❤3.BÖLÜM❤

4.4K 193 1
                                    


Okuduğunuz için teşekkür ederim. İyi okumalar..

******

Duyduğum sözlerle şoka girdim. Bir süre böyle geçti. Kendime geldiğimde parmak uçlarıma kadar sinirliydim. Hışımla arkama dönüp "Sen ne dersin Aksel ağa , evlenmem ben siyeyle" diye bağırdım. "Sana fikrin sorulmamıştır" diyen tanımadığım ağa ya bakıp "siz ne dersiniz , ne düşünürsünüz ağalar. Ne berdeli , bırakın sevenler evlensin ne olacak. Hem kimsenin canı yanmaz" dedim. Dediklerim doğruydu ama karşımda duran babam ve Aksel ağanın babası -adamın ismini unutuyor burda yazar- hariç tüm cahil ağalar. Buna katılmıyordu. "Cihan ağa , kızın hazırlana. 1 hafta sonra çifte düğün olacaktır. Hayırlı olsun" dedi. "Hayır bu düğün olmayacak , evlenmeyecem ben ağalar" diye karşı çıktığımda bir ağa "neden" diye sordu. Şimdi elimde fırsat varken güzelce kıvırmam lazımdı. "Şey..şey için. Ben-" derken Yavuz abim "Bacım kısırdır ağa , siye torun veremez" dedi. Bana çaktırmadan göz kırptı "bunu ağalar önünde nasıl söylesin bir düşün" diye de devam ettirdi. "Kusura bakma ağa , siye nasıl söyleyeyim bunu. Lakin Aksel ağa ya bunu üstü kapalı bir şekilde dile getirmiştim 'benden sana hayır gelmez' diye" dedim. Aksel ağa ya baktığımda kaşları çatılmıştı. Sanki inanmak istiyordu da inanamıyor gibiydi. Ağalardan biri "yarın tekrar dan aşiret toplansın , başka gelin seçilsin Aksel ağa ya" dedi. Herkez bunu kabul edilince ağalar yavaş yavaş evi terk ettiler. Araba sesleri duyulduğu gibi Yavuz abime doğru koşup sıkı sıkı sarıldım "Abim benim , hayatımı kurtardın. Nasıl öderim senin hakkını" dedim gözümden bir damla yaş silerken. Abim benden ayrılıp "Sidrem," dedi. Göz yaşımı silip devam etti. "O anki yüz ifadeni görünce aklıma bu geldi. Seni canımdan çok severim. Bu sana yardım etmem için en büyük sebep değilmi be asi kardeşim". Bu lafı üstüne "Yaşa be Yavuz ağa be" dedim gülerek. "Tabi yaşıyacam , ben yaşamam da kim yaşar" dedi egosunu gün yüzüne çıkarıp. "İşte benim zeki kardeşim" diye arkadan Üzeyir abim seslenince , "Senin kardeşlerinin hepsi zeki , unuttunmu Üzeyir ağam" dedim bende. Gülümseyip "öyle" dedi ve "ama bu beceriksiz ağa artıko kaar da zeki değil , baksana. Benim yüzümden zorla evlenecektin Yavuz olmasa. Siz benim kardeşlerim olarak zekisiniz ama ben artık değilim sidrem" diye de ekledi. "Yanılıyorsun Üzeyir abi. Her aşığın gözü kör olur. Bu aşıkların içinde sende varsın ve bu hatayı yaparken de benim evlenebileceğim hiç aklına gelmemiştir. Kendine asla haksızlık etme. Ne sen neden biz saf değiliz". Bu dediğime abim o güzel inci dişlerini sergileyerek sırıttı."Peki o halde güzel kardeşim" dedi. "Hadi artık içeri anamın yanına geçelim yoksa burda sıcak otobüsteki yaşlı ama içi genç kadınlar gibi bir gösteriye şahit olacaksınız" o an Üzeyir abim ile dehşet içinde bakıştık. Çünkü küçükken hiçte güzel bir sey olmamıştı bu konuda. Hemen koşmaya başladım. "Aman aman amaaan , sakın ha sakın yapma onu yavuz abi. Üzeyir abi koş!" diyerek hanımağa odasına daldım. Buraya abimler öyle hemen giremezdi. O kadar kadın ve kız olurduki burada , buradaki alan çok geniştir , koltuk vb. şeyler çoktur. O yüzden rahattır. İçinde olduğum boş olan hanımağa odasına bakıp burayı incelemeye koyuldum hazır boş iken. Çok genişti ve harika bir tasarımı vardı. Eee Ataoğlu ailesinede bu yaraşır zaten. Ben her bir eski bibloya dokunurken arkamdam annemin sesini duydum. "Yine benim akıllı çocuklarım kendini gösterdi , lakin bu şeyler sizin başınıza bir iş açacak birgün" diyen anneme "Bırakta o güne kadar buna devam edelim annem" dedim bende. "Bir kuzenin evlenene kadar sakın ha sakın kısır olmadığını kimseye söyleme , yoksa bu söylediğiniz yalan başınızda patlar"

