❤2. BÖLÜM❤

4.8K 202 2
                                    

Kitabıma güzel bir başlangıç yaptım. Umarım böyle devam eder. İyi okumalar..

***

Babamın dediği üzerine yarın olacak berdel seçimi için herkez odasına çekildi. Buna bende göz boyamak için dahildim. Odama girdiğimde ilk işim silahımı çekmeceme koymak oldu. Daha sonra ise yatağıma uzandım. Abim sayesinde bir kız , bir aşiret ağasıyla evlenecekti. 'Vay be' diye geçirdim içimden. Kuzenlerim kim bilir nasıl hazırlanıyorlardır şimdi. Birinin yanına gitmek isterdim ama hangisinin sevdiği vardı ki Aksel ağa ile evlenmesin ? Biraz düşündüm. Daha sonra man kafama gelen kişiyle içimden kendime argo kelimeler yağdırdım. Ecel kasabanın içindeki konakların birinde oturan Okan ağa ya gönlünü kaptırmıştı. Bunun üzerine odamdan çıktım ve Ecel ' odasına gittim. Odaya girdiğimde ecel oturmuş oyma yapıyordu. Bu manzaraya gülümsedim. Bunu yapmayı daima severdi. Odanın içinde ilerledim ve yatağa gelincede oturdum. "Ver bakalım şu oymayı , nasıl yapmışsın beceriksiz hatun" dedim dalgaya alarak. Ecel kıkırdadı ve elindekini "bak bakalım nasıl yapmış bu oymayı beceriksiz hatun" diyerek uzattı. Bende aldım "bakalım bakalım neler varmış" diyerek inceledim. Beyaz kumaşın üzerindeki gül motifi harika görünüyordu. 'Keşke bende bu kadar becerikli olabilsem bu konuda' diye geçirdim içimden. Bende yapardım ama kusursuz olmazdı. Lakin Ecel bu konuda çok hassastı küçüklükten beridir. Bu yüzden harika bir şekilde dokuyordu kumaşa motifi. "Berdel de sende sıraya gircekmisin" diye soru yönelttim ona. Yüzü asıldı ve "malesef evet" diyerek cevap verdi. Ardından "Sen" diye oda sorunca "tabiki hayır , saklancam ben yarın seçimde. Yani bir konaktan dışarı çıkarım. Kim fark eder yokluğumu" diye düşüncemi yönelttim ona. Bu fikri sevmemiş olacakki "Ya yakalanırsan , aman Sidre tekrar başına bir iş gelmeye" diye endişeyle sordu bu cümleyi kurarken. "Merak etme güzel kuzenim , ben bulurum bir hal çaresini" dedim onu yatıştırırken "öyle olsun , istersen yardım edebilir siye ha , ne dersin. Zaten beni seçmez" diyip kıkırdayarak öneride bulundu. "Yok hatun , gerekmez" dedim bende şakasına. Güldü sadece. "Hadi ben kaçar hatun. Güzel olmamaya bak yarın. Mazallah seni seçer , sevdiğinden ayrı kalırsan ha" diyip çıktım odadan geçtim hanımağa odasına. Odaya girdiğimde annem kahve içiyordu. "Nasılsın hanımağam , keyfin yerindedir" diye sordum şiveli bir şekilde. Bu anneme takılma yöntemimdi. "Uğraşma deli kız. İyiyim çok şükür. Sen eyimisin asıl. Neden hazırlanmadın berdel için. Bak kuzenlerine , hepsi başladı hazırlanmaya , hadi kalk sende hazırlan" dedi annem. Kaçıcağımı çakmasın diye "aman , ne yapayım ben elin ağasını. İstemem ben koca falan. Zaten beni seçmez. İnşallah seçmez" dedim kapıya doğru ilerlerken. Kapıyı açtım , kaparkenki annemin son sözü "ilahi deli kız" olmuştu. Avluda çardağa gidince karşıdaki ağaç gözüme takıldı. Ne zamandır tepeye gitmemiştim. Gitsem iyi olurdu şimdi. Hemen kalktım ve geçtim odama. Dolabımın karşısına geçip siyah deri tayt ile siyah rambo atlet ve onun üstünede beyaz kol kısmı kıvrılan rahat spor bir gömlek aldım. Babamın silah odasına gidip birde tüfek aldımmı tamamdır. Avlanırdım belki. Odaya gittim ve benim en sevdiğim tüfeği alıp çıktım. Avludan geçip kapıya gelince korumalara selam verip çıktım dışarıya at çiftliğine. Çiftlikten benim atım olan Asi yi alıp yola koyuldum. Sidre tepesine doğru ilerlerken adımla aynı olan tepeye uzaktan göz gezdirdim. Bu tepeye kimse gelmezdi. Tabi ben varken gelmezdi. Gelselerde ben yoken geliyorlardı herhalde. Asi ye daha hızlı olması için kemer kısmına hafif vurdum. Oda algılayıp hızlandı hemen. Tepeye vardığımda tüm Mardin karşımdaydı işte. Tabi tepenin en ucundaki Sidre ağacı ile birlikte. Sidre ağacının yanına gittim ve uca gelince Asiyi durdurdum. Atın üstünden Mardin manzarasına bakaken daima ferahlardım. Sidre ağacının hafif rüzgar eserken ki kokusu o kadar ferahtıki. İsmimi daha çok sever oluyordum daima. Ben bu karşımdaki şahesere bakarken arkamdaki gür ve erkeksi sesle elim tüfeğime gitti arkamı dönerken. "Buraya sadece ben gelirim sanardım ama yanılmışım sanırım" Aksel ağayı görünce elim tüfeği almaktan vazgeçti. Sırtımı dikleştirip ona atımla beraber dönerken onunda siyah bir atta olduğunu fark ettim. "Bende sen gelmeden önce öyle sanıyordum ağa" dedim sert bir şekilde. Buna sırıttı. "Pekala" dedi. Hayla sırıtırken "Sen Ataoğullarının biricik asi kızları Sidre sin , değil mi" dedi. Bende suratıma piçvari bir sırıtış yerleştirip. "Doğrudur , benim" dedim "Lakin bu senin ne işine yarar" diyerekte devam ettim. "Yarın aranızdan birini seçeceğim , bu sen olabilirsin , biliyorsun değilmi" Beni sinir etmişti. "O biraz mümkün değildir ağa , unut gitsin. Kuzenlerimden birini seçsen iyi edersin. Hepsi taş gibi hatunlardır. Bende umut yoktur" dedim. Bunun üzerine sırıtması daha da büyüdü "Orası seni ilgilendirmez. İster seni seçerim , ister herhangibir kuzenini" dedi. "Siz bilirsiniz ağam , fakat dikkat edinki ortada seçecek bir ben olayım , değil mi" deyip atımla hızlaoradan uzaklaştım. Konağa vardıktan sonra ise yemek yiyip odama çekildim ve yarın için gözlerimi yumdum.

*****

Sabah uyanıp tuvallette işlerimi hallettikten sonra , dolabımdan bordo bir pantolon ve onun üstüne beyaz t shirt ile bordo kolu kıvrılabilen spor bir gömlek giyip saçımı at kuyruğu yapıp o at kuyruğu ördükten sonra hazırdım. Odadan çıkıp kahvaltıya indim. Kahvaltıda herkez vardı. Ben ve Firuze hariç herkez vardı sanırım. Ben yerime oturduktan 5-6 dakika sonrada süslenmiş bir Firuze sofraya oturdu. O an aklıma dank etti. Bu gün berdel seçimi olacak tı. Kızları inceledikten sonra hepsinin gözünde sürme , güzel kokuları , bazılarında da güzel başörtüleriyle hazırlardı. Ecel dediğim gibi özenmemişti. Kahvaltıdan sonra ben benim ünlü kaçma yerim olan deponun kapısının anahtarını cebime koydum. Ardından aşağı indim. Ağalar teker teker geliyordu. Bodruma yakalaşıp oraya gizlediğimde hazırdım. Kapıda Aksel ağa ve Ekrem ağa ile ailesi görününce benimde vaktim geldi demekti. Aksel ağa etrafa bakıyordu. Beni arıyordu sanırım. Bekle bulursun sen beni ağa. Aşağı bodruma anip kapıyı açtım ve gizli çıkışa yöneldim. Anahtarı deliğe sokup kilidi çevirdim ve sonuç , kapı açıldı. Dışarı çıktım ve çiftliğe doğru sessizce ilerledim. Arka duvardan atlıyacaktım. Arka duvara geldiğimde zılgat sesleri duyuldu. Bu demekti ki seçim için kızlar dizilmişti. 'Kurutldum' diye içimden geçirip duvardan atlamıştım ki karşımda iki tane adam çıktı. Tuttular kollarımdan ve beni konağa doğru sürüklediler. " Bırakasanıza beni be. Ağa kızıyım ben. Ulan bıraksana" diye kollarından kurtulmaya çalışıyordum ama yok , olmuyordu. Konağa girip avluya ilerlemeye başladık. Avluda dizilmiş kuzenlerimi görünce daha seçim yapılmadığını ve sıçtığımı anladığımda içimden bir küfür savurdum. Avluya geldiğimizde herkez bize döndü. Adamlar hayla kolarımdan tutarken "Bırkasanıza lan beni , bak hayla tutuyorlar. Ulan sizi ben kıstırmazmıyım be. Görüceksiniz siz bekleyin" dedimde bıraktılar sonunda. Babama bakıp "baba ben odama çıkıyorum , nedir bu saçmalık" dediğimde duyduğum sözlerle şoka uğradım. "Hiçbiryere gidemez. Çünkü ben Sidre yi seçiyorum"

*BÖLÜM SONU*

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin