Gitme- 12

76 3 2
                                    


Oradan nasıl çıkmıştım hiçbir fikrim yoktu. Veya beni nasıl çıkarttı.Rüzgar kişisi. Kafamda hiçbir şey oturmuyor, yaşadıklarım harhangi bir kitabın satırları gibi geliyordu. Belkide en kötüsü yaşamak istediğimi yaşamıyor sanıyor olmamdı. 

Burayı daha önce görmüş olmalıydım. Evet kesinlikle görmüştüm fakat içimden bir his daha önce burada güzel şeylerin yaşanmadığını söylüyordu. Oturuyordum ve o şahıs yukarı kaymış eteğimi aşağı çekiştirerek üstüme bir battaniye bıraktı. Burası Rüzgar'ın evi. Karanlığından anlamıştım. Her yer siyah ve sadece birazcık ışık. Utanıyordum. Bir kaç saat geçtiğini sandığım süre önce Rüzgar'ın kucağındaydım. Onunla sanırım iddialaştım. Her şey oturmaya başlamıştı, iddiayı kaybetmiştim. Onunla ağzımızda bir buz eriyene kadar öpüşecektim.  Hayır... Umarım yapmamışımdır.

Kırmızı cup bardakla getirdiği kahveyi bana uzattı. Üzerindeki siyah sporcu aklet, tüm vücüdunu ortaya çıkartıyordu. Boynundaki gümüş zincir, burada parlayan ve net bir şekilde görebildiğim tek şey diyebilirdim. Yanıma oturduğunda, omzundan vücuduma geçen sıcaklığa odaklandım. Fazlasıyla utanıyordum. Onu öpmüş müydüm? Lanet olası aptal Kumsal! Hatırla lütfen. 

Başını koltuğun arka kısmına yatırdı. Boynunda çıkan küçük çıkıntıyı (Adem elması) onu seviyordum. 

"Seni küçük baş belası." Sesi derinden ve fazla erkekçe çıkmıştı. Ona nasıl soracaktım. Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Kahveyi sehpaya bırakarak ona döndüm. "Rüzgar?" Sadece kaşını kaldırarak devam etmemi bekledi. Peki nasıl soracaktım? Bu çok saçma olurdu. Yerine başka bir soru bularak. 

"Bana neden bebek surat diyorsun?" Başını yana yatırarak gözlerimi ele geçirircesine baktı. "Farklısın."

Sanırım iyi bir şey söyledi ama konuyu uzatmak istiyordum ona direk 'Öpüştük mü? ' diye soramazdım. Tek bacağımı popomun altına alarak ona tamamen döndüm. "Devam et" dediğimde gözlerini benden ayırdı. 

"Doğalsın. Makyaj bile yüzünde kendini suçlu hissediyor. Durmuyor, akıyor." Oh! makyajım mı akmıştı? Başını olduğu yerden kaldırmadan, elini yüzüme götürdü ve gözümün altını baş parmağıyla temizledi. Daha çok utanıyordum. Onu gerçekten öpmüşmüydüm? 

"Hatırlamıyorsun değil mi?" İşte tam da bu. Nokta atışı yapmıştı. Yüzümü buruşturduğumda, doğrularak.

"O öpücüğü nasıl hatırlamazsın Kumsal?" Hayır! Yerin dibine girmek istiyordum Başımı öne doğru eğdiğimde, küçük sırıtışını yakalamıştım. " Şaka yapıyorum korkma." Ona öfkeyle bakarken devam etti. " Hatırlamayacağını bildiğim için ,böyle bir şeye izin vermedim." Bu güzel haberdi. Ve devam etti.

"Bunu hissetmeni ve hayatın boyunca unutmamanı istiyorum." Ne diyeceğimi bilemiyordum. Olumsuz bir kelime kullanmamıştım, sanırım bunu bende istiyordum. Ayağa kalktı. Akletinin altındaki siyah eşofmanın, beyaz bağcıkları belinden aşağı sarkıyordu. 

"Bir yere ayrılma bebek surat." Başımı salladım ve gitti. Bir kaç dakika sonra, merdivende ayak seslerini duyunca oraya doğru odaklandım. Hayatımın en mutlu anlarından birini yaşıyordum. Yerimden sıçradım ve bir çığlık basarak ona doğru koştum. Bu, o geceki cinayetimizin tek şahidiydi. 'Joker' Onu elinden aldığımda yüzümü yalamaya başlamıştı bile. Onu bir daha hiç göremeyeceğimi düşünüyordum. Rüzgar koltuğa doğru yürürken Joker'i yere bıraktım ve kısık bir sesle ona seslendim. Bana döndüğünde ona koşarak sarılmak ve içime sokana kadar sarılmak istiyordum. Öylede yaptım. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HÖDÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin