16. Bölüm - Part 2 "Uyku Hapsi"

Start from the beginning
                                    

"Bana bak. Benim yanımdan ikinci kez öyle geçip gidemezsin. Ji Sook'dan uzak duracaksın. Yoksa başına geleceklerden-"

"Dur tahmin edeyim, izin ver. Sen sorumlu değilsin!" Arkamı dönüp yeniden gittim yanına ve elimle yakasını silktim. Sonra tısladım elim omzundaki tozları süpürürken.


"Beni az önce bir kaç pozisyondan görmüş olmalısın dostum. Arkadan, profilden, çaprazdan... Hangisinde kapıldın sikimde olduğun hissine?"


Baekhyun yanıma gelip kolumdan tutarak beni çekiştirmeye çalışmış olsa da izin vermeyip bir kaç adım gittim çocuğun üstüne.


"Sırf merakın yatışsın diye söylüyorum. Ben kimsenin peşinde değilim. Ha, ama eğer olsaydım da bunun için seni ikna etmeye çalışmazdım takdir edersin ki. Anlatabildim mi? Yoksa tam algılaman için bir kaç saniye beklememi ister misin?-"


"Chanyeol geliyor." Baekhyun cam kapıdan bakıp bana seslendi arkamdan. "Bırak şunu gidelim."


Çocuk tam bir şey söylemek ya da yapmak üzere elini kaldırdığında Baekhyun'un söylediği şeyle duraksayıp indirmişti geri elini. Ben de bir kaç adım çekilip geriden baktım tırsak haline.


"Korkma. Chanyeol kızlara vurmaz."


"Seni-"


Tam üstüme geleceği sırada arkadaşları tutmuştu kolundan. İçten içe köpürse de bi halt yapamayacağını net bir şekilde biliyordu. Vergi rekortmeni bir babanın oğlunu kışkırtmak istemezdi kimse. Evet o ben değildim ama vergi rekortmeni babanın tek oğlunun en yakın arkadaşıydım sonuçta.


Baekhyun'la kapıdan çıkıp merdivenlerden indiğimiz sırada Chanyeol hemen on adım ilerimizde bize doğru geliyordu.


"Nerde kaldınız?"


"Sehun bi çocuğu benzetti." Baekhyun gidip Chanyeol'ü iki santimetre mesafeden selamlamıştı gülerek.


"Yine mi kavga? Başınız belada mı?"


Chanyeol sevgilisinin selamlamasına karşılık vermeye zaman bulamadan bana baktı endişeli gözlerle. "Öyle olmadığını söyle Sehun."


"Hayır, Baekhyun abartıyor. Ben fiziksel şiddete karşıyım."


"Evet az önce çocuğu duygusal olarak becerdi."


İç çekip ikilinin yanına gittim onlar gülüşürken. "Ben eve gidiyorum beyler. Belki de bi bankta sabahlarım. Sonuç olarak yalnız kalıp düşünmem lazım biraz."


Ben melankolimi de alıp gidecekken Chanyeol meraklı gözlerle ikimize baktı. "Sehun istersen gidip bir şeyler yiyelim. Ya da o bankın yerini söyle ben de geleyim. Çünkü odamda bi fare varken geceleri rahat uyuyamıyorum."


"O fare değil, hamster!"


Baekhyun Chanyeol'ü koluyla itip ters ters bakarken ben öne geçmiştim bile yorgun bakışlarımla.

"Bi Jongin de burda işte."


Mırıltıyla söylediğim şeyden sonra gözlerimi kocaman açıp arkama baktım acaba beni duydular mı diye korkuyla. Ama neyse ki sadece birbirlerine odaklıydılar. Her zaman olduğu gibi.


Kampüsün dışında da son kez çocuklarla vedalaşıp otobüse bindim. En arkaya teyzenin birinin yanına oturup boşluğu izlemeye başladım. Eve gitmemeli miydim acaba? Kafam allak bullakken gitmemek daha doğruydu sanki. Bi dakika, neden öyleydi kafam? Siktir. Lanet olsun. Niye böyleydim ben? İçimde sincaplar savaşıyordu sanki. Neden otobüsü durdurup tanrılar bizi lanetledi nidalarıyla kendimi dışarı atmak istiyordum?


Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now