Joker- Bölüm 9

161 5 1
                                    

Küçük patikadan hızlı adımlarla yürümeye devam ediyordum. Tek isteğim bir an önce eve ulaşıp anneme sıkıca sarılmaktı. Ona yalan söylemiştim, onu kandırmıştım. Aptal kumsal.

Yağmur etkisini yavaşça göstermeye başladığında ağaçların yoğun olduğu bir yerdeydim. Burası o korku filmlerindeki kamptan uzaklaşıp kaybolmuş kızın bulunduğu yerlere benziyordu. Çantam gittikçe ağırlaşıyordu ama yorulmanın zamanı değildi. Bu ağaçlardan da korkacak değildim. Peki tamam kendimi avutuyor olabilirim. Sanırım korkuyorum.

Beynimi meşgul etmeye çalışarak Rüzgarı ve aptalca hareketini aklıma getirdim. Bilmiyorum belki de hiç aklımdan çıkaramamıştım.

Yaklaşık kırk beş dakikadır yürüyordum. Yağmur daha da hızlanmıştı ve ağaçlar —evet onlar gitgide sıklaşıyordu.

Ağaç dallarının aralarından sipsiyah gökyüzü zor gözüküyordu. Yağmur mu? O toprağı iyice doyurmuş, çamur  haline getirmişti. Bez ayakkabılarımın varlığından emin değilim diyebilirim. Etrafı çamurla kaplanmıştı ve ayaklarım fazlasıyla ağırlaşıyordu.

Hemen yanıma bir gölge düştü. Kendi kendime fısıldadım. 'Korkmuyorum.' İçimdeki aptal kumsal' ın   siktir oradan!  Demesini ve kalp atışlarımı umursamadan yavaşça arkamı döndüm.

Küçük mızıklamalar. Bu tatlı bir yavru köpekten başka bir şey değildi.  Derin bir iç çekerek köpeğe doğru eğildim.  Oda mı yalnızdı. Yağmurdan ıslanmış tüyleri vücuduna yapışmış ,kulakları hemen gözlerinin yanından iniyordu. Çok tatlı ve acınası bir şekildeydi. Köpekleri çok severdim ve onu bu şekilde bırakamazdım.

Uzanıp başını okşadığımda kuyruğunu hızla salladı. Bu yüzümde küçük bir gülümseme oluşmasına neden oldu. O bana tokat atamazdı veya yalan söyleyemezdi.

Onu sevebilirdim. Yağmur azalmıştı, sadece çiseliyordu. Genişçe bir ağacın dibine oturdum ve köpeği kucağıma aldım. Başını kollarıma öylece gömmüş sevgiye aç bir şekildeydi. Ona bir isim koymalıydım.

O erkekti ve şu iğrenç durumumu ve düşüncelerimi yumuşatmıştı. Ona joker diyecektim. Joker.

Yağmur daha da yavaşlamıştı. Bunu değerlendirmeliydim. Ayağa kalktım ve Jokeri çantamın içine doğru yerleştirerek yürümeye başladım.

Ağaçlar yavaşça seyrekleşiyordu ve tek tük evler gözükmeye başlamıştı.

Bu gerçekten sevindiriciydi. Beş dakika kadar daha yürüdüğümde uzakta karanlıkta biri vardı. Burada yerleşim yoktu. Bulutlardan dolayı ay ışığı toprağa ulaşamıyordu, her şey zor seçiliyordu.

Sanırım o bir adamdı. Gülüşlerime engel olamadım. Bu sevindiriciydi. Birini bulmuştum sonunda ve o bana şehre nasıl ineceğim konusunda yardım edebilirdi.

Hızlıca adama doğru koştuğumda elinde bir içki şişesi olduğunu fark ettim. Evet yanına gidecektim. Hiçbir şey şuan ki durumumdan daha kötü olamazdı.

Adam yaklaşık otuz yaşında, doksan kilolarında ,spor giyimli ve orta gelirli birine benziyordu. Ona doğru gülerek yaklaştığımda yüzü ifadesizdi. 'Merhaba.' Sesim heycanlı çıkmıştı.

'merhaba.'

Sonunda insancıl bir kelime duyabilmiştim.  Adama yaklaştığımda aramızda birkaç adım vardı.

'Burada kayboldum, bana yardım edebilir misiniz?'

Adamın yüzünü saçma bir gülüş aldığında anlam veremedim. Kaşlarımı kaldırıp gülüşüne anlam yüklemeye çalışırken.

HÖDÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin