BENİMLE MİSİN ?

747K 8K 1K
                                    


                                                                      TANITIM

'' Neden hiç arkadaşın yok? '' dedi yere uzanıp kolunu başının altına koyarken, her zaman kendine rahat bir yer buluyordu .

'' Çünkü ben biraz sefilleri oynuyorum bu mevzular için. '' dedim suratımı asıp parmaklarımla oynarken, bu oyunumuz işe yarayacak mıydı ya da neden böyle bir işe girişiyorduk, gerek var mıydı asla bilmiyordum.

Ona bana erkeklerle ilgili biraz tüyo vermesi için ısrar etmiştim ama ben becerebilecek miyim diye merak etmeden edemiyordum. Tüyo derken koskoca bir A1 seviyesi kurs.

'' Yine başlama hadi anlat artık. '' burnunu çekti.

''Mazinin kalbimde yara olduğunu inkar etmeyeceğim. Mazimin ruh emicilerle dolu olduğunu da. '' dedim burun kıvırarak. 

Etmeyecektim evet çünkü geçmişimdeki kişilerin bana yanlış yapması, ihanet etmesi benim suçum değildi, bunu ben tercih etmedim ya da buna zemin hazırlamadım. Hazırlasam dahi bu onları haklı mı çıkarırdı?

Onun sorularıyla boğuşurken bir yandan da kırk derecede erimemek için denizde elimi ıslatıp boynumu ve biraz yüzümü ıslattım, bu sıcak havada neden sahile gelmiştik ki yüzmeyeceksek?

'' Ruh emiciler mi? ''diye sordu kahkaha atarak.

'' Ta kendileri! '' 

Mümkün olduğunca suratımı ekşittim. Onları hatırlamak bile canımı sıkıyordu.

'' Yine aklına ne geldi senin?'' 

'' Çok patetiğim ya. '' inleyip kendimi iskelenin sert tahtalarının üzerine bıraktım.

'' Hadi bakalım seansımız tekrar başlıyor. ''

Hey seni duyabiliyorum yunan tanrısı, ne yazık ki herkes senin gibi olamıyor!

'' Umutsuz vakayım, ciddiyim. '' 

Ciddiydim ama gülmeden de edemiyordum, ellerimi yüzüme kapattım.

'' Gel buraya. '' dedikten sonra yattığım yerde kollarımdan yakalayıp kafamı kucağına çekti.

'' Sen hiç iyi öpüşemediğin için terk edildin mi? ''

"Tabii ki!" gözlerini büyütüp sesini yükseltti sanki bu onun doğasında  varmış gibi ama yalan söylediğini ikimiz de biliyorduk.

O kadar mükemmel bir çocuktu ki yalan söylerken bile insanın ona inanası geliyordu. Çok iyiydi. Fazla. Nasıl bu kadar iyi olabiliyordu? Hayır moralimi düzeltmek senin vazifen ve bunu yaparken keyif alıyor gibi duramazsın!

Kahkaha atarak gözlerimi ona çevirdim, "Şakacı."

''Ne sandın yüzüne bile hapşırmıştım." 

Allah'ım sen güç kuvvet ver, nasıl bunu hayal ettiğimde bile ondan soğuyamıyordum?

Burnunu kaşıyıp yüzündeki gülümsemeyi sildi, burnunu kaşımak onun tamam artık ciddiyim tikiydi. "Onların kaybı. Yani sen, seni kaybetmek."

'' Bu oyuna bir son verelim, ben erkekler için sadece onların müthiş egolarının oyuncağıyım. Biliyorum oyuncak falan değilim ama nasıl anlatsam erkekler öyle egolu varlıklar ki, sözüm meclisten dışarı, hepsinin bir kör alıcısı olduğu için kendilerini bulunmaz hint kumaşı sanıp karşı cinsin canını sıkmak onların hakkı gibi davranıyorlar.   '' 

'' Bak bana Sırma, sen kimsenin oyuncağı değilsin, olamazsın da. Ben varım ya da yokum fark etmez, sen zaten buna izin vermezsin ama ihtiyacın olduğu her zaman da yanında olacağım ve sen buna göz yumsan da ben izin vermeyeceğim . Bir oyuna başladık ve buna devam edeceğiz. ''

'' İşe yaramayacak. ''

''Yaramazsa yaramazsın, biz de eğlenmiş oluruz. Hem benden şüphen mi var? '' dediğinde tek kaşını kaldırıp sırıttı.

Başımı iki yana sallayıp ben de ona gülümsedim. Ondan asla şüphem yoktu.

'' Benimle misin çilli ? ''

                                                     ....

BENİMLE MİSİN? (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin