı sanırım.

Ona attığım anlamsız bakışlardan sonra ekledi, " Saate bak, dört bilemedin beş saattir bekliyorsun beni."

BENİMLE MİSİN? (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now