*YAZARIN AĞZINDAN*

Asi kızımız ve annesi bunları konuşurken , onları kapıdan dinleyen bir Aybüke ' den habersizlerdi. Aybüke , Akselden ve Kerim den sonra evin üçüncü çocuğu ve ilk kızıydı. Abisi seçim yaparken annesi ve kardeşiyle hanımağa odasında oturmuş konuşmuş ve kaynaşmışlardı. Kahkahaları durmaz bilmezken aceleyle konaktan çıktıkları haberini alınca telefonuda hanımağa odasında unutmuştu. Evden kendisi geri dönüp konaktan içeri girdi ve yardımcıların sayesinde hanımağa odasına çıktı. İçeriden ses gelincede merakına yenik düşüp onları dinlemişti. 'İyikide dinlemişim' diye içinden geçirdi genç kız. Çünkü biliyorduki abisi bu kıza tutulmuştu. Odadaki ses kesince kendini düzeltip içeri girdi. Girdiğinde Sidre ve annesi oturuyorlardı. "Telefonumu unutmuşum , evde fark ettim geri döndüm. Almak için geldim de" dedi hemen aceleyle. Bu olanları abisine anlatmak için can atıyordu çünkü. Biliyorduki Sidre kendisi anlamsa bile abisine sanki başka gözle bakıyordu. "Tabiki , nerede unuttun telefonunu" dedi karşısındaki güzeller güzeli asi kız. Aybüke gümseyip "komidinin üzerinde sanırım. En son orada idi çünkü" dedi. Sidre hemen komidine bakıp son model telefonun orada olduğunu görünce gülümsedi. Hemen alıp karşısındaki güzel Aybüke ' ye uzattı. Kız telefonunu alınca "iyi akşamlar size hanımlar , haydi ben kaçar" dedi ve orayı hevesle terk etti. Konaktan çıkıp arabaya binince abisine bunları nasıl söyleyeceğini düşündü. Bu sırada çoktan Kayaoğulları konağına varmışlardı bile. Arabadan hızla inip konağa girdi ağır abla tavırlarıyla. Çünkü o evin en büyük kızıydı. Babasının göz nuru , birciğiydi. Yaseminin ve Esila nın ablası , Aksel ve Kerim ' den küçük , Ender ve Halil ' den ise büyüktü. Annesinin yarısı , evin melek yüzlüsüydü. Kayaoğullarının onuruydu kısacası Aybüyke. Yardımcıların yanına gidip "Aksel abim nerededir" diye sordu. " Aksel ağam odasındadır Aybüke abla" dedi yardımcının en küçük kızı Sühe. Kızın yanağını sıkıp oradan ayrıldı hemen. Abisinin odasına vardığında sırtını dikleştirdi ve kapıyı tıklattı. İçeriden olgun bir erkek sesi "gel" diyince de içeri girdi kız. İçeri girdiğinde abiside ayağı kalktı , kızın yanına gidip anlını öptükten sonra " buyur Ay yüzlüm , ne için geldin buraya" dedi. Aybüke abisinden yavaşça ayrılıp abisine gülümseyerek komuştu. "Sana harika bir haberim vardır ağam" dedi neşeyle. Abisi ona anlamadığını gösterdiği bir bakış atınca " gel hele otur şöyle" dedi oturmak için hareketlenip. Oturduklarında dayanamayarak söze başladı genç kız. "Ataoğullarının kızı Sidre," diye başladı söze. "Evet" diye devam ettirmesini kısaca söyleyen abisine "kısır değil" dedi. Abisi ona şok içinde bakarken "Nasıl , Yavuz ağa kısır olduğunu söyledi herkeze" dedi. Kızın gülümsemesi yüzüne yayılırken "Eve geldikten sonra telefonumu orada unuttuğumu fark ettim. Acilen konağa geri döndüm. Tam hanımağa odasına girecekken merakıma yenik düşüp içersini dinledim. İyikide dinlemişim. İçeride Sidre ve Hamide Hanım konuşuyordu. Hamide hanım onlara bunlar birgün başımınıza bela olucak derken Sidre bırakta o gün bunu düşünelim dedi. Sonrada Hamide hanım kısır olmadığını seçim yapılana kadar kimse bilmesin dedi ve susutular bende içeri girdim ve telefonu alıp hemen senin yanına geldim" dedi. Aksel ağa da sırıtırken "tamam sen git" dedi. Ve kızda arkasında keyiften dört köşe olmuş bir aksel ağa bırakıp gitti.

*BÖLÜM SONU*

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